Eşcinsellik, Kaos ve Kıyamet

Bu değil, bir önceki Papa'ydı galiba. AIDS salgınının Afrika'da on milyonlarca kişinin canını aldığı, bazı ülkelerde nüfusun yarısından çoğunu etkilediği yıllardı. Hastalığın önünü alabilmek için dünyanın dört bir yanında, ama özellikle Afrika ülkelerinde "güvenli seks" kampanyaları yapılıyor, prezervatif kullanımı özendirilmeye çalışılıyordu. Uluslararası yardım kuruluşları Afrika'ya bedava prezervatif ulaştırıyordu.

 

Ve Papa prezervatif kullanmanın dine aykırı olduğunu buyurdu.

 

Kaç kişi olduğunu bilemem, ama Papa'nın çok sayıda Afrikalının ölümünden birebir sorumlu olduğundan, bir insanlık suçu işlediğinden hiç kuşkum yok.

Niye işledi bu suçu? Dinî inançları nedeniyle.

 

Din ile cinsellik arasında sorunlu bir ilişki olduğu açık.

 

Eşcinselliğin "hastalık" olduğunu söylediği için Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'a geçen hafta çatarken, Kavaf Hanım'ın Müslümanlığına hiç değinmedim. Bilerek değinmedim.

 

Değinmemem şöyle bir içgüdüden kaynaklanıyordu.

 

İngiltere'de beş altı yıl önce Respect adlı yeni sol partinin kuruluşunda ve çalışmalarında yer aldım. Irak savaşına karşı yükselen hareketin içinden doğduğu için, Respect, Müslümanların çok sayıda katıldığı ve ilk kez sosyalistlerle biraraya geldiği bir parti oldu. Solun bir kesimi ise, dünyada esen İslam düşmanlığı rüzgârlarının etkisiyle, "kadınları ve eşcinselleri ezen Müslümanlarla birarada olunmaz" dedi. "Hıristiyanlarla ve Yahudilerle olunuyor da, Müslümanlarla niye olunmuyormuş?" tartışmasını o kadar çok yaptım ki, düşündükçe içim sıkılıyor.

 

Türkiye'de de aynı yaklaşım yaygın. Sanki kadınlara ve eşcinsellere karşı ayrımcılık İslam'a özgü bir şeymiş gibi! Değil elbet.

 

Hıristiyan ve Yahudi dinlerinin eşcinselliğe bakışı İslam'ınkinden farksızdır.

 

Sadece dindarlar mı eşcinselliğe düşman? Değil. Şu cümleleri kim yazmış

sizce: "Eşcinsellik ile toplumsal çöküş ve kargaşalık ortamları arasındaki ilişki, insanlık tecrübesini yansıtır. Türk mitolojisi, binlerce yıl önce eşcinselliği kaos ve kıyamet dönemlerinin belirtisi sayıyor. Eski Türkler, eşcinselliği dünyanın sonunun geldiğini gösteren bir alâmet olarak görüyorlar.. Kapitalizm, insanlar arasındaki her türden doğal ve insanî ilişki yanında, cinsler arası aşkı da yıkıma uğratmaktadır.. aptallaştırdığı insanı aynı zamanda sevgisizleştirmektedir. Eşcinsellik, bu sevgisizleşmenin ürünü..." Kim mi yazmış? Doğu Perinçek.

 

Perinçek'i ciddiye almamak gerek, doğru. Peki, Küba'da niye eşcinselliğin cezası hapis?

 

Uzun lafın kısası, eşcinsellik düşmanlığını özel olarak Müslümanlıkla ilişkilendirmeye karşı bir içgüdü geliştirmiş olduğum için, Kavaf Hanım'ın dininden hiç söz etmedim.

 

Ama Müslüman bir okurum beni yakalamış. Şöyle yazdı:

 

"Eşcinselliğin sapıklık olduğu Kuran'da apaçık yazar. İsterse tüm dünya eşcinselliği normal bir şey olarak görsün, Müslümanlar için Kuran'da yazan sözlerin önemi vardır, sizin ya da bir başkasının değil. Bu yüzden, bu durumdan rahatsızsanız, başka sebeplere çatmaya gerek duymadan, İslam dinine ve Kuran'a çatmak zorundasınız, aslında üstü kapalı bir şekilde çatıyorsunuz da. Sayın Kavaf'la ilgili diyebileceğim bir şey varsa, her ne kadar bu durum sapıklık ya da hastalık olarak görülse bile bulunulan konum ve lafın varabileceği yerler açısından insanları böyle rencide edebilecek bir şeyin ulu orta söylenmemesi gerektiğidir. Çünkü bu durum eşcinsel olup doğru yolu bulabilecek insanlar üzerinde kötü bir etki yaratabilir ve İslamiyetten uzaklaştırabilir. Ayrıca insanlar yanlış yoldalar diye onların kalbini kırmak ve yargılamak da zaten ayrıca günahtır."

 

Eşcinseller adına konuşmak haddime düşmez. Ama ben eşcinsel olsam şöyle

düşünürdüm:

 

Müslümanların benim hakkımda ne düşündüğü beni ilgilendirmez. İnançlarını ve bu inançların temellerini tartışmak aklıma bile gelmez. Kuran'a çatmak gerekmez, isteyen istediğine inanır, ben karışmam. Cinsel tercihlerimi beğenmeleri de, onaylamaları da gerekmiyor. Gölge etmesinler, yargılayıp günah işlemesinler, başka ihsan istemem.

Roni Margulies