30/03/2011 | Yazar: Rosalino Levantino

Batı medeniyetinde kadınların her geçen gün erkek dünyasından pay aldığı, erkeklerin de metro-seksüel hareketine paralel olarak dişileştiği, Türk toplumuna gö

Batı medeniyetinde kadınların her geçen gün erkek dünyasından pay aldığı, erkeklerin de metro-seksüel hareketine paralel olarak dişileştiği, Türk toplumuna göre aşırı bulunabilen efemine davranış biçimlerine büründüğü gözleniyor. Kendini fazlasıyla beğenme ve hayran olma dürtüsünden kaynaklanan narsisizm, eşcinselliğe uygun zemin oluştururken, bakımlı İtalyan erkeğinin maço görünüşlü Anadolu erkeğine kaçınılmaz bir çekim hissetmesine sebep oluyor. Fakat kökü kurutulmamış faşizm, bazı dürtüleri baskı altında tutmayı tercih ediyor.
 
Özellikle 80'lerin sonuna doğru, Türkiye çapında edindiğim rehberlik tecrübemden yola çıkarak diyebilirim ki, İtalyan turistler satın aldıkları tur programını en ufak ayrıntısına kadar uygulamamı bekler, ödedikleri cüzî ücretin karşılığına gezi boyunca bekçilik ederlerdi. Fakat akan suların durduğu an gelir, gündemlerine Türk Hamamını eklediğimi duyunca özellikle erkek müşterilerin gözleri parlardı. Avrupa standartlarının çok altındaki hijyen seviyesine rağmen, hamam ziyaretleri daima yüksek bir katılımla yapılırdı. Özellikle Kayseri Hamamına heyecanla girer, terler, etrafı meraklı gözlerle süzer, keselenir, çıktığımızda tuzlu, taze sıkılmış limonlu sodalarımızı yudumlamaya doymazdık.
 
O zamanlar münferit olarak İstanbul'u ziyaret eden çok sayıdaki İtalyan eşcinselin Taksim Parkı civarında soyulduğu, dövüldüğü, hatta hastanelik olduğu ve durumun ilgili mercilere mecburen yansıdığı da oluyordu. Bugün ise Türkiye'den yüksek sayıda TIR'ın Avrupa'ya dağıldığı Trieste'de, memleketin bağrından kopan yüzlerce şoförün kendini hâlâ Avusturya-Macaristan İmparatorluğu limanının asilzadeleri sanan bazı beyefendilerce taciz edildiği söyleniyor. Kulak asmamak mümkün mü? Ne zaman şehrin belediye havuzunda yüzdükten sonra duş almaya gitsem, hemcinslerimin bakışını uzvumun üstünde hissederim. Durumun çoğunluktan farklı olarak sünnetli olmamdan kaynaklanıp kaynaklanmadığını henüz çözemedim.
 
Okulda eşcinsellik
Trieste eşcinsellerinin kurduğu Gökkuşağı Kulübü’nün başkanı Davide, heteroseksüellik ve homoseksüelliğin siyahla beyaz olmadığını, iki durumun bir salınımın iki ucu olarak algılanması gerektiğini, hayatın içinde karşılaşılan kişiler ve durumlarla ortaya çıkabildiğini ifade ediyor: "Evlenip çoluk çocuğa karıştıktan çok sonra hemcinslerine olan ilgisini keşfeden olmadı mı?"
 
Friuli Venezia Giulia özerk bölgesinin finanse ettiği, bölgedeki çeşitli belediyelerin ve yerel makamın desteklediği "Birbirimizi tanımak için okul" adlı kampanyada, Davide ve ekibi bazı devlet okullarını ziyaret ederek lise seviyesindeki 22 sınıfın 400 civarındaki öğrencisiyle görüştü. İtalya Cumhurbaşkanı Napolitano'nun resmi olarak kutladığı sözkonusu girişim, okul ortamında sosyal izolasyon, kabadayılık ve homofobinin yok edilmesine yönelikti. Elde edilen sonuçlara göre, birçok öğrenci eşcinselliği daha çok erotik dürtü olarak kabul edebiliyor, fakat işin içine şefkat ve geleceğe yönelik projelendirme girince, dedelerinin muhafazakâr bakış açısından pek de uzaklaşamıyorlardı.
 
Irkçı, ayrılıkçı ve yabancı düşmanı Lega Partisi'nin Udine il başkanı Fontanini projeyi "Homoseksüelliğin yaygınlaştırılmasına yönelik sinsi bir yol" olarak nitelendirirken, Pordenone il başkanı "Eşcinsellik göğse gururla takılacak bir madalya değildir" diye tartışmaya katıldı. Bu arada İtalya'da kanunlar eşcinsel evliliği tanımadığı halde, sadece Trieste'de 40 gökkuşağı ailesinin olduğu, kadınlardan oluşan çiftlerin çoğunun yurtdışındaki sperm bankalarından yararlanmak suretiyle olası komplikasyonlardan kaçındıkları, yerel gazete Piccolo tarafından gururla açıklanıyordu. Ülke sathında 100 bin reşit olmayan çocuğun halen eşcinsel ebeveyne sahip olması, fakat konuyla ilgili yasanın gecikip durması da endişeye sebep oluyordu.
 
Bir ara ülkenin medar-ı iftiharı Başbakan Silvio Berlusconi "Güzel kızlara tutkun olmak gey olmaktan iyidir" deyiverdi. İtalyan Polis ve Jandarma Kuvvetleri, ABD'deki meslektaşları gibi "don't ask, don't tell" (sorma söyleme) uygulamasına maruz bırakılmamalarına rağmen, başbakanlık müsteşarı Giovanardi "Kendini silahlı kuvvetlerde homoseksüel ilân etmek üstlenilen görevle tezat oluşturan bir vaziyettir" lafıyla konuya çapraz girdi. Vatikan’ın ahlâk bekçiliğini çağımızda bile her fırsatta sürdürdüğü tutucu İtalya'nın laikliğiyle ünlü Trieste'sinde, Başpiskopos Crepaldi, "Homoseksüel aile küçük düşürücü bir durumdur" diyerek olaya geleneksel bir yorum katıverdi. İtalyanların dünya çapındaki astrofizikçileri, 90 yaşındaki Margherita Hack, "Solak veya sağlak olmak gibi bir şey, benim zamanımda okulda solaklara zorla sağ elle yazı yazdırılırdı, bugün öyle mi?" demesi herhalde yaşlı bir bilim insanının sayıklaması gibi algılandı.
 
İtalya'da 1990'ların yarısına kadar psikolojik rahatsızlık olarak kabul edilen eşcinselliğe zorla müdahale, günümüzde sözkonusu muameleyi uygulayan doktorun kanunen meslekten ihracına sebebiyet verebiliyor. Bu yöndeki ısrarların –özellikle ABD'de– baskılanan bireyleri intihara sürüklediği ispatlanmış durumda. 17 Mayıs Dünya Homofobi Karşıtlığı gününde devletin saygın kalan tek figürü Napolitano, eşcinsel ARCI derneklerini İtalya Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde kabul etti. Geçmişteki gaflarını örtmeye yemin etmiş, Eşit Fırsatlar Bakanı güzel Carfagna da Napolitano'nun yanında yer alarak, artık politik olarak doğru tarafta durmaya özen gösterdiğini ispatladı. Aynı vesileyle Udine'nin duvarlarına asılan hem erkek hem kadın çiftlerin öpüştüğü posterler şehrin yöneticilerini galeyana getirince, çocuk haklarını koruma mekanizmalarının işletilmesi gerektiği ifade edildi; posterlerin üstü beyaz kâğıtlarla acilen sansürleniverdi.
 
26 Şubat 2011'de Hıristiyan Reformist'lerin kongresinde konuşan Berlusconi, "Partimiz iktidarda olduğu sürece homoseksüel birliktelikler geleneksel aileyle bir tutulmayacak, gey çiftlerin evlat edinmesi mümkün olmayacaktır" dedi. İtalya çapında sosyal hizmet veren Arcigay kurumunun onursal başkanı Franco Grillini, liderin ağır seks suçlamalarıyla karşı karşıya olan biri olarak ahlâkçılık yapmaya hakkı olmadığını, sözkonusu çıkışla Vatikan'a olan vecibelerini ödemeye çalıştığını ifade etti. Gay Project'ten İmmo Battaglia, "Ülkenin öncelikli konuları bunlar değil, Berlusconi Kuzey Afrika ve ekonomik krize eğilse iyi eder" dedi.
 
Eşcinsellere yönelik şiddet
Memlekete hâkim olan atmosferin etkisiyle İtalyan halkı gittikçe burjuvalaşan milliyetçi bir memur toplumu olmaya doğru emin adımlarla ilerlerken, tutucu düzen içinde farklı olanı yok saymayı tercih ediyor. Bu durum cinsellik sözkonusu olduğunda daha da belirginleşiyor. Özenle taranmış dalgalı saçlarıyla 70'li yıllarda refaha eren İtalyan erkekleri, gezegendeki tüm kadınların arzu nesnesi olduklarının bilincine vardıktan sonra, kendilerini taklide yönelip günümüzdeki müsveddeyi tedavüle soktu. Bahsi geçen narsisizmden entelijensiya da kendi payına düşeni alıyor.
 
Geçtiğimiz aylar boyunca, 1975'te Roma'nın bir kenar mahallesinde hunharca öldürüldükten sonra unutturulmaya çalışılan lanetli sinemacı ve şair Pasolini, sağcı ve solcu aydınlar arasında paylaşılamayan bir yıldız haline geldi. Oysa eşcinsel cinayetleri hiçbir zaman bitmedi. Roma'lı Paolo 2005'te ibne olduğu için öldürüldü... 16 yaşındaki Torino'lu Marco okulda alay konusu olduğundan 2007'de intihar etti... 2009'da Pordenone'de engelli bir eşcinsel, şehir merkezinde 3 kişi tarafından dövüldü... 26 Mayıs 2010 gecesi Colosseo'nun yakınlarındaki bir gey bardan çıkan genç eşcinsel, 4 kişi tarafından benzetildi, akabinde Roma Valisi eşcinsellere destek olduğunu açıkladı... 30 Mayıs'ta Milano'da bir gey çift dazlakların saldırısına uğradı... Başkentteki Gay Pride öncesi kurulan kutlama köyüne 3 Temmuz'da hafif patlayıcılar atılınca iki kişi yaralandı... 11 Temmuz'da Padova'da sakallı bir çifte "hem komünistsiniz, hem ibne" diyerek saldırıldı, mağdurlardan biri 8 günlük rapor aldıktan sonra "saldırgan kendi eşcinselliğini bastıran biriydi" dedi... Geçen sene sadece Roma’da meydana gelen 20 olaydan 19'unun faili henüz bulunamadı.
 
Dünyanın 70 ülkesinde suçlu olarak görülen eşcinseller, adaletin beşiği İtalya'da, medyanın da pompalamasıyla artan şiddetten korunmak için ilgili yasayı bekliyor. Başını kadınların çektiği, kürtaj ve doğum kontrol haklarının binbir zorlukla elde edildiği yılların hürriyet atmosferinden geriye pek bir şey kalmamış gibi. Aynı yıllarda Trieste, akıl hastanelerinin kapatılmasını sağlayan Doktor Basaglia'nın sağlık reformuyla farklı olanın topluma entegre edilmesi yönünde etkin rol oynamıştı. Halen dünya çapında gurur vesilesi olan sözkonusu atılım, geçen yaz TC Sağlık Bakanlığı'nın ilgili birimlerince Türkiye çapında kurulacak yeni akıl hastanelerine alternatif olarak incelemeye alınmıştı. İnsan haklarının zamanında hovardaca dağıtıldığını düşünen ve sözde demokrasi kalkanına sığınarak her geçen gün geri adım atan Batı medeniyetinin gözbebeklerinden İtalya'yı daha nereye kadar takip edeceğiz?
 
Tabii insan tüm bu olanlara bakarak Ferzan Özpetek’in ticari sinemasının İtalya'da hâlâ neden geçerli olduğunu anlayabiliyor; tabular henüz yıkılamamış, bazıları ise hortlamakta. Neyse ki, memlekette 27 Ocak sadece holokost günü değil, aynı zamanda homokost olarak da hatırlanıyor. Hatta alternatif sinema salonu Ariston'da toplama kampı görmüş bir İtalyan Roman, Porrajmos denen çingene soykırımının canlı örneği olarak Trieste'lilerin vicdanını rahatlatmak üzere teşhir ediliyor; merkezî pastanelerden biri eşcinsel çiftlerin pastalarının üstüne yerleştirmek üzere iki kadın veya iki erkekten müteşekkil şeker heykelcikler üretebiliyor.
 
Gelin görün ki, Costa dei Barbari, İtalya'nın ilk çıplak plajlarından biri olmanın gururunu memleket sathında yıllarca taşıdıktan sonra, önünde marinasıyla kurulacak yalıtılmış yerleşim alanı yüzünden miadını doldurmak üzere. Geçtiğimiz aylarda zaten binlerce dubadan müteşekkil midye çiftliğinin ürünlerinde bulunan yüksek dozda zehirli madde, Kuzey Adriyatik’in çoktan kirlendiğinin bilmemkaçıncı ispatı oldu. Söz konusu plajın çoğu eşcinsel müdavimi, hem temiz sularda yüzmek hem de gittikçe daralan baskı çemberinden kurtulmak için, Türk vatandaşlarına hoşgörülü davranıp vize uygulamayan ender Avrupa ülkelerinden Hırvatistan'ın Dalmaçya kıyılarındaki tesisleri tercih etmeye başladı bile...

Rosalino Levantino


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam