28/01/2011 | Yazar: Emre Korlu
Kime ne hatırlatıyorsam, ne hissettiriyorsam; bana bir şey söyleyin. Boğazımdan karın boşluğuma kadar kesilirken ben söyleyeceğim her şeyi söyledim.
Kime ne hatırlatıyorsam, ne hissettiriyorsam; bana bir şey söyleyin. Boğazımdan karın boşluğuma kadar kesilirken ben söyleyeceğim her şeyi söyledim. Şimdi sıra sizde...
Okul çağında '-ki bitmeyen bir dönemden bahsediyoruz' çarpım tablosunu ezberlerken tek doğal sayılardan sonucu kırk dört çıkan hiçbir çarpımla karşılaşmadığımı fark etmiştim. Hiçbir ayın kırk dördüncü günü yoktu ve kırk dört yaşında değildim. Otobüs durağında beklerken kırk dört numaralı otobüse hiç rastlamadım. Üstün körü saate bakarken kırk dört salise ile denk düşmüş zaman dilimleri çok nadir takıldı gözüme. Annem kırk dört yaşına bastığımı göremedi. Kırk dört numaralı ayakkabı da giyinmedim. Güzel bir fiziğim vardı; kırk dört beden elbiseleri de satın almadım. Kırk dört bin liram hiç olmadı.
Eylül sonbahar ayıdır; dışarıya çıkar yüzünüze değen rüzgarı hissedersiniz. Kırk bir kere maşallah derler yüzünüze karşı '-ki homofobi kol gezmez ortalıkta' kırk dört kere maşallah çıkmaz ağızlardan nazar da kırk biri şaşırmaz. Kırk dört'ten yirmi bir'i çıkartırsınız 'dedim ya okul çağı hiç bitmez' bu işlemden 'çıkan' yirmi üç'tür. Belki de yaşama olanağı yüksek olan o yirmi üç yıl hiçbir tek doğal sayıda çarpım sonucu vermeyecektir...
Burada bir kızdan bahsediyoruz; 21 Eylül 2010'da merkezi Osmangazi ilçesi'ne bağlı Altıparmak Caddesi'ndeki evinde 44 bıçak darbesiyle öldürülen İrem Okan'dan. 'Benimle cinsel ilişkiye girmek istedi; ondan öldürdüm' diyen zanlı Emrah Şen'e bir şeyler söylemek lazım '-ki hastane raporlarından önce davranamasam da' onun anlayacağı dilden testisleri olmayan bir kızdı İrem Okan.
Etiketler: insan hakları, nefret suçları