26/05/2009 | Yazar: Kahraman Gür

İslamcı yazarların bir kısmı Tanrı gibi yazıyor. Homofobilerini dışa vurmada sınır tanımayanlar daha buyurgan, her şeyi bilen tarzında. Sanki her şeyi yaratan onlar, öyle eminler.

İslamcı yazarların bir kısmı Tanrı gibi yazıyor. Homofobilerini dışa vurmada sınır tanımayanlar daha buyurgan, her şeyi bilen tarzında. Sanki her şeyi yaratan onlar, öyle eminler. Tartışma niyetleri yok. 

Hayrettin Kahraman (Yeni Şafak) din adamıyım, bilime de değer veriyorum havasında Amerikalı radikal Hıristiyanların kitabını eşcinsellik üzerine kendi saptamaları için bilimsel kanıt olarak gösteriyor. Harward, Berkeley, Standford gibi saygın kurumlara bakmayı niye ise akıl etmiyor.
 
Milli Gazete’den Mevlüt Özcan’a göre eşcinselliğin nedeni domuz yemek. Allahın yarattığı iki hayvanın eşcinsel olduğunu söylüyor. Domuz ve saksağan iki eşcinsel hayvan türüymüş!!! Ve batıda eşcinselliğin çoğalmasının nedeni domuz yemek imiş (Milli Gazete, 21/05/2009). Bizde bir komedi yazarı olsa sırf bu yazıdan dünyanın malzemesi çıkar.
 
1973'te Amerikan Psikiyatri Derneği (APA), eşcinselliği hastalık sınıflandırmasından Eşcinsellerin baskısıyla mı çıkardı?
 
Eşcinsel hareketin bileşenleri bunun böyle bilinmesinden haz duyarlar. Eşcinseller 1973’de toplantıyı basmış istedikleri kararı çıkarmışlardır. Böylece eşcinsel hareketin önemi vurgulanır. Eşcinsel olmayan özgürlükçü gruplar da bunu böyle savunur çünkü Stonewall sonrası uzunca yıllar eşcinsel harekete hâkim olanlar ve tarihi kâğıda dökenler sol cenahtandı.
 
Aslında 1950 sonrası çokça artan eşcinselleri heteroseksüel yapma çalışmalarının hiçbiri sonuç vermemişti, APA üyeleri de bunun oldukça farkındaydı. Eşcinsellerin yaptığı zaten ikna olmuş, eşcinselleri değiştirme çalışmalarından yorgun düşmüş üyelerin kımıldamaları için sadece bir itmeydi.
 
Hoşgörü mü Özgürlük mü?
 
Taraf gazetesinin ‘Eşcinseller hoşgörü için yürüdü’ haberine Kaos GL’den karşılık geldi. Hoşgörü için değil özgürlük için yürüyoruz denmiş güçlü şekilde. Gayet güzel.
 
Eşcinsel hakları için çalışan veya belli bir siyasi perspektifi olanlar, ‘Ama biz de insanız bizi de kabul edin’ yaklaşımından haz almaz, bu dili ezilmiş, zayıf, içselleştirilmiş homofobinin dili gibi görürler. Bence eşcinsel gruplar bunun üzerinde bir kez daha düşünseler kötü olmaz. ‘Hoşgörü arıyoruz, biz de insanız’cı yaklaşımının kendini dillendirmesinin, eşcinsel grupların özgürlük mücadelesine zarar vermesi için bir neden görünmüyor.
 
Özgürlüğün yanı sıra merhamet ve hoşgörü vurgusu yapmak çoğu kez zayıflıktan kaynaklanmıyor da olabilir.
 
Müslümanlık mı Homofobi mi tartışılmalı?
 
İnsan gruplarının kimlik ve inançları değil, homofobi ve hetoroseksizm gündeme alınırsa eşcinsel özgürlük mücadelesi felsefesinden çıkılmamış olunur gibi. İslami yazarlar içinde homofobik, faşist zihniyette insan gırla olabilir -bariz ki öyle-, İslam tarih boyunca devlet/iktidar/otorite yanlısı da olmuş olabilir –ki öyle- ama eğer  bir mücadele varsa, bu islam veya dindarlara karşı olmamalı, islama yuvalanan otoriter, homofobik zihniyetin ortaya konması yönünde olmalı.
 
Nitekim Türkiye’de 28 Şubat süreci sonrası şahane İslami entelektüel kadınlarla tanıştık. Militarizmi, erkek egemen iktidarını sorgulayıp, güzel açılım yapan insanlar.
Haber Türk gazetesinden Nihal Bengisu Karaca, Taraf gazetesinden Cihan Aktaş gibi.
 
4. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma
 
Homofobi Karşıtı Buluşmanın 4.sü gerçekleşti ama insanın ağzı halen mutlulukla açık kalıyor. Kaos GL, büyük bütçeli üniversiteleri, 200-300 bin üyeli sendikaları zorlayabilecek böyle bir organizasyonu çok az sayıda çalışan ve gönüllüsüyle gerçekleştirdi. Benim görebildiğim kadarıyla başarının arkasında Kaos GL’nin ifade uygunsa felsefi duruşunun payı çok. Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum. 


Etiketler: medya
İstihdam