28/11/2020 | Yazar: Anjelik Kelavgil

İğrenç fobisini ve kadın düşmanlığını 20 Kasım döneminde patlatan Seren Serengil sizce bunu bilmiyor mu? Yonca Evcimik bu ayıplı şarkısını 25 Kasım’a bile isteye denk getirmedi mi sanki? Sırada ne var? 1 Aralık? 3 Mart? 8 Mart?

Hakikaten Ayıp Şeyler Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Okuyucu sağ popülizme taktığımı düşünebilir. İnanın onlar lubunyalara takmış halde, o kadar çok malzeme veriyorlar ki, insan gerçekten hayret ediyor. Dönemin ruhsuzluğu öyle derinleşmiş halde ki, şaşırtıcı derecede büyük savruluşlara şahit oluyoruz gün be gün. Bugünün savruluşu da Yonca Evcimik. Ayıp Şeyler diye bir şarkı(?) yapmış, yıllar sonra toplumsal belleğimizde yer eden Çapkın Kız Yoncimik’in şarkı diye önümüze sunduğu maval dev tepki çekti haliyle. Sözleri fecaat, TDK’ye bakmamızı salık veriyor kendisi ama ortada bir abukluk… Dünyayı kadın düşmanlığıyla sallayabileceğini zannederken dünya onu sallar gibi oldu. Şarkının sözlerine dikkat etse çizmeyi aştığını anlayacak aslında, umuyoruz ki kendine gelir ve haddini bilir.

Magazin figürlerindeki bu telaş nedir anlamış değilim. Bir söz vardı mevcut düzeni anlatan, reklamın iyisi kötüsü olmaz diye. Öyle bir devre denk geldik ki reklamın iyisini, hiç değilse kötüsünün iyisini arar olduk. İnsan ister istemez bir tutarlılık bekliyor, geçmişle bugün arasında. Tutarsız görünen anlarda da rasyonel bir açıklama arıyor. Ama devir öyle bir devir ki, aylardır dünyayı sallayan pandemide “gerçek” vaka sayısına bile yeni vakıf olabildik. O da ne kadar gerçek, TTB bilir.

Hal böyle iken, tutarlı tutarsızlığın ünlüler adasında da bir akıl tutulmasıdır gidiyor. Güçten yana taraf olup ünlülüğün kaymağından pay kapma telaşıyla seviyesizlikte sınır tanımıyorlar. Bir devrin “özgür kadın” imajına oynayan Yonca Evcimik gibilerinin geldiği son nokta, kültürel hegemonyasını bir türlü kuramayan sağ popülizme göz kırpmaktan öteye gidemiyor. Hoş, bize şarkı diye sunduğu şey kullanışlılığını gözler önüne serer durumda.

Kültürel hegemonyasını bir türlü kuramayan sağ popülizmin içine düştüğü hal, hal değil gördüğümüz kadarıyla. Bu hegemonyanın aracı haline dönüşen ünlülerin ağzından çıkanlara baktığımızda görüyoruz bunu. Özgür kadınları, Lubunyaları karşısına alan; sağ popülizmin sac ayaklarına oynayan ve nefreti, linci sıradanlaştıran bu ünlüler torbası, zaman zaman lubunya destekçisi gibi görünmeyi bile becerememiş vasat tiplerle dolu. Toplumu vasatlaştırmak, lümpen cis het erkeğin kültürel hegemonyasını sağlayabilmek adına muktedirin ihtiyacını karşılama yarışına girmiş durumdalar. Kirli bir ittifak bu, zemini para ürünü vasatlık olan; insanlığa hakaret etmenin şov bızınısı.

Toplumun en geri bilincinin amalarına ve fakatlarına göre konumlanan normun yılmaz savunucusu Seren Serengil, Deniz Akkaya, Yonca Evcimik ve türevlerinin geçmişlerine biraz baktığımızda aslında bu mistik ittifaka girmeye ne kadar meyilli olduklarını da görüyoruz. Kendi fobilerini ve cis ayrıcalıklı kibirlerini gizleyebilmek adına new age zırvalıklarla “yaradılanı yaradandan ötürü” sevdikleri dönem biter bitmez ortaya koydukları şeyler iktidarın gözüne girmek için gelebilecekleri seviyeyi de gösteriyor bizlere. Cinsel devrimini yapacakken 2002 seçimleri olan ülkenin geldiği noktada bu ünlü geçinenlerin payı çok büyük ve tarih bunları elbette unutmayacak. Yapacakları büyük R’yi de hep beraber izlemek bize kalacak muhtemelen.

Akademisini terflerle; müziğini Yoncalar, Nihatlar, Demetlerle; gündüz kuşağını Serenlerle manipüle etmeye çalışan akıl (?) elbette yolun sonuna geldi. Doğayı betonlaştıranların ülkesinde sanata, magazine, akademiye de dev bir beton mikseri yanaşmış durumda; evlere şenlik. Bir Türkçe Pop zevkimiz vardı, ona da tüy dikiyorlar her geçen gün, tadımızı kaçırmakta üstlerine yok.

Tesadüflere de yer yok mesela bu cenahta. Tarihle olan garip ilişkileri, yıldönümü merakları ve ecdat severliklerinden ileri gelen kof ajitasyonları kötülüklerini bilinçli hale getiriyor. İğrenç fobisini ve kadın düşmanlığını 20 Kasım döneminde patlatan Seren Serengil sizce bunu bilmiyor mu? Yonca Evcimik bu ayıplı şarkısını 25 Kasım’a bile isteye denk getirmedi mi sanki? Sırada ne var? 1 Aralık? 3 Mart? 8 Mart?

Bu çok boyutlu, örgütlü ve bilinçli kötülüğe karşı yan yana olmaktan ve Lubunya Dehasını ana akımlaştırmaktan başka yolumuz yok. Bizle baş edebilen varsa beri gelsin!

Yonca Evcimik’e de cevabım ektedir; sözlere tikizmeyi unutmayınız, sübliminalden kaçınmadık.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Video Haber İkon  İlgili Video:


Etiketler: kadın, kültür sanat
İstihdam