15/03/2011 | Yazar: Anıl Üver

“19 Mart 2011 cumartesi günü Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapılacak olan yürüyüşe, yurtdışından ve ülkenin diğer şehirlerinden de gelecek kad

“19 Mart 2011 cumartesi günü Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapılacak olan yürüyüşe, yurtdışından ve ülkenin diğer şehirlerinden de gelecek kadınlarla yaklaşık 20 bin kişinin katılması bekleniyor.”
 
Bundan 100 yıl önce, 19 Mart 1911’de Avusturya-Macaristan, Almanya, Danimarka ve İsviçre’de kadınlar ilk kez sokaklara dökülerek seslerini daha yüksek duyurmaya başlamışlardı.
 
Maalesef günümüzde pek çok insanın aklına Kadınlar Gününün neden 8 Mart’ta olduğu sorusu gelmiyor. Gelmeyince de tarihçesi bilinmiyor. Ya da geliyor da yanıtı aranmıyor. Oysa her aydın insanın bilmesi gereken önemli bir tarihçesi var Kadınlar Gününün…
 
Adım Adım Tarihçe…
Feminizmin 18. yy’dan itibaren sözlüklere girmesiyle beraber, aydınlanma ve ihtilaller sonrası Avrupa’sında, Amerika’da ve Rusya’da kadınların giderek daha örgütlü bir şekilde hak mücadelesini artırdıklarını görüyoruz.
 
İlk Dalga Kadın Hareketi
Modern anlamda bildiğimiz kadın hareketinin ilk dalgası 18. yy ortalarından 19. yy başlarına doğru uzanır. Bu dalganın en başta gelen mücadele konuları oy kullanma, seçme ve seçilme hakkı, kadınların iş ve eğitim alanında erkeklerle eşit şansa sahip olmalarıdır.
 
Amerika’da ise ilk dalga, kölelik karşıtı hareket etrafında şekilleniyordu. 1848’de kadınlar, ABD Bağımsızlık Bildirgesinden yola çıkarak, özellikle kadınlara seçme-seçilme hakları verilmesini talep eden Seneca Falls Decleration’ı yayımladılar.
 
8 Mart 1857 ve 1908’de New York’ta Cotton Tekstil Fabrikası işçileri, diğer işçilerle eşit işe eşit ücret ve daha iyi çalışma koşulları için greve gittiler. Grevler kanlı bir şekilde sona erdirilmeye çalışıldı. Triangle Shirtwaist fabrikasında çalışan tekstil işçileri de hakları için grev başlattılar. Fabrika sahibi ve nöbetçiler, diğer sendikaların ve işçilerin dayanışmasını önlemek için çalışanları fabrikaya kilitlediler. 25 Mart 1911’de Bilinmeyen bir nedenle fabrikada çıkan yangın sonucunda 129 kadın yanarak can verdi.
 
Alman feminist sosyolog Clara Zetkin, İkinci Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda herhangi bir tarih önermeden, yılın bir gününün kadınlar günü ilan edilmesini talep etti. Ertesi yıl, 19 Mart 1911’de Avrupa’da ilk kez kadınlar büyük bir yürüyüş düzenlediler. Aynı tarihte tüm dünyada 1 milyon kadın hakları için sokaklardaydı.
 
1921’de Moskova’da yapılan İkinci Uluslararası Komünist Kadınlar Konferansı’nda Bulgar delegasyonun önerisiyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak ilan edildi: St.Petersburg’da 8 Mart 1917’de (Rus takvimine göre 23 Şubat’ta) işçi ve çiftçi kadınlar grev başlatmış ve bu da Rusya’da, tarihe Şubat Devrimi olarak geçen devrimi başlatmıştı.
 
Fakat 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, UNO (Birleşmiş Milletler Örgütü) ve 1975’te ve UN (Birleşmiş Milletler) tarafından da 1977’de resmen tanınmıştır.
 
İkinci Dalga Kadın Hareketi
İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında kadınların yine giderek sosyal alandan dışlanarak eve kapatılmaya zorlandıklarını görüyoruz (mesela, Hitler’in kadınlara yönelik politikası “3 K”dan oluşuyordu: Kinder, Kirche, Küche - çocuk, kilise, mutfak; ve Kadınlar Gününün kutlanması yasaklanmıştı).
 
1960’larda kadınlara, özellikle çocuk sahibi kadınlara yönelik ayrımcılığa yönelik büyük tepkiler ikinci dalga kadın hareketinin ana mücadele konusunu oluşturdu. Kürtaj hakkı, kadına yönelik şiddete karşı mücadele de bu dönemin önemli konularıydı.
 
ABD’de ise, Afro-Amerikan vatandaşlık hakları ve Vietnam Savaşı’na karşı gelişen protestolar kadın hareketine ivme kazandıran faktörlerdi.
 
Üçüncü Dalga Kadın Hareketi
1990’lı yılların başında ABD’de giderek artan anti-feminizme karşı tepki koyan bir hareket başladı. Anti-feministler, feminizmin demode ve gereksiz olduğunu çünkü kadınların artık haklarına kavuştuklarını iddia ediyorlardı. Bu dönemde kadınlar yoğun olarak ikinci dalganın eksikliklerini gidermeye odaklandı, özeleştiriye önem verildi.
 
İkinci dalga hareketi döneminde elde edilemeyen, -eşit işe eşit ücret gibi-, hakların savunulmasına devam edildi.
 
Gender araştırmalarının yayılmasıyla birlikte pek çok alternatif kadın hareketleri gelişti; mesela ABD’de punk konsepti içinden “Riot Grrrls” hareketi ve bu hareketi de içine alan “Ladyfest” buluşmaları.
 
...

Tabii ki kadın hareketinin tarihçesi, öncesi ve sonrası iki sayfaya sığdırılamaz. Ve daha alınacak ne kadar çok yolumuz olduğunu belirtmeye de gerek yok.
 
Bu vesileyle, kadın hakları ve insan hakları için mücadele etmiş ve etmekte olan, ve bu uğurda hayatlarını kaybetmiş tüm kadınlara, kendi adıma teşekkürü bir borç bilirim.
 
19 Mart 2011 cumartesi günü Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapılacak olan yürüyüşe, yurtdışından ve ülkenin diğer şehirlerinden de gelecek kadınlarla yaklaşık 20 bin kişinin katılması bekleniyor.
 
Evet, 100 yıl önce olduğu gibi 20 bin kişi olacak mıyız Viyana caddelerinde, merakla ve heyecanla bekliyorum; zira 8 Mart yürüyüşüne 8 yıldır katılmaktayım, yürüyüşlerde 2 bin kadını bir arada göremedim henüz.


Etiketler: kadın
İstihdam