29/09/2020 | Yazar: Erdem Çeliker

Eğer o kötü günler yaşanmasaydı birbirlerini bu kadar iyi tanıyabilecekler miydi acaba?

İlişkiler üstüne bir dizi: Eastsiders Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İlişkilerini yıllar boyu sürdüren çiftlerin sırrını merak etmiş miydiniz? Eastsiders bunun için size bir kılavuz olabilir. 2012 yılında YouTube’da yayımlanmaya başladıktan sonra pek çok platforma uğrayarak son olarak Netflix’e geçen dizinin yapımcılığını, senaristliğini ve yönetmenliğini üstlenen Kit Williamson, dizide aynı zamanda Cal karakterini canlandırıyor. Los Angeles’ın Silver Lake bölgesinde yaşayan Thom ve Cal dört yıldır birlikteler ve bir kedileri var. Cal’in deyişiyle bu kedi, gey literatüründe evlilik demek. Yaklaşık bir sene önce beraber eve çıkan ikilinin ilişkisi, Thom’un Cal’i “aldatmasıyla” farklı bir yöne evriliyor; ikilinin kendilerini, ilişkilerini, hayatlarını, geleceklerini sorgulayarak yaptıkları inişli çıkışlı bir yolculuğa tanık oluyoruz.

İlişki çöküyor mu?

Birinci sezonu izlemeye başladığımızda çok tatlı bir hikâye bizi karşılıyor. Bölümlerin 10–15 dakika uzunluğunda olması ilginç bir izleme deneyimi yaşatıyor. Müzikler güzel, her bölümün başında o günün tarihini görüyoruz.

Cal her şeyi çok düşünüyor ve bu da onu yoruyor. Thom ise daha rahat biri ve daha çok duygularıyla hareket ediyor. Aldatma olayından sonra Cal’in ahlaki değerlerinde değişimler başlıyor. Önceden normalde yapmasının uygun olmadığını düşündüğü şeyleri yapmaya başlıyor ve ardından kendini sorguluyor, Thom’a karşı kızgın ama ilişkilerinin bitmesini de istemiyor. Cal tüm ilklerini Thom’la yaşamış ve onun gibi birini bir daha bulamayacağını düşünüyor, hayatı boyunca yalnız kalmaktan korkuyor.

Değişim

İkinci sezonda Thom ve Cal’in giyim tarzlarının, saç kesimlerinin değiştiğini görüyoruz. Değişimlerini kıyasladığımızda Cal’in çok daha büyük bir değişim yaşadığını söylemek mümkün, hayatlarında yaşadıkları değişiklikten sonra yeni bir sayfa açıp fiziksel anlamda yeniliğe gitmeleri doğal duruyor. Dizi, birinci sezonda olduğu gibi sakinliğini sürdürüyor. Gereksiz drama olmaması izleyicinin yorulmadan izlemesini sağlıyor. İkinci sezonda karakterlerin olur olmaz yerde karşılaşmaları ya da şehirde hiç insan kalmamış gibi tesadüfen aynı çevreden insanların ilişki yaşaması ise senaryodaki gerçekçiliği biraz öldürüyor.

Thom ve Cal ilişkilerini sürdürmenin yollarını aramaya başlıyor. Tek eşliliği sorguladıkları bu dönemde yeni şeyler deniyorlar ve birbirlerini kıskanmadan ilişkilerini sürdürmeyi öğreniyorlar. Kıskançlığı ortadan kaldırmak ikisi için de büyük bir değişim oluyor ve bir yandan daha fazla yakınlaşmalarını sağlıyor.

Sezonun ortasında bölüm başlarındaki tarih verme geleneğini kestiklerini görüyoruz. Her bölümün başında tarih vermeleri dizideki hoş detaylardan biriydi. Bölüm süreleri de yaklaşık yarım saate çıktı, dizi bu açıdan orijinalliğini biraz kaybetti. Dizide zaten genel olarak yer verilmesinin dışında ikinci sezonun bir bölümünde özel olarak cinsel yolla bulaşan hastalıkları işlediler ve bu konularda yeterince bilgi sahibi olmayan insanların bilinçlenmesi açısından güzel olmuş olabilir.

Dizide yan karakterler de hikâyede güçlü bir şekilde yer alıyor. Drag queen bir karakterin bazı sahnelerde toplum tarafından dışlanışını seyrediyoruz. Üstelik bu dışlanma sadece heteroseksüeller tarafından değil, kendini LGBTİ+ tanımlayan kimseler tarafından da yapılabiliyor. Bu durum, LGBTİ+’ların toplum tarafından kabul beklerken kendilerinin de zaman zaman cinsiyet kimliği, ifadesi ve/veya yönelimler üstünden ayrımcılık yaptığını bizlere gösteriyor.

Yolculuk

Üçüncü sezonun ilk bölümünde Cal ve Thom’un olduğu bir sahne göremiyoruz ve Douglas ile Quincy’nin hikayesine odaklanıyoruz. Cal ve Thom’un hikayesi bitti mi diye korku içinde beklerken bir sonraki bölümde rahatlıyoruz. Sonradan anlıyoruz ki bu sezon hemen her bölümde farklı bir çiftin hikayesi bizlerle paylaşılıyor. Thom ve Cal’in New York’tan Los Angeles’a dönerken yine yeterince düşünmeden hareket ettikleri için başlarının belaya girdiğini görüyoruz. Olanlar için yine birbirlerini suçluyorlar, kavga ediyorlar ama sonunda bu yaşadıkları onları birbirlerine daha çok bağlıyor.

Birleşme

Dördüncü sezonda önceki sezonlara göre yapımda bir kalite artışı görüyoruz. İlk sezondaki depresif hava yerini daha pozitif, daha aydınlık sahnelere bırakıyor. Yan karakterler daha da güçleniyor ve bazı karakterlerin bizi şaşırtacak özelliklerini keşfediyoruz. Cinsel yönelimlerin bir kalıba sokulup sokulmaması konusunu bir miktar sorguladığımız bu sezonda biseksüelliğe karşı toplumda oluşmuş bazı olumsuz düşünceleri işliyorlar. İlişkilerinde partnerlerinin biseksüel olmasından rahatsızlık duyan heteroseksüel kişilerin tutumlarını izliyoruz.

İnsanları olduğu gibi kabul etmek, üzerinde sıkça durulan konulardan biri. Quincy ve Douglas’ın ilişkisinde Quincy, annesinin muhafazakâr olduğunu ve bir drag queen olan Douglas’ı bu şekilde kabul etmeyeceğini söyleyerek onu değiştirmeye çalışıyor fakat Quincy bu çabalarını sürdürürken işler sandığı gibi ilerlemiyor ve fikirleri değişiyor.

Son söz niyetine

Yaşanan onca şey, bu inişli çıkışlı yıllarca süren ilişki Cal ve Tom’a pek çok şey öğretti. Thom’un Cal’i aldatmasından sonra işlerin düzelip buraya kadar geleceğini tahmin etmiyorlardı büyük ihtimalle. Eğer o kötü günler yaşanmasaydı birbirlerini bu kadar iyi tanıyabilecekler miydi acaba? Bir şeyler öğrenen sadece Thom ve Cal değildi. Onların hikayesi etrafında şekillenen olaylar dizisinde her karakter iyi ve kötü bir şeyler yaşadı, kendini keşfetti ve keşfetmeye devam edecek. Ta ki hayat durana kadar…

Kaos GL dergisine nasıl ulaşabilirsiniz?

Bu yazı ilk olarak Kaos GL dergisinin “Karantina 1” dosya konulu 172. sayısında yayınlanmıştır. Kaos GL Dergisi’ni kitapçılara sorabilir veya online olarak satın almak istiyorsanız NotaBene Yayınları’nın buradan sitesi üzerinden güncel sayılara ulaşabilirsiniz. Evinize düzenli olarak derginin gelmesi için de semih@kaosgl.org adresine mail atarak abone olmanız yeterli! Dergiye abone olduğunuzda derginin dijital arşivine de erişebilirsiniz.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

 


Etiketler: medya, kültür sanat
İstihdam