19/12/2024 | Yazar: Umut Güner

Benim gibi, Okşan gibi birçok LGBTİ+ hakları alanında çalışan aktivist için İHD demek, biraz da Hüsnü Öndül demekti…

Hüsnü Öndül’ün ardından… Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“İnsan hakları savunucusu kimdir? Nasıl tarifleriz?”

Bu iki sorunun yanıtını vermek, Hüsnü Öndül’ü anlatmakla mümkün diye düşünüyorum.

Genellikle insan hakları savunucuları ile karşılaşmalarımızda hep bizi bağlaçlarla dinlediklerini düşünürüm.  Mutlaka bizden sonra kuracakları cümlelerde “ama, fakat, lâkin, yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki” gibi bağlaçlı bir yanıtları vardır.

İnsan hakları savunucularına da derdimizi anlatmak zorunda hissederiz ve bir insan hakları savunucusunun heteronormatif duruşunu, LGBTİ+ fobisini ya da dışlayıcı bir tavrını eleştirdiğimiz de hemencecik bize “biz iktidar değiliz, iktidarmışız gibi konuşuyorsunuz” derler. Aslında aldıkları tutumla zaten hep iktidarda olan heteronormatif bakış açılarını sergilediklerini fark etmezler.

Hüsnü Öndül bizim için bağlaçsız bir insan hakları savunucusu idi. Derdimizi anlatırken zorlanmadığımız bir insan hakları savunucu oldu hep.

Hüsnü Öndül; Kaos GL’yi kuran hak savunucularının, 1993’te İHD Ankara Şubesi’nde Lezbiyen -Gey Komisyonu kurmak istemesi ve Ankara şube genel kurulunda bu komisyonun tanınmaması ile İHD ve Kaos GL’nin kopan ilişkisinin Kaos GL’in 8. yılında yeniden kurulmasına sağladı. Kaos GL’nin 8. yıl etkinliklerine İHD’in ev sahipliğinde yapılmasına vesile oldu.

En son iki sene önce İHD’yi LGBTİ+ örgütleri olarak ziyaret ettiğimizde İHD’den beklentilerimizi dile getirdiğimiz toplantı sırasında sakince ve sükûnetle bize tercümanlık yaptığını, anlattıklarımızı İHD’deki diğer hak savunucularına deyim yerindeyse tercüme ettiğini hatırlıyorum. “Arkadaşlar bizden bunu talep ediyorlar” diye başlayan cümlesiyle bağlaçsız bir şekilde talebimizin İHD’de duyulmasını sağlamıştı.

Hüsnü Öndül’ü kaybettik.

Anma töreninde İnsanca Yaşam Platformu Derneğinden Okşan ile seneler sonra karşılaştık. Okşan da sohbetimizde kendi İHD hikayesini anlattı. Bundan seneler önce Ankara Şube’ye üye olmak istediğinde işi yokuşa sürdüklerini ve sonrasında İHD genel merkeze gittiğini söyledi. Okşan, genel merkezde Hüsnü bey ile karşılaştıklarını ve Hüsnü Bey’in kendisinin üye olmasını sağladığını dile getirdi.

Hüsnü Bey, Evrensel’deki köşesinde de LGBTİ+ haklarını kaleme aldı. 2015’teki “LGBT hakları insan haklarıdır!” başlıklı yazısında şöyle diyordu:

“Köşemizin adı ‘özgürlükler’ ama şimdiye kadar özel olarak LGBT haklarına yer vermemiş olmak benim önemli bir eksikliğimdir. Okuyucularımdan özür diliyorum. Bugün LGBT literatüründen bazı kavram ve terimlere kısa bir yolculuk yapalım istiyorum. Tarifleri de Kaos GL yapacak. Ben bugün, şimdilik,  sadece “özgürlükler” alanını açmış oluyorum.”

OHAL döneminde getirilen süresiz LGBTİ+ etkinlik yasaklarının ardından insan hakları hareketinin bir bölümü tarafından yalnız bırakıldığımız o dönemde, Hüsnü Bey bu yasakları da köşesine taşıdı, karar vericileri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun davranmaya çağırdı.

Hüsnü Bey, bir başka yazısında hak öznelerinin kimler olduğu sorusuna yanıt ararken “herkes ve hiç kimse” tabirlerini şöyle tartışmaya açmıştı:

“O halde tartışılacak şey, haklar ve özgürlükler değil, senin/benim bu konulara yaklaşım tarzımızdır. LGBTİ+ların UNESCO Hoşgörü İlkeleri Bildirisinde yer alan “kendi oldukları gibi yaşama hakları” vardır ve bu hakka saygı gösterilmelidir. En başta devletler saygı göstermeli. Sonrada tek tek bireyler, toplumlar. UNESCO’nun Hoşgörü İlkeleri Bildirisi’nin 1/4. maddesi (1995) şöyledir: “Hoşgörü, doğası icabı görünüşü, durumu, konuşması, davranışı ve değerleriyle çeşitlilik arz eden tüm insanları, barış içinde ve kendi oldukları gibi yaşama hakkına (have the right tol ive in peace and to be as they are) sahip bulundukları gerçeğini kabul etme anlamına gelir.”

Herkes ya da hiç kimse ile kastedilen, kelimenin yalın anlamıyla, herkes ve hiç kimsedir.

Her insan.

LGBTİ+lar ya da değil. Türbanlı ya da değil. Türk, Kürt ya da Ermeni de olabilir, olmayabilir de. Her kim olursa olsun, haklara ve özgürlüklere sahiptir. İnsan hakları ve özgürlüklerine…

İhlal varsa karşı çıkmak lazım. Hakları ihlal edilen kim olursa olsun, karşı çıkmak lazım…”

Benim gibi, Okşan gibi birçok LGBTİ+ hakları alanında çalışan aktivist için İHD demek, biraz da Hüsnü Öndül demekti. Umarım İHD Hüsnü Bey’in mirasına sahip çıkmaya devam eder…


Etiketler: insan hakları, yaşam, tarihimizden, yorum
2024