27/01/2020 | Yazar: Havva Kafes

Heteronormatif olmayan bir sosyal hizmetin mümkün olduğu inancıyla Kaos GL ile iletişim kurmam deneyimimin başlangıç noktasını oluşturmuştu.

Feminist sosyal çalışma ilkeleri ışığında Kaos GL gönüllülüğü Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Sosyal Hizmet Ortamlarında İnceleme” dersi kapsamında LGBTİ+ Hakları konusunda Umut Güner’in katılımıyla aslında Kaos GL hakkında bir şeyler duymuş ve sonrasında araştırmaya başlamıştım. Temelde yaşama hakkı olmak üzere diğer doğrudan ve dolaylı korunan temel kişi haklarının ihlal edildiği ve nefret suçlarıyla dolu bir alanla karşı karşıyaydım. 1. sınıfta başlayan toplumsal cinsiyet, feminizm ve queer teori okumalarım 3. sınıfa geldiğimde okuduklarımı alanda nasıl uygulayabileceğimi ve nasıl uygulandığını anlama arayışına dönüşmüştü. Heteronormatif olmayan bir sosyal hizmetin mümkün olduğu inancıyla Kaos GL ile iletişim kurmam deneyimimin başlangıç noktasını oluşturmuştu. Deneyimim aslında daha fazla okumama teşvikle başlamış ve danışmanlık hizmetlerini dinleyerek sosyal hizmet görüşmesinin nasıl yapıldığını anlama ve kitaplardan çıkmama fırsat sunmuş, interseks durumla ilgili seminere katılım göstermemi sağlamıştı.

Bu bir dönemlik süreçte en temelde hissettiğim eşitlikçi bir ortam ve ilişkilenme biçimi kurulu olmasıydı. Bu eşitlikçi ilişki görüşmelerde de var olup, danışmalık yardım alan - veren biçiminde hiyerarşik bir şekilde temellendirilmemişti. Tam da aslında Dominelli’nin feminist sosyal hizmeti tanımlarken ki sosyal hizmet uzmanı - müracaatçı arasında eşitlikçi ilişkiler yaratan bir sosyal hizmet türü olarak tanımlamasıyla örtüşüyordu.

Sosyal hizmet aksiyomundaki “müracaatçının bulunduğu yerden başlamak ve müracaatçı için değil müracaatçı ile birlikte çalışmak” ilkeleri danışmanlık hizmetlerinde gözlemlediğim ikinci boyutu oluşturmuştu. Derste öğrendiklerim birer birer kafamda oturmaya başlamış, sosyal hizmetin değer temeliyle yakından ilişkili olan “mümkün olabildiği kadar sosyal hizmeti başarma sorumluluğu” danışmanlık hizmetlerinde anlayabildiğim ve görebildiğim bir nokta olmuştu.

Ayrıca BMMYK ile ortak bir proje olan “Türkiye’de Yaşayan Mülteci LGBTİ+’ların İnsan Haklarını Geliştirmek” projesi kapsamında sunulan danışmanlık hizmetlerinde cinsiyet geçiş süreci hakkında nasıl bir yol izlendiğini müracaatçı ile birlikte ben de öğreniyordum. Yani aslında bu süreç benim için öğrenme sürecinin devamıydı ve bu süreçte birlikte çalışma becerileri de ediniyordum.

Heteronormatif olmayan bir sosyal hizmetin mümkün olabilmesi cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve interseks durumu nedeniyle ayrımcılığa maruz kalan LGBTİ+’ların sosyal hizmetlerden etkin bir şekilde yararlanabilmesi için düzenlemelerin yapılması, sosyal hizmet uzmanlarının geleneksel ikili bölünmeyi pekiştiren söylem ve uygulamalardan kaçınması gerektiği bilgisini danışmalık sırasında “hanım” ve “bey” gibi ifadelerin kullanılmaması ve ismine, kimliğine göre cinsiyet ataması yapılmaması gerektiğini de uygulamada görmüş oldum.

Üniversiteye başladığımdaki ben sosyal hizmetlerin ne olduğunu bilmiyorken, şu anki ben mesleki etik kodları içselleştirmek için çabalıyor, hak ihlalleri karşısında “insan hakları” diyor. Bitmek bilmeyen bu öğrenme isteği başta kendimi dönüştürdü ve ihlaller karşısında nerede ve nasıl konumlanacağımı bana gösterdi. 


Etiketler: eğitim, sosyal hizmet
nefret