04/05/2017 | Yazar: Murat Sayan

Bir dengeye ihtiyacımız var. Ama keşke elimizde çok sağlam demografik veriler olsaydı.

HIV ile yaşayan birinin, bunu bilmiyor oluşu ve dahası bunu kimsenin bilmiyor oluşu… Bu ciddi bir sorun olabilir.

Hangi duruma “HIV geç tanımlanmış” diyeceğiz?

Eğer CD4+ T hücre sayısı 350’nin altındaysa geç aşamada, 200’ün altındaysa çok geç aşamada HIV enfeksiyonu tanısından bahsedebiliriz. Kaynak olarak şu makaleyi kullandım.

HIV’in gecikmiş teşhisi; tanımlanana kadar başkalarına bulaşmasına, hastaneye yatışta artışlara, fırsatçı enfeksiyonlarla mücadeleye, maliyetli tıbbi bakım gereksinimine yol açacaktır.

Örneğin, bu ay yayınlanan yeni bir makaleye göre İngiltere’de, 2015 yılında HIV'le yaşayan yetişkinlerin %39’ü geç tanı almış, %21’i çok geç tanı almış.

Bizde iyi çalışılmış veri olmadığı için konu hakkında ahkam kesemiyoruz. Ancak iyi kötü biliyoruz ki ortalama -önemli bir ölçekte- HIV, kişilerde geç tanımlanıyor. Örneğin, şuradaki makaleye göre kişiler geç tanımlanmış şurada ise çok geç.

Herhangi bir risk söz konusuysa, HIV testi için fırsat/lar kaçırılmamalıdır. Örneğin; bizde acil servislere gidiş çok fazladır. Acil servislerde çalışan sağlık sunucuları HIV ve göstergeleri konusunda daha farkında olsalar çok şey değişebilir. Ancak HIV test sayısını arttırmak da beklenmeyen sorunlara yol açabilir. Maliyetler artabilir, kişiler test döngüsüne kapılabilir ve yaşanacak endişe dolu günler/bekleyiş hiç bitmeyebilir. Türkiye, dünyadaki diğer ülkeler gibi - genel nüfus oranına göre - çok yüksek HIV olgu sayısına sahip değildir. Bir dengeye ihtiyacımız var. Ama keşke elimizde çok sağlam demografik veriler olsaydı.

Geç tanımlanan HIV, üzerinde yeniden ve yeniden düşünmemiz gereken bir sorun olabilir.

Fotoğraf; Pelin Kesebir’den. Kendisine teşekkür ederim, paylaşımlarına izin verdiği için.

Gülümseyen, kırmızı dudaklar görüyorsunuz değil mi? Aslında bir yaprak, görüntüdeki. Ama tek başına, boşlukta, bir ifade oluşturabilmiş. Çünkü doğru yerde duruyor. Ama belki de fotoğrafın çekiciliği, yaprağın sonbaharındandır. Hüzün, dökülüp gitmek…

Dudakların üstünü doldurmak bize kalmış. Geçmişin tüm anıları ile…


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam