16/07/2015 | Yazar: Eren Aksoyoğlu

Bir süredir Ankara’nın belediye başkanı caddeleri, sokakları, kaldırımları parselliyor; kenti otopark ve büfe mafyasına satıyor. Rüzgarlı Sokak esnafı bunu protesto etmek için yürüdü. Yürüyüş sırasında bir kişi otopark mafyası tarafından sokak ortasında vuruldu.

Bir süredir Ankara’nın gayrımeşru belediye başkanı caddeleri, sokakları, kaldırımları parselliyor; kenti otopark ve büfe mafyasına satıyor. Rüzgarlı Sokak esnafı bunu protesto etmek için yürüdü. Yürüyüş sırasında bir kişi otopark mafyası tarafından sokak ortasında vuruldu.
 
Kennedy Caddesi’nde  haftadır uygulanan yol kenarı otopark uygulamasını protesto etmek için basın açıklaması yapıldıç Ayrıca Tunalı Hilmi Caddesi girişindeki otobüs durağı bölgedeki yurttaşların itirazlarına rağmen kaldırıldı. Yerine, kaldırım cepheli bir büfe konduruldu bile. Kent muhalefeti bu olayı protesto etmek için görüşmelere başladı. Rüzgarlı Sokak, Kennedy ve Tunalı Hilmi caddelerindeki uygulamalar kentin tam merkezinde cereyan ediyor. Dolayısıyla kentin çeperlerinden bu konuda bir protesto veya kalkışma göremiyoruz. Ancak neredeyse AKP’li her ilçe belediyesinde rant kokan bu uygulamalar sürüyor. Keçiören, Mamak, Etimesgut, Sincan gibi birçok ilçenin kent meydanlarında, meydanın yanında yöresinde ücretli otopark uygulaması gerçekleştiriyor. Görünen o ki AKP merkezi yönetimlerden çıkaramadığı rantın bir bölümünü yerel yönetimlerden bekliyor. Bunca yerel yönetimin eşzamanlı neoliberal saldırısının başka bir açıklaması olamaz.
Aynı zamanda bu olgunlaşmamış ve ilkel bir saldırı. Yasal zemini olmayan bu uygulamaların sonucunda yurttaşlara yönelik rıza üretimi gerçekleştirilmeden uygulamaya geçiliyor. AKP’den beklenilmeyen bir tarz. Ancak saldırının olgunlaşmaması bizim en büyük avantajımız. Şimdi kent merkezlerinde “gerici” olarak kodladığımız esnaflar bile yürüyüşe geçebiliyor, sesini yükseltebiliyor. Aynı yerden bakmak hepimizin mücadelesine hakaret etmek olur ama seslerin yükselişini dinlemeyi, neoliberal saldırıları durdurmak için, başarmalıyız. Bütün toplumsal tabakalar er ya da geç kentleri kanatan neoliberal saldırının altında ezilecekler. Olgunlaşmamış bu saldırıyı şimdi püskürtmek savunma hattını olabildiğince ileri kurmamızı getirecek.

İnsanlık olarak büyük kentler kurduk. Yürüdük ve serpildik. Şimdi neoliberal saldırılar karşısında yolları, kaldırımları, parkları ve otobüs duraklarını savunma zamanı geldi. Gezi Parkı direnişinden beridir arkasında durduğumuz barikatları ileriye taşımanın zamanı geldi. Çünkü kentleri savunmak gerekir.

Etiketler: yaşam, gezi/mekan
nefret