01/12/2023 | Yazar: Semih Özkarakaş

İnsan hakları herkes içindir, ayrımcılığa maruz bırakılan kişi ve grupların taleplerine yanıt verir ve herkes bu haklara eşit erişebilmelidir. Bu sebeple HIV ile yaşayanları fiziksel, cinsel, siber ve duygusal/psikolojik şiddetten koruyacak uygulamalar güçlendirilmedir.

“HIV Statümü Paylaşmak Zorunda Değilim” bize haklar açısından ne anlatıyor? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

1 Aralık 2019 tarihinde Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği, Dünya AIDS Günü için sosyal medyada ortak bir kampanya düzenledi. Kampanya kapsamında sosyal medyada paylaşılan içerik HIV’le yaşayan kişileri cinsel ve cinselleştirilmiş şiddete karşı kolluyor ve HIV’le yaşayan kişilerin mahremiyet hakkına odaklanıyordu. 

Paylaşılan görselde yazan slogan şuydu:

“HIV Statümü paylaşmak zorunda değilim.” 

Görselin açıklamasında ise şu yazıyordu:

“HIV statüsü bilgisi bireylerin kendisine ait özel bir bilgidir. Başkaları tarafından sorulamaz, sorgulanamaz ve paylaşılamaz. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunmak, partnerin enfeksiyon statüsünden bağımsız olarak kişilerin bireysel sorumluluğudur. HIV statüsünün paylaşılması için ısrar, baskı ya da onay inşa etmeye yönelik her söz ve davranış sınır ihlalidir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara bağlı mahremiyet ve sınır ihlalleri, ayrımcılık, dışlama, baskı ve zorlamalar cinsel şiddettir.” Bu içerik üzerinden sosyal medyada çok yoğun bir tartışma süreci başladı. Çoğu sosyal medya kullanıcısı CŞMD ve SGYD’yi hedef gösterip tehdit ederken -özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı gibi kurumlar içeriğin altına etiketlenerek muhbirlik yapıldı- başka bir kesim HIV ile yaşayanları hedef alıp, onların bunu söylemek zorunda olduğunu iddia edip, söylemeyenlerin “başka insanların hayatlarını karartacaklarını” iddia etti. Bazı insan hakları savunucuları, LGBTİ+ aktivistleri, feministler de HIV ile yaşayanların mahremiyet hakkı söz konusu olduğunda sağlamcı kırılganlıkları ile “Ya ben de HIV ile yaşarsam?”, “Ya sevdiklerime HIV bulaştırırlarsa” gibi sağlık ve insan hakları politikalarından uzak birtakım yorumlarda bulundu. Bazıları ise sessiz kaldı. 2019 yılından sonra da “HIV statümü paylaşmak zorunda değilim” üzerinden sosyal medyada HIV ile yaşayan ve HIV politikaları üreten aktivistlerle alay eden, onları hedef gösteren ve nefretin hedefi haline getiren yorumlar yapılmaya devam etti. Bu yazıda sosyal medyadaki tartışmaların okur yazarlığını yapmak istiyordum ama sonra “Statümü paylaşmak zorunda değilim” cümlesinin hak savunucuları ve cinsel haklar açısından nerede konumlandırıldığını anlatmak istediğimi fark ettim. Özellikle de “HIV statümü paylaşmak zorunda değilim” cümlesinin bize ne anlattığını yazmak istiyorum çünkü Türkiye’de HIV tartışmalarının ve çalışmalarının cinsel haklar açısından çok önemli, gerekli ve özgürleştirici bir yeri var ve HIV ile yaşayanların hakları daha kapsayıcı, kesişimsel ve güçlendirici bir politikayla geliştirilmeyi hak ediyor. 

Cinsel Haklar Bakımından Krizi Hatırlamak ve Panik Perdesini Aralamak

HIV ya da AIDS ilk ortaya çıktığı zaman eşcinselleri, seks işçilerini, damar içi madde kullanıcılarını ilgilendiren bir “hastalık” diye düşünüldü. Anahtar gruplara dönük ayrımcılık göz önünde bulundurulduğunda devletler nezdinde duymazlıktan ve görmezlikten gelindi. Virüsün bir salgına/epidemiye dönüşmesinin sebebi devletler, siyasiler ve bazı sağlık sunucuları oldu. Bireysel haklar, refah ve bilgiye ulaşma yoluyla toplumsal yararlar üzerine kurulan liberal değerler, AIDS’in ortaya çıkmasıyla heteroseksüellerin yararlarını korumaya yöneldi. Heteroseksüel kişilerin, eylemlerin yararını korumak için siyasiler, din adamları ve medya el birliği ile eşcinsellere karşı bir müttefik oluşturdular. LGBTİ+’lar (özellikle eşcinsel erkekler ve trans kadınlar) din adamları tarafından şeytanlaştırıldı, devlet tarafından suçlulaştırıldı, tıp tarafından da hastalaştırıldı. Medya ise bu damgalamayı, ayrımcılığı, nefreti yaygınlaştırdı. HIV yani İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü cinsel yönelim ve cinsel kimliği fark etmeksizin kişiler arası aktarılıyor ve yaygınlaşıyordu. Virüs ile mücadele etmek yerine, HIV ile yaşayan eşcinsel erkeklerle ve trans kadınlarla mücadele edildi. Çeşitli yasa ve sözleşmelerle koruma altına alınmış olan kişilerin temel sağlığa erişim hakkı ihlal edildi ve HIV’le yaşayanlara dönük ayrımcılıklar çeşitli hak ihlallerini doğurdu.

Devletlerin HIV/AIDS hakkında suskun kalmasının genel sebebi, virüsün özellikle cinsel yolla aktarılması ve evlilik dışı, çok partnerli, eşcinsel ilişkilerde görülmesi varsayımı yüzündendi. HIV önleme çalışmalarının en temelinde güvenilir cinsellik bilgisine erişim ve bu bilgiyi yaygınlaştırma bulunur. Güvenilir ve sağlıklı cinsel bilginin yaygınlaştırılması da devletlerin cinsel hak politikalarını ve bu hakları talep eden vatandaşlarını tanıması anlamına gelir.

Her insanın sağlıklı ve güvenilir cinselliğe erişebilmesi temel haktır. Cinsellik kişilerin cinsel varoluşu ve potansiyelleri üzerine kuruludur ve cinsel sağlık cinsel hakların tanınması ile mümkündür. Bunun teminatı da her kişinin cinsel özgürlük hakkının koruma altına alınmasıdır. Özellikle de hak temelli cinsel sağlık üzerine politikalar üretilirken, sağlıklı ve güvenli cinselliğin yaşanabilmesi için cinsel hakların en üst düzeyde tanınması gerekir. 

Özel Hayatın Korunması ve Cinsel Mahremiyet Hakkı

Tüm insanların sahip olduğu temel hak ve özgürlükler arasında yer alan özel hayatın gizliliği hakkı, kimsenin başkasının özel hayatına müdahale edemeyeceğini, kişilerin özel hayatı ile ilgili bilgi toplanılamayacağını garanti altına alır. Özel hayatın kendisi kişiye özeldir ve kişi istediği gibi özel hayatını ve özel hayatı hakkındaki bilgileri gizleyebilir.  Öte yandan özel hayatın gizliliği hakkının doğurduğu haklardan biri de cinsel mahremiyet hakkıdır. 

Cinsel mahremiyet hakkı kişilerin cinsel yönelimleri, cinsel kimlikleri, bedensel özellikleri ve cinsel sağlık durumlarının insan hakları içerisinde yer aldığını ve kişilerin bu konudaki her türlü şiddete, tacize, ayrımcılığa, dışlamaya, damgalamaya karşı korunması gerektiğini ifade eder. Bu hak, kişilerin cinsel haklarına dair her türlü bilgiyi açıklamak ya da paylaşmak hakkında yetki sahibi olmasını güçlendirir. 

HIV ile Yaşayanların Hakları Temel ve Evrensel İnsan Haklarıdır 

HIV bir sağlık meselesi olmakla birlikte insan hakları meselesi olarak da temelde ele alınmalıdır. Çünkü HIV ile yaşayan insanlara yönelik en baştan günümüze kadar olan süreçte çeşitli ayrımcılık pratikleri geliştirilmiştir. HIV ile yaşayanların temel insan haklarından olan yaşam, beslenme, barınma, eğitim, çalışma, sağlık gibi haklarına erişmelerinde direk ya da dolaylı müdahaleler gerçekleşiyor. Geçmişten günümüze HIV çok değişti ama ilk günden günümüze kadar olan süreçte üretilen nefret değişmedi. Geçmişte HIV ve AIDS üzerinden yaratılan korku yüzünden günümüzde halen HIV’e dair mitler varlığını sürdürüyor. Bu mitler, irrasyonel fikirlerin ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor ve bu durum paniği doğuruyor. Bu panik, HIV ile yaşayan kişilerin temel insan haklarına erişmesini engelleyen politikaların üretimini destekliyor. 

En başında HIV’den korunma yöntemi olarak kimlerin HIV ile yaşadığının bilinmesi talep ediliyor. Bu talebin (damgalamanın) HIV ile yaşamayan insanları koruyacağı düşüncesinin gerçek dışılığı bir yana bu talep HIV ile yaşayan insanları açık bir şekilde şiddetin öznesi haline getiriyor. Öte yandan bu talep önleme çalışmalarında oldukça önem taşıyan PReP/PeP gibi temas öncesi ve sonrası önleyici profilaksilere ve ücretsiz kondoma ulaşmak, kapsamlı cinsel sağlık bilgisine erişmek gibi önleyici sağlık politikalarının da önünü tıkıyor. 

Belli kesimlerin kişisel menfaati için oluşturulan ve uygulanan hakların insan hakları olmadığını da hatırlamak gerekir. İnsan hakları herkes içindir, ayrımcılığa maruz bırakılan kişi ve grupların taleplerine yanıt verir ve herkes bu haklara eşit erişebilmelidir. Bu sebeple HIV ile yaşayanları fiziksel, cinsel, siber ve duygusal/psikolojik şiddetten koruyacak uygulamalar güçlendirilmedir.

Kaos GL Dergisine ulaşın

Bu yazı ilk olarak Kaos GL Dergisinin HIV dosya konulu 189. sayısında yayınlanmıştır. Dergiye kitapçılardan veya Notebene Yayınları’nın sitesinden ulaşabilirsiniz. Online aboneler dergi sitesinden dergiyi okuyabilir.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: insan hakları, hiv
İstihdam