18/12/2009 | Yazar: Kaos GL

Bobby Moore, Kempes, Ardiles, Maradona, futbol için ölümsüz isimlerdir.

Bobby Moore, Kempes, Ardiles, Maradona, futbol için ölümsüz isimlerdir. Ancak fair-play söz konusu olduğunda birçoklarının aklına gelmeyen bir isim, Justin Fashanu, benim için özel bir yere sahiptir.
 
Futbol, her zaman yazdığımız ve milyonları peşinden sürükleyen, çoğu kişinin de hâlâ neye benzediğini anlayamadığı bir spor. Yıllardır yeşil sahalarda kimler geldi, kimler geçti. Hâlâ Bobby Moore, Kempes, Ardiles, Maradona gibi isimlerden bahsediyorsak, demek ki, oyuncular bir nevi ‘ölümsüz’ insanlardır futbolseverler için. Ama bundan daha önemli şeyler var; mesela FİFA’nın yıllar önce getirdiği Fair Play. Buna rağmen hâlâ bu ruha yanaşmayan futbolcuların olduğu da gerçek. Örneğin son yaşanan Henry olayı; İrlanda’ya elle gol atması, ardından çıkıp herhangi bir açıklama yapmaması bu ruha gölge düşürdü. Ama bir oyuncu vardır ki, bunu çoğu kişi bilmez, ben bir futbol delisi olarak, bu “cesur yüreği” bir kez daha anmak istedim: Justin Fashanu.
Justin,1961 yılında Hackney, Londra’da dünyaya geldi. Gerçek ismi Justinus Soni Fashanu. Ailesi Nijerya asıllı idi. Ebeveynleri boşandıktan sonra, Alf ve Betty Jackson onu ve kardeşini evlat edindi. Spora her zaman meraklı olan Justin’in çocukken en büyük hayali ileride başarılı bir boksör olmaktı. Fakat arkadaşları ve kendisi futbol yeteneğini çok yakın bir zamanda keşfettiler. Futbola Norwich City takımında başladı.1978 yılında on yedi yaşındayken A takım forması giymeye başlamıştı bile. 13 Ocak 1979’da ilk kez Norwich forması ile West Bromwich’e karşı oynadı ve seyircileri büyülemekle kalmayıp inanılmaz da bir gole imzasını atmıştı. Norwich forması giydiği 90 maçta 35 gole imza attı. İngiltere’de ona güzel ve imkânsız gollerin adamı adını takmışlardı. Attığı her gol, buram buram estetik kokuyordu. Uzun boyuna rağmen, ince bilekleri ve fuleleri ile izlenirken büyük zevk veren bir oyuncuydu Fashanu. Bu meziyetlerin ardından 1980 yılında BBC’nin senenin golü ödülünü Liverpool ağlarına atarak kazanıyordu. 1981 yılında İngiltere tarihinde bir ilki atıyordu: Bir milyon Sterlin’e transfer olan ilk siyahî futbolcu unvanını kazandı. Yeni istikamet bu sefer Brian Clough’un efsane takımı Nottingham Forrest idi. Ağustos 1981 Trevor Francis’in gitmesinden dolayı Forrest’ın yeni ümidi olmuştu. Gelmesi gerçekten çok sansasyon yarattı. Günler ilerledikçe Teknik Direktör Clough, Fashanu hakkında çıkan dedikodulardan son derece rahatsız olmaya başladı. Bu dedikodulara göre Fashanu izinli olduğu gecelerde gay barlara gidip eğleniyordu. O zamanlar fazlasıyla tutucu olan İngilizler için bu çok kötü bir dedikoduydu. Clough bu dedikodulardan sıkılmıştı ve gereken neyse onu yapacaktı. Ve Fashanu’yu Southampton takımına kiralık verdiler. Dokuz maçta üç gole imza attı. Ardından 150.000 Sterlin’e Notts County Takımı’na satıldı. Orada oynadığı 64 maçta yirmi gole imzâ attı.
 
Ardından kısa süreli maceralar yaşadı; önce Amerika’ya gitti, ardından Kanada’ya. Ama pek mutlu olmadı. 1989 yılında Manchester City için tekrar ülkesine döndü. Ve sırasıyla West Ham United, Leyton Orient takımlarında oynadı. Ama onun için en önemli olay 1990 yılında gazeteye verdiği röportajdı.

Röportajında resmen eşcinsel olduğunu açıklıyor, bunda utanılacak bir şey olmadığını, herkesin özgür iradesi ile cinsel kimliği ne olursa olsun spor yapmaya devam etmesini söylüyordu. Spor basını adeta şoka girmişti. Birçok futbolcu onu yerden yere vurdu, ölüm tehditleri bile alıyordu. Kardeşi John ona sırtını dönmüştü. Fakat o son derece rahattı, en azından kimselerin cesaret edemediği bir şeyi yapmış ve cinsel kimliğini milyonlar ve hatta milyarlar önünde açıklamıştı. Bundan sonra oynadığı her maçta, taraftarların tacizlerine maruz kalıyor fakat o susarak işini yapıyordu. Hatta soyunma odasına giren öfkeli taraftarlar eşyalarını çalıyor ve duvara “Geber Eşcinsel” diye yazıyorlardı.
 
Justin, bir yere kadar dayandı ve en sonunda futbola son noktayı sessizce koydu. Soluğu Amerika’da aldığında, bu seferde 17 yaşındaki bir çocuğa taciz suçlamasıyla tutuklandı. Tarihler Mart 1998’i gösteriyordu. Fashanu birkaç gün tutuklu kaldı; ardından serbest bırakıldığında, son dayanma gücü de bitmişti. Artık hayattan hiçbir beklentisi kalmamıştı. 3 Mayıs 1998’de, gittiği saunada kapısını kilitleyip, kendini asarak intihar etti.
 
Başucundaki notta şunlar yazıyordu: “Zaten ben yıllardır herkes tarafından suçluyum, şimdi işlemediğim bir suç yüzünden suçlu bulunsam da beni üzmez. Benim tek utancım, aileme ve dostlarıma utanç vermemdir. Ama ben doğru olanı yaptım, yarın olsa gene aynısını yaparım. Beni affedin. İçimdeki utançla yaşayamam, şimdi huzuru buluyorum işte…” Ve Justin Fashanu hayatına son verdi. Aylar sonra 17 yaşındaki çocuğun Justin’e iftira attığını söylemesinin ardından, İngiliz basını neredeyse onu aziz ilân edecekti.
1.90’lık boy, ince fulelerin, estetik gollerin ile futbol literatürümde çoktan altın harflerle yerini almıştın sen. Hele hele yaptığın itiraf ile çoğu futbolcuda olmayan o ‘Cesur Yüreği’ gördüm. Senden asla kendimi çekmedim, hâlâ o gollerini büyük bir zevkle izliyorum Justin. Umarım gittiğin yerde huzuru bulmuş ve güzel gollerine devam ediyorsundur. Ve şimdiki sporcular içinde iyi bir örnek olursun. Huzur içinde uyu Cesur Yürek.
 


Etiketler: yaşam, spor
İstihdam