11/05/2012 | Yazar: Esra Güleç

Dalga geçerek konuşan güvenlik görevlileri, yüzüme tuhaf tuhaf bakan ve muhtemelen içinden tövbe tövbe diye söylenen kat görevlisi teyzelerin davranışları bana aslında homofobiye karşı mücadelenin ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu daha çok kanıtlamış oldu.

Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı bir öğrenci yurdunda Kaos GL tarafından gönderilen koliye "içerisinde eşcinsellikle alakalı yayınlar bulunması" gerekçesiyle yurt idaresi el koymaya kalkıştı.
 
Önce koliyi aramak isteyen güvenlik görevlisi, dergileri görünce “Bunlar hayra alamet değil, bunları içeri sokamazsın, idareye sormam gerek” diyerek alıkoydu.
 
Dergileri "yurdun içerisinde dağıtılma ihtimalinin" olabileceğini söyleyen güvenlik görevlisi bu yüzden içeri alamayacağını belirterek yurt yönetimini aradı. Böyle bir şeye gerek olmadığını söylememe ve yurda sokmayacağımı, fakülteye götüreceğimi açıklamama rağmen koliyi habersizce idareye götüren görevliler her şey olup bittikten sonra anons yaparak beni idareye çağırma zahmetinde bulundular. Üstelik "koliyi uyuşturucu arar gibi inceleme altına aldıklarını" da yurt yönetiminin yanına gittiğimde öğrendim.
 
Müdür yardımcısı tarafından kısa bir sorgulamadan geçtim. “Dergileri yurtta mı dağıtacaksın?” sorusuna ise “Bunları düzenleyeceğimiz panel için kullanacağız ve zaten ben onları şimdi çıkarıyorum yurttan, fakülteye götürüyorum. Ayrıca bu panelden öğretim üyelerinin de haberi var. İllegal bir şey yapmıyoruz” diye açıklama yaptıktan sonra koliyi alarak yurttan ayrıldım.
 
Dergileri gören herkesin bana karşı olan farklı tavırlarına ise diyecek bir söz bulamadım. Homofobik olmak tam da böyle bir şeydi sanırım. Dalga geçerek konuşan güvenlik görevlileri, yüzüme tuhaf tuhaf bakan ve muhtemelen içinden tövbe tövbe diye söylenen kat görevlisi teyzelerin davranışları bana aslında homofobiye karşı mücadelenin ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu daha çok kanıtlamış oldu.
 

Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam