11/05/2009 | Yazar: Fatma Hacıoğlu

Cinsellik hakkında nasıl konuşmalıyız? Cinsellik hakkındaki önyargıları nasıl silebiliriz?

Cinsellik hakkında nasıl konuşmalıyız? Cinsellik hakkındaki önyargıları nasıl silebiliriz? Geçen yazıma gelen yorum, daha önceden beri gelen soru işaretlerimin üzerine yeniden yeniden düşünmemi sağladı.
 
İlk bakışta yaptığım işe alakasız görünen ama bana çokca faydası olan eğitim fakültesi çıkışlı olmam, cinselliğin eğitilmesi ile ilgili kendi kendime yürüttüğüm tartışmalarda hep faydalı olmuştur.
Cinsellik eğitiminde en sorunlu olan yerlerden biri de tutum ile ilgili olan kısımlardır. Bilgi paylaşımı göreceli olarak en kolay kısım gibi görünse de, bilgiyi paylaşan kişinin (eğitmenin) tutumu da çok önemlidir. Bu yalnızca işi cinsel sağlık konusunda eğitim veren insanlar için geçerli değildir, herhangi bir eğitim fakültesi mezunu öğretmenin cinsellik üzerine tutumu da çok önemlidir. Matematik öğretmeni, Türkçe öğretmeninin cinsellik üzerine tutumu öyle olsa ne olur, böyle olsa ne olur dememek gerek. Sınıfta, alelade yapılan, masum gibi görünen bir şaka ya da bir söylem var olan kalıp yargıları pekiştireceği gibi, ayrımcılığa da ön ayak olabilir.
Herneyse, konuyu biraz daraltarak sadece cinsel sağlık konusunda eğitim verenlere gelelim. Tıpkı eğitimin diğer alanlarındaki gibi, cinsellik konularında eğitim vermek de önce veren kişinin kendisini geliştirmesine yardımcı olur. Hele hele genç akran eğitimi gibi, gençlerin birbirini eğitmesinden bahsediyorsak, buradaki akran eğitici gençlerin zamanla cinsellik ile ilgili tutum ve davranışlarının değiştiğini görmek büyük bir zevk veriyor bana.

Zor olan tarafı da akran eğitimcilerin kendilerini bir savunucu olarak görmeye başlamaları. Konu, toplum tarafından marjinalleştirilen bir konu ise ister istemez o alanda çalışan insaların bilgi vermenin de ötesine giderek değişim için çalışmaları, savunucu olmaları kaçınılmaz oluyor. Ya da en azından ben öyle düşünüyorum. Bir yanım illa ki böyle olması gerekmediğini söylerken, daha büyük bir parçam cinsellik konusunda çalışan eğitmen gençlerin aktivist taraflarının da olması gerektiğine giderek daha fazla inanıyor.
‘Eğitmenlik’ vasfını alarak, çevresindeki gençlerden hiyerarşik olarak kendini bir parça daha üstün, ayrıcalıklı görenlerin, bu vasfın içeriğine ve kalitesine daha fazla değer vermeliler diye düşünüyorum.  Bunu neden mi söylüyorum? Daha geçtiğimiz günlerde, kendisine ‘eğitmen’ diyen birinin benim homofobi karşıtı günler hakkında attığım e-maile; ‘eşcinselliği destekleyen bu gibi etkinliklere neden destek verildiğini anlayamıyorum doğrusu’ diyerek cevap vermesi, beynimde kıvılcımlar çakmasına neden oldu.
Böyle düşünen biri, cinsel sağlık bilgisi verirken kimin için, kimin cinselliğini anlatıyor diye yeniden düşünmeme neden oldu. İçiniz kararmasın, bu gibi örneklere karşı onlarca süper akran eğitici genç de var. Benim derdim, bu mantıktaki insanların sayısının 0’a indirilmesini sağlamak.
Cinselliğin tabulaşmasından en çok zararı gören gençlerin arasında gerçekleşen bilgi paylaşımının, tabuların yıkılmasındaki en önemli aracımız olduğunu düşündüğümden, konuyla bu kadar ilgileniyorum.
 
Değişim daha kolay nasıl gelir?
Birliktelik ile, Aktivizim dozu yüksek, genç akran eğitimleri ile. Eğitimi alan gençlerin ilk başta bu noktatı kavramaları zor oluyor ancak kendileri eğitmenliği deneyimledikçe, cinsellik hakkında yüksek sesle konuşmanın zorluklarını keşfettikçe neden sadece bilgi vermek gerekmediğini, bilgilerin ayrımcılığı önlemede birincil basamak olduğu anlayabiliyorlar.
Gençler nasıl rengârenkse, eğitmenler de öyle olmalı. Bir kesimden ya da bir STK’tan değil, gençlik alanında çalışan her örgütten, kesimden gençlerin dahil olması gerekiyor.
Eğitim standartları. Nasıl her örgütüm vizyonu, misyonu, ilkeleri varsa, cinsel sağlık ve üreme sağlığı alanında çalışan eğitmenlerin de olmalı. Farklı örgütlerin bir araya gelmesi işin kalitesini zenginleştirirken, eğitimin kalitesi için standartlara dikkat edilmeli. Örneğin, eğitmenlerin kondomu doğru bilmeleri nasıl önemliyse, tutum konusunda da ilkeli olması gerekli. İnsan hakları yaklaşımını kavramış ve uygulayabilir olmalı. Eğitim gereği belki cinsel yönelimler konusunda eğitim vermeyecek dahi olsa, cinsel yönelimlere saygılı olmalı ve kullandığı dil itibariyle heteroseksist olmamalı.
 
Tüüm bunları ve daha fazlasını sağlamaya yönelik bir sistem yok mu? Var. Adına Türkçede ‘genç akran ağı’ dediğimiz Y-PEER, (youth peer education network) var. 41 ülkede aktif olarak çalışan bu ağın ülkemizde de etkin bir şekilde çalışabilmesi için son 5 yıldır çalışılıyor. Henüz gelişmekte olan bu ağ, her renge açık...
Aynı amaca yönelik çalışan gençlerin, değişiklik yaratmak için bir araya geldiği bir ağ var. Tek yapmamız gereken sayımızı arttırırken, standartlara bağlı kalmamız ve öğrendiklerimi paylaşmamız.

Çünkü gençler, değişir ve değiştirir!


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam