03/05/2017 | Yazar: Ali Özbaş

Film boyunca bir çıkar yolları olsa da bir araya gelebilseler istedim; belki başka aşklarda… başka aşkların filminde...

Hakkında bir şey bilmeden oturup izlediğiniz, sonunda da izlemiş olmanın mutluluğunu yaşadığınız filmler vardır. Bu film benim için onlardan biri. Kısacık süresinde onca acıyı barındırmasına, finali ile boğazımı düğümlendirmesine rağmen bu filmi izlemiş olmanın mutluluğu kaldı yüreğimde.

Pederin, pazar ayini sonrasında cemaate iki hafta sonra yapılacak olan Noha’nın nikâhını duyurması ile başlıyor film. Yaşlıca bir kadının Noha ile konuşmasından da bu evliliğin yıllarca aşk yaşadığı kişi ile olmadığını anlıyoruz. 1976 yılından bir hikâye anlatıyor bu Lübnan filmi. Biraz iç savaşı ama bolca da aşkı anlatıyor. Aşkı, âşıkları, aşka inananları, aşkı hiçe sayanları…

Sevdiği erkekten biraz daha büyük olduğu için erkeğin annesi tarafından kabul görmemiş biri Noha. Kız kardeşi de düğün günü ayrılmış sevdiğinden. Ayrıca evli bir abisi var.

Çevrenin de etkisiyle artık evlenmesi gerektiği genel kabulü ile aslında kötü biri olmayan ama sevmediği biriyle evlenmek üzeredir. Düğünden önce yıllarca sevdiği kişi ile görüşmek ister. Her bakışları, birbirlerine her dokunuşları ile bitmemiş aşkları daha bir canlarını yakar.

Son görüşmeleri ile bir araya gelemeyecekleri kesinleşse de Noha iki hafta sonra düğününün gerçekleşemeyeceğini anlar. Başkasını severken kalbi, başkası ile doluyken ruhu evliliğe evet diyemeyecektir. O gece abisinin evinde dünürlerle aile yemeği vardır. Yemek esnasında rahatsızlanır. Misafirler gittikten sonra evliliğin olmayacağını söyler evdekilere. Abisinden tokat yer ve evden kovulur. Abisi annesine de bağırır, “senin yüzünden bu kız böyle davranıyor” ve “çıkarsan seni de silerim hayatımdan”. Ne kadar tanıdık, ne kadar klasik davranışlar. Benzer coğrafyalarda benzer tepkiler, erkek egemen bakışlar, şiddet uygulamayı kendine hak gören davranışlar. Kadınların her birinin çaresizlik içinde kıstırılmış, susturulmuş, ezilmiş olmaları.

Evlerine doğru giderken, çatışma ortasında kalırlar ve kaza kurşunu ile annesi ölür. Bunun sonrasında Noha’yı aklını yitirmiş bir şekilde hastanede görürüz. İç savaşın şiddetlenmesi ile ailenin geri kalanı ülkeyi terk etmiştir.

Noha annesinin ölümünden kendisini suçladığı için mi bu haldedir? Yoksa aşkını yaşamasına izin verilmediği için mi? Aslında hangi sebeple olursa olsun buna yol açan eril şiddet değil midir?

Film boyunca bir çıkar yolları olsa da her şeyi boş verip bir araya gelebilseler istedim. Ayrıca sadece birbirini sevmekte olan iki insanın başkalarını niye ilgilendirdiği, bir araya gelmelerine hangi hakla karşı çıktıklarını sorgularken bir kez daha, aşkın güzelliği yanında imkânsızı da başarma gücü olmasını istedim. Belki başka aşklarda… Başka aşkların filminde…

Ali Özbaş'ın sinema yazılarının tamamına ulaşmak için burayı ziyaret edebilirsiniz.


Etiketler: kültür sanat
İstihdam