18/01/2024 | Yazar: Gözde Demirbilek

Filistinli bir lubunyanın konuşması üzerinden dallanıp budaklanan bir forumda bulunmak ve bazı düşüncelerde yalnız olmadığımı/zı görmek iyi hissettirdi.

Filistin için Kuir Sinema dayanışma gösterimi izlenimleri Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Pinkwashing Exposed, Micah Bazant

Queerwaves, Boysan’ın Evi, Filistin için Kuir Sinema ve Velvele.net’in 12 Ocak Cuma günü gerçekleştirdiği film gösterimi ve ardından “Soykırımda Onur Yoktur” forumuna katıldım. Bu etkinlik, haberdar olduğum ve bir araya gelineceği için beklediğim etkinliklerden biriydi. İstanbul Üniversitesi Eşitlik LGBTİ+ Topluluğu’nun gerçekleştirdiği Filistin için Kuir Sinema dayanışma gösterimine katılamamıştım, kolektif olarak neler yapabileceğimize dair bir arada düşündüğümüz bir etkinlikte bulunmaya uzun süredir ihtiyaç duyuyorum.

Etkinliğe, Filistinli gençlerin işgal, cinsiyet eşitliği ve LGBTQ+ hakları bakımından yaşadığı sosyal sorunları müziğinde öne çıkaran Bashar Murad’ın bir klibini izleyerek başladık. Kendisinin YouTube kanalına göz atmanızı, kliplerini izlemenizi ve şarkılarında neler anlattığına bakmanızı tavsiye ederim.

Ardından Dean Spade’nin “Pinkwashing’in Foyası: Seattle Karşı Atakta” filmini (2015) izledik birlikte. Film, 2012 yılında Seattle Belediyesi LGBT Komisyonu’nun İsrail hükümetiyle bağlantıları olan lobi grubu StandWithUs tarafından desteklenecek bir etkinlik organize etmesi karşısında bir grup LGBTİ+ aktivistin komisyon toplantılarına katılarak etkinliği iptal ettirme sürecini anlatıyor. İsrail’in insan hakları konusunda gerçeklikten uzak bir imaj çizmesi hedeflenen bu etkinliğin iptal edilişini izlemek bana şu açıdan iyi geldi: Komisyon üyelerinin bir kısmının organizasyonda aldığı sorumluluğa dair pişmanlıklarını paylaştığı bölümde ne yaptıklarını bilmediklerini itiraf etmeleri, her ne kadar tüm bunlar 2012’de yani 12 yıl önce gerçekleşmiş olsa da, lubunyaların belediye meclisinde böyle bir sürecin başladığına uyanması ve harekete geçmesi sayesinde oldu. Dünyanın neresinde olursa olsun İsrail’in lubunyalar için güvenli olduğu iddiasını yeniden üretecek bir eylemliliğin durdurulması, bu belgesel filmdeki gibi bir örnekte hazırlık aşamasında iptal ettirilmesi destekleyeceğim ve “Biz neler çıkarabiliriz?” diye düşüneceğim bir süreç olur. Yerel yönetimlere katılımımız ile ilgili güncel bilgiye vakıf olmadığım için Seattle ile örneğin İstanbul’u karşılaştırarak yapacağım çıkarımlar daha çok sürecin yürütülmesinde dikkat edilenler ve hedefleneni gerçekleştirmek için alınan manevralar üzerine olacaktır.

Belediye meclisinde sadece pişmanlık duyan komisyon üyeleri olmadığı için tartışmaya sebep oluyor bu olanlar ama StandWithUs’ın sponsor olduğu birkaç etkinlik daha iptal ediliyor. Etkinliği iptal ettiren lubunyalar e-posta adresleri üzerinden taciz ve tehdit ediliyorlar uzun bir süre. İsrail’in Filistin’i işgalini özellikle 7 Ekim’den bu yana daha görünür bir şekilde sosyal medya kanalları üzerinden çeşitli yöntem ve anlatı biçimleriyle ifşa etmiş olması üzerine düşündüm gösterimden birkaç gün sonra. 2024 medyasında, 2012’ye oranla haberler çok daha hızlı yayılıyor ancak görülme ve paylaşım sayıları çok uzun süredir desteklenmeyle doğru orantılı okunamıyor. Şunu demeye çalışıyorum: 2012 yılında bizler beğenilerle ve yoğun yeniden dolaşıma sokularak gündemleşen paylaşımları çok daha kolay “desteklendiği” yorumuyla okuyabilirdik. Ancak 2024’e geldiğimizde, nasıl derler bilirsiniz, “Money talks”. Prodüksiyon ve reklam ile dolaşıma sokulan İsrail propagandasında görünen o ki insanları topyekün öldürmenin meşrulaştırılması için büyük bir sermaye dökülüyor. İsrail’in sosyal medya üzerinden yaydığı işgalciliğinin ifşasını şu açıdan değerlendirebileceğimizi düşünüyorum: Bir medyayı ne kadar çarpıtarak dünyaya yansıtmaya çalışırlarsa çalışsınlar ortak hafızamız bugün oluşmadı, 7 Ekim ile başlamayan gerçeği görüyoruz. Kime saldırdığını söylerse söylesin bildiğimizin üzerinde insanların öldüğünü, hayatta kalanların yeni olmayan, yıllardır bitmeyen ve artan bir sömürge altında yaşam mücadelesi verdiğini biliyoruz. İsrail işgali hızlandırmak için Filistin’in dünyayla iletişimini tümden kesecek hamleler yaparken biz uzaktakiler ertesi günü paylaşım yapıp yapmayacağından hayatta olup olmadığını düşüneceğimiz insanların mücadelelerini okuyoruz. Bir yandan kaçmamızın mümkün olmayacağı bir gerçeklikte süren katliamın yasını tuttuğumuz ve daha fazla tutmamak için yası bekleterek öfkelendiğimiz ancak harekete geçmek konusunda nasıl destek sağlayacağımızı bulduramadığımız süreçlerden geçiyoruz. Yaşananları takip ederken hissettiğimiz hiçbir şeyin Filistinlilerin yaşadığından daha öncelikli konuşulacak önemde olmadığı gerçeğini kendimize hatırlatıyoruz. Filistin’de işgal altında yaşamanın koşullarını hiçbir zaman tam anlamıyla anlayamayacak olsak dahi yaşam mücadelesinin farkındayız. Ancak farkında olmak yetmiyor.

Gösterimin ardından “Soykırımda Onur Yoktur” forumuna geçtik, ilk sözü İstanbul’da yaşayan Filistinli lezbiyen bir aktivist aldı ve önemli paylaşımları oldu. Forum akışı İngilizce gerçekleştiği için neler konuşulduğuna dair net ifadelerle aktarım yapamayacağım (İngilizceyi duyarak anlamak konusunda heyecanlandığım ve tam anladığımdan emin olamadığım için). Maalesef, insanın kafası bazen öyle karışıyor ki; ihtiyacını, anlayamayan kendisi olmasına rağmen muktedir pozisyondan dayatacakmış gibi geliyor. Bu kafa karışıklığı şunu fark etmem açısından önemliydi: Çeviri desteğine ihtiyaç olup olmadığı sorulduğunda ve kimsenin işaret vermediğini gördüğümde, bu desteğe ihtiyacım olduğunu söyleyemiyorsam en azından anlamak için biraz yavaş konuşulmasını rica edebilirdim. Bu, etkinliğin katılımcısı olduğum bilinciyle tüm katılanlardan talep edilebilir bir şey olurdu ve ihtiyacım (korktuğum gibi) kimsenin kendini ifade etme hürriyetinin ve katılımının önüne de geçmezdi. Nitekim, etkinliğin önemi hangi dilde gerçekleştiğinden bağımsızdı; Filistinli bir lubunyanın konuşması üzerinden dallanıp budaklanan bir forumda bulunmak ve bazı düşüncelerde yalnız olmadığımı/zı görmek iyi hissettirdi.

Umarım farkında olmakla birlikte ne yapacağımız ve nasıl dayanışacağımız konusunda harekete geçmek için ortak düşünme ve paylaşım alanları yaratmaya devam ederiz.


Etiketler: insan hakları, kültür sanat, yaşam, dünyadan
İstihdam