30/07/2010 | Yazar: Zozan Özgökçe
İki Ünlü Kürt edebiyatçısı Mehmet Uzun, Yaşar Kemal’in bizim üzerimizdeki tesirlerinden ve onların edebiyata yönelmelerinin arka planını inceleyerek Kül
İki Ünlü Kürt edebiyatçısı Mehmet Uzun, Yaşar Kemal’in bizim üzerimizdeki tesirlerinden ve onların edebiyata yönelmelerinin arka planını inceleyerek Kültürel hakların önemini apaçık bir şekilde görebiliriz. Mehmet Uzun ve Yaşar Kemal gibi iki önemli edebiyatçının yetişmesinin çocukluklarının kendi kültürlerinin içinde geçmesidir.
Mehmet Uzun Evdale Zeynike’yi, Meme Alan Destanını çok işledi eserlerinde. Özellikle Nar Çiçekleri adlı kitabında babasının Meme Alan destanı ile Cembeliye Hekare’nin ev içinde sürekli anlatıldığına dikkati çeker.
Kürtlerin ezilmişlik biçimlerinin hepsini yaşayan Mehmet Uzun anadilini en iyi biçimde kullanarak Kürt edebiyatına bir çok eser kazandırmıştır. Ve kültürsüzleştirilen yeni kuşaklara Kürt kültürünü taşımıştır. Birçok Kürt genci onun eserlerinde Kürt kültürünü ve yaşanmışlıkları öğrenmiştir.
Evdale Zeynike Yaşar Kemal’in ailesinin Van’daki evinde konuk olduğunda destan söylemiştir. Yaşar Kemal Çukurova’ya sürgün gittikten sonra Dadaloğlu ve Karacaoğlan ile tanıştı. Çocukluk yıllarının Karacaoğlan şiiri bilmeyenlerin ayıplandığı yöredeki halk şairlerini, destancıları dinleye dinleye büyümüştü. Yaşar kemal altı yedi yaşlarındayken şiirler söylemeye başladı. Önceleri onu çocuklar dinlermiş daha sonra büyükler. Derken Çukurova’da adı ‘Aşık Kemal’ e çıkıyor ve o dönemde kendisi okula henüz gitmemiştir ve köylerinde okul yoktur.
Bir gün ünlü Aşık Rahmi geliyor köylerine ve Yaşar Kemal’in bu yeteneği karşısında büyüleniyor. Ona köyleri birlikte dolaşmayı teklif ediyor. Annesi onun bir halk şairi olmasını hiç istemiyor. Bir gün köye çerçi (eskiden köylere giden gezgin satıcı) geliyor. Çerçi satış yapıyor ve veresiye verdiklerini bir deftere not ediyor. Yaşar Kemal çerçiye ne yaptığını soruyor ve çerçi unutmamak için yazdığını söylüyor.
Yaşar Kemal’in bir gün söylediği bir türküyü annesi çok beğeniyor ve bu onu coşkulandırıyor. Ertesi sabah bir uyanıyor ve önceki gün okuduğu türküyü tamamen unuttuğunu farkediyor. Bunun üzerine ‘okuma yazmayı öğrenmeliyim ki tıpkı çerçi gibi unutmamak için yazmalıyım’ diye düşünüyor. Ve yakın köydeki bir okula kaydını yaptırıyorlar. Böylelikle Yaşar Kemal okula gitmeye başlıyor.
Yaşar Kemal’in ilk eseri Ağıtlar’dır. Bu eserinde Kürt kadınlarının ağıtlarını derlemiştir. Daha sonra içinde büyüdüğü Çukurova kültürünü kitaplarına yansıtıyor ve tüm dünyaca tanınan entelektüel tutumu olan ünlü bir yazar oluyor.
Bir halkın kültürünü ve dilini yok saymak yasaklamak, gelişmesine izin vermemek o halkın sanatının, edebiyatının gelişmesine engel olmanın yanı sıra o halkın bireylerinin hayal gücünü, düşünce yetisini yok etmek demektir. Ülkemizde yıllardır Kürtlerin kültürlerini yaşamalarının önünde binlerce engel kondu. Öyle politikalar geliştirildi ki Kürtler kendi dillerinden ve kültürlerinden koparılmaya çalışıldılar. Bunca engele rağmen Kürt edebiyatı gelişti. Ancak Kürt edebiyatçılara baktığımızda anadilini iyi kullanan ve kendi yöresinin değerleri ile büyüyen yazarların başarıları kucakladıklarını görüyoruz. Bu yazarların en büyük başarıları ise yeni kuşakları aydınlatmaları ve hakların birbirlerini tanımalarına imkân tanımalarıdır. Bu halkın özgürlükleri kucaklayarak nice Mehmet Uzunlar , Yaşar Kemaller yetiştirmesi dileği ile sonsöz; Şivan Perwer’in sözü olsun.
Hawar Kurdno hûnê bikin bilezînin (İmdat! Kürtler siz acele etmelisiniz.)
Hûnê kaxiz û pênûsekê bibînin binivsînin (Siz, bir kâğıt ve kalem getirip yazın)
Dinya alemê pê bihesînin (Dünya alemi bundan haberdar edin (duyurun))
Etiketler: kadın