22/03/2013 | Yazar: Hande Çayır

Geleneksel Hollywood gramerini köşeye koyduğumuz bir festival yarattı Filmmor, nefes almamızı sağladı yine, iyi ki!

Filmmor’un galasındaydım. Bavulumla… O gece yolculuk vardı. Kaos GL’nin düzenlediği Feminist Forum’a doğru...
 
Kıpır kıpır bir heyecanı izledim. İçimde ve dışımda…
 
Geleneksel Hollywood gramerini köşeye koyduğumuz bir festival yarattı Filmmor, nefes almamızı sağladı yine, iyi ki!
 
Anne Le Ny’nin Cornouaille/House in Brittany (2012) filmi vardı o gece. Bir metresi merkeze koymuş Cornouaille. Onun düşlerini, yolculuğunu izledik. Fransa’da bir metresin hikâyesini anlatmak çok normalmiş. Türkiye’de öyle olur mu acaba? Empatiyi kaç kişi kurabilir bir metresin hikâyesi ile?
 
Sevgili Başak Büyükçelen Derin Nefes Al/Take a Deep Breath (2012) gibi daha “nice filmler yapsın umuduyla” Filmmor’un mor cüzdanından bir destek aldı. Kendisi ile daha sonra tuvalette karşılaştık. Çok mutlu oldum.
 
Programı Ayça Damgacı ve Zeynep Okan sundu. Başından sonuna kadar sıcacıktı… Hülya Uğur Tanrıöver’in konuşması ilham vericiydi.
 
Sahneye tüm kadınlar çıktı sonra… Koşarak ya da utanarak… Koskocaman bir güç oluşturduk. Alkışlayarak ya da gözlerimiz dolu dolu bakarak… Benim gözümdeki ilk minik kıvanç ve umut yaşı bu seneki film spotunu izlerken geldi. “Kocasının tecavüzüne uğrarken Gülsüm de oradaydı” diyor ses ve arka planla iç içe geçip yok sayılan biricik-çiçekli kadın, bacaklarını kendine doğru çekiyor.
 
“Kürtaj hakkı elinden alınırken Fatma da oradaydı” diye sesleniyordu tanıtım filmi. Ve bu yıl ilk kez RTÜK tarafından kamu spotu kabul edilmediğine ve televizyonda kamu spotu olarak yayımlanmadığına şahit oldum. Üzüldüm ve kızdım.
 
IKSV’de gösterileceği için Filmmor’dan son anda çekilmek durumunda bırakılan bir film olmuş. Bu habere de içim burkuldu. Film endüstrisi, kapitalist dünya, yarışma ve yarıştırma… Her şey dönmeye, başım dönmeye başladı.
 
“Kadınların edilgen, geleneksel, cinsiyetçi olmayan temsillerine, muhafazakâr/ataerkil baskının kıskacında kadınların öznelik, öznellik, direnç, eylem ve düşlerine alan açan filmlerin yönetmenlerinin” onurlandırıldığı 11. Uluslararası Filmmor Kadın Filmleri Festivali’ni tüm kalbimle kucaklıyorum.
 
Ve işte Ankara yolcusu olarak 2. Uluslararası Feminist Forum’a kuş misali kondum. Ne mutlu ki, orada da filmlerle karşılaştım. “Böyleyken Böyle” başlıklı eşcinsel biseksüel kadın filmlerini/hikâyelerini izledim. “Aile, açılma, barınma, aşk” vardı içinde. Tüm salon ne çok tepki verdi o filmleri izlerken, bu kez gülücüklerle…
 
Anlaşılmanın, ifade etmenin gücünü gördüm. Düşündüm, sevdim ve tekrar yola koyuldum. Bakalım bundan sonraki günlerde daha nasıl güçleneceğiz?

Etiketler: kültür sanat
İstihdam