01/12/2019 | Yazar: Defne Güzel
HIV ile yaşayanlara ölmeleri için steril dünyanın gözüne batmayacak, onları huzursuz etmeyecek gettolar gösteriliyor.

İçimden saydım. Yirmi dört mum yaktı Elif ve Semih. Tesadüf bu ya; titreyen mumlar gizlice yaşıma atıfta bulunuyor. Üç kişi bir büyükten daha fazlasını bitirdik. Çokça şarkı söyledik, çokça sigara içtik. Makyajlarımız aktı, sakallarımız çıktı, saçlarımız söndü... Yıllar sonra başladığım yerde olmanın güveniyle; sarhoş ve mutluyum.
Aslında bundan dört yıl
önce, her şeyin çok da kolay başladığını söyleyemem. Dispanserin bahçesinde
Nisan güneşi yüzüme vurduğunda, kan merkezi müdürü raporu masaya vurduğunda,
Terminal'den Görükle'ye kadar gözyaşlarım yanaklarıma vurduğunda ciddi ciddi
öleceğimi sanmıştım. Alıktım ve yirmi yaşındaydım.
Gerçek elbette ki böyle
değil. Günde bir ilaç kullanıp bağışıklığım yeniden güçlendiğinde, vücudumdaki
HIV kopyaları yirminin altına düştüğünde ve aktarım özelliğim ortadan
kalktığında “benim gibi öleceğini sanan alıklar vardır illaki” diye düşündüm ve
o alıkları kendilerine getirmek için can havliyle giriştim aktivizme.
HIV ile yaşadığımı
öğrendiğim evvel zamandan bu yana insanlara HIV'i anlattım. Şimdi ve artık hiç
konuşmadığım bir şeyi, bu sefer kendimi konuşmak istiyorum.
Ben HIV ile yaşayan ve
trans deneyimi olan bir kadınım. Ne yazık ki, kadınlık kimseye tam olarak
bahşedilmediği gibi bana da hiçbir zaman tam olarak bahşedilmedi. Öyle
sanıyorum ki, hiçbir zaman bahşedilmeyecek de. Yine de işin tatminkar yanı;
uzayan saçlarımla, yolduğum sakallarımla, kendime acıyışım, kendimi okşayışımla
politiğim. HIV ile yaşayan trans bedenim kaçınılmaz bir şekilde politik. Fakat
benim göz göre göre öpülen, sevilen, sikilen politik bedenim daima zan altında.
Travesti olduğu için, HIV ile yaşadığı için her zaman suçlu.
Tanışma uygulamalarından
birinden anonim bir mesaj düştü geçen gün mesaj kutuma; "HIV pozitif
olduğunu neden profilinde yazmıyorsun. Siktir git kendi çöplüğünde öl toksik
orospu çocuğu!"
HIV ile yaşayanlara
ölmeleri için steril dünyanın gözüne batmayacak, onları huzursuz etmeyecek
gettolar gösteriliyor. Bu mesaj aslında birçok şeyi açıklıyor. HIV ile
yaşayanlara yönelik duyulan korku ve nefret salt bir kötülüğün ürünü. Bu
kötülük ise HIV ile yaşayanları kapanmaya, gettolara sıkışmaya, izole olmaya ve
dışlanmaya zorluyor.
Beni diğer hastaların
içinde açılmaya zorlayan hemşireyi, benimle koli kesmesinin ertesi günü soğuk
algınlığı yaşadığı için korkuyla beni arayan kolimi, okuduğum bölümde statümü
bütün herkese söyleyen hocamı, elimi sıkmayan doktoru hatırlıyorum. Sosyal bir
krizin pençesinden yazıyorum. Çok öfkeliyim, infilak ediyorum.
Tam da bu yüzden söylemem
gerekiyor, HIV ile geçen dört yılın ardından; başka bir HIV politikası mümkün.
HIV ile yaşayanların
dışlanmadığı, ayrımcılığa uğramadığı, izole edilmediği, özgürce açılabildiği,
politika üretebildiği, söz söyleyebildiği, özneliklerinin ellerinden alınmadığı
bir politik zemin talep ediyorum. HIV ile yaşamayanları HIV'den koruyan
sistemin HIV ile yaşayanları da toplumun fobisinden korumasını talep ediyorum.
HIV aktivizminin merkezini HIV ile yaşayanların oluşturmasını talep ediyorum.
HIV ve HIV ile yaşayanlar olağanlaşana kadar her yerde her zaman infilak
ediyorum.
Titreyen mumlar yavaş
yavaş sönüyor. Yarın her zamankinden daha farklı olacak. Makyajımı yapacağım,
sakallarımı keseceğim, saçlarımı kabartacağım. HIV ile geçecek yeni bir güne;
her zamankinden güçlü uyanacağım.
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan
yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe
yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına
gelmemektedir.
Etiketler: insan hakları, kadın, sağlık, sağlık hakkı