15/09/2010 | Yazar: Ozan Gezmiş

Bugün Hrant Dink’in doğum günü… Bugün toplumun gözü önünde katledilmiş Hrant’ın doğum günü ve bunca zaman sonra bugün Hra

Bugün Hrant Dink’in doğum günü… Bugün toplumun gözü önünde katledilmiş Hrant’ın doğum günü ve bunca zaman sonra bugün Hrant’ın ailesinin ve arkadaşlarının buruk bir adalet sevinci yaşadığı gün…
 
Hrant Dink 3 yıldan daha uzun bir zamandır aramızda yok. Bir arada yaşamı savunan bir gazetecinin Türkiye’nin geleceği için söyleyeceği sözler birlikte yaşayamayız diyenler tarafından yarım bırakılmış olsa da onun sözleri, yazıları artık tüm kuytu köşelerde, Türkiye’nin her yerinde insanların vicdanlarının üzerinde…
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen kararı yani Türkiye’nin adaleti sağlayamadığını, tehditler alan bir vatandaşını koruyamadığını tüm dünya duydu bugün ancak Türkiye’nin acınası savunması karşısında adaletin vicdanı olabilen merci bu coğrafyadan, Hrant’ın ülkesinden olamadı… Adalet arayışında ve ısrarında olan herkes çok mücadele verdi ama Türkiye vicdanıyla hesaplaşamadı. Şimdi ise maddi tazminat ödemeye mahkum edilmiş bir karanlıklar ülkesi ve gerçek sorumluların, ciddi ihmalleri söz konusu olanların adalet önüne hâlâ çıkarılamadığı bir ülke burası…
 
Dünya önünde yargılanmış ve hüküm giymiş bir ülke olan Türkiye’nin bundan sonraki adımı ne olacaktır? Devleti yönetenlerden gelen ve üzgün olduklarını açıklayan taziyeler artık ne kadar inandırıcı kalmaktadır? Türkiye, Hrant’ın ailesine tazminatı ödeyip hiçbir şey olmamış gibi kenara çekilebilecek midir? Tazminatı ödeyip adalet sorumluluğunu yerine getirmiş olacak mıdır bu ülkeyi yönetenler? Peki, her şeyden öte hayatların bedeli kafatası ölçen pergellerle ‘soyu sopu belli olanlar’ca belirlenebilir mi bugün?
 
Kadınların, Eşcinsellerin, Ermenilerin, Kürtlerin ve aslında “farklı” olan herkesin faili ‘sözde’ meçhul cinayetlerle katledilmesi bu ülkeyi kutsamıyor. Adaletin sağlanmadığı, sorumluların yargılanmadığı bir ülkede “evet”lerle gelen bir demokrasi ancak ve ancak oyundan ibaret olacaktır. Artık bu ülkeyi yönetenlerden beklenen vicdanın gerektirdiği sorumluluğu yerine getirmeleridir. Tüm sorumluları mevki ve makam ayırt etmeksizin yargı önüne çıkarmalarıdır. Gerekirse tüm davaların baştan görülmesidir. 
 
Hrant’ın davasıyla birlikte 12 Eylül’le ve aslında tüm geçmişle hesaplaşmaya bugünden başlanmalı ve yakın tarihimizin tüm karanlık noktaları açığa çıkarılmalıdır. Ülkenin geleceğini yok edenler her kim ise topluma ödetilen bedellerle yüzleştirilmelidir...
 
Hrant’ın ve aslında sözleri yarım bırakılmış herkesin doğum günü bugün…
Tekrar iyiki doğdun Hrant!


Etiketler: yaşam
nefret