18/02/2022 | Yazar: Rıza Yılmaz

Kendimi keşfim sürüp gidiyor böylelikle. Yeni boşluklar acaba yeni kaçma yollarım mı diye soruyorum. Kendimi daha çok dinleyip daha iyi anlamaya çalışıyorum. Bugün kendime iyi gelecek ne yaptım diye soruyorum mesela.

Kırılganlığıma notlar 4: Başka kaçmalar mümkün mü? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kendimi kaçarken buluyorum sık sık. Bazen insanlardan bazen duygulardan bazense yapılacak işlerden. Dünyanın en zor göreviymiş gibi geliyor o an orada olmak ve bir şeyler yapmaya çalışmak. Ufacık bir adım atmak bile imkansız oluyor. Kolumu kaldıramıyorum içine çekildiğim yorgunluk dehlizinde. Böyle anlarda kocaman bir başarısızlık hissi çarpıyor suratıma. Tek gördüğüm yaşamımın anlamsızlığı oluyor. Bir akıntıda kaybolup gittiğimi ve bir daha hiçbir şey yapmaya gücümün olmayacağını hissediyorum.

Yaşama tekrar dönemeyecekmişim hissi ara veriyor bir gün uyandığımda. Akıntı sakinleyip bir şeyler yapmama izin veriyor sanki. Kayıp giderken ertelediğim işlerle başbaşa kalıyorum. Büyük bir savaşa girişiyorum bu sefer. Geç kaldıklarımdan başlayıp diğerlerine yetişmeye çalışıyorum. Yetişmeye çalıştıkça bir başkasına geç kalıyorum. Bazılarına yetişebiliyorum sonunda. Bazılarıysa ben bu kısır döngüde akıntıya tekrar kapılınca yavaşça dibi boyluyor.

Ben bu döngü içinde kayboldukça bir şeyler kaçıyor sanki hayatımdan. İnsanlar, duygular bazense yapılacak işler. Böyle anlar koca bir yalnızlık hissiyle geliyor beraberinde. Herkesi ve her şeyi kendinden uzaklaştıran birine dönüşüyorum sanki. Bunun gibi düşüncelerle dolup taşıyor zihnim. Bütün ilişkilerimin böyle böyle dibi boylayacağını hissediyorum. Bazıları boyluyor da sahiden. Heyecanla başladığım işlerden vazgeçmiş ya da heyecanla tanıştığım insanlardan uzaklaşmış buluyorum kendimi.

Sorumsuz olduğumu söyleyen ses durup soruyor sonra, neden böyle oluyor? Keşke bu kadar kolay olsa diyorum anlaması. Bunu çözdüğümde bir şeyler yoluna girecekmiş gibi hissetmeye başlıyorum. Her şey düzelmeyecek belki ama bir şeylerin değişmesi gerek artık diyorum. Durup düşünmeye başlıyorum. Sahiden neden böyle oluyor, o akıntıya kapılmadan önce tam olarak ne oluyor?

Kuramadığım dengeleri görmeye başlıyorum yavaş yavaş. İnsanlar, duygular, işler… Hepsi ne zaman dengesini şaşsa, dikkat eşiğimin üstüne çıksa kaçmakta buluyorum çareyi. Heyecanla başladığım işler çoğaldıkça heyecanım yetmiyor artık. İşler ne zaman çok görünse gözüme, bir sıraya koyup halletmeye başlamak değil yaptığım. Doğru olan bu biliyorum ama akıntı geldiğinde doğru yanlış anlamak mümkün olmuyor. Tek yapabileceğim kapılıp gitmek oluyor.

Böyle zamanlarda kendimi ne kadar zorladığımı fark ediyorum. İşler dikkat eşiğimin üstüne çıktığında durup dinlenmeye vaktim yokmuş gibi zorluyorum kendimi. Haydi bunu bitir sonra dinlenirsin diyorum. Şimdi bitmezse bir daha bitmez, sonraki iş aksar o da sonrakini aksatır diyorum. Bu zorlamalar atıyor işte beni tam o akıntıya. Hiçbir işi tamamlayamadan kalıyorum koca bir boşlukta. 

Kendimi anlamaya çalışırken görmeye başlıyorum tekrar. Harekete geçmem için ihtiyaç duyduğum süre çok başka benim. Bir anda işe atamıyorum kendimi istendiği gibi. Yavaş akıyor hayatım ve harekete geçmem de bir o kadar yavaş oluyor. Hızla akan dünyaya yetişmeye çalıştıkça bitap düşüp daha da geride kalıyorum. 

Yavaş yavaş kabul ederken buluyorum bu halimi. Diğer kırılganlıklarım gibi bu da bir parçama dönüşüyor. Sorumsuz ya da umursamaz oluyorum kimi zaman. Ancak kendime dinlenme anları yarattıkça bunların azalacağına inanmaya başlıyorum. Durup derin nefesler alıyorum ve boşluklara izin veriyorum. Bana iyi gelecek anlar yaratıyorum. Yapmayı sevdiğim şeyleri keşfedip gecikmeleri kabul ediyorum. Böyle gecikmelerin, kaybolduğum zamanların yaratacağı gecikmelerden daha kısa ve stressiz olacağını biliyorum.

Kendimi keşfim sürüp gidiyor böylelikle. Yeni boşluklar acaba yeni kaçma yollarım mı diye soruyorum. Kendimi daha çok dinleyip daha iyi anlamaya çalışıyorum. Bugün kendime iyi gelecek ne yaptım diye soruyorum mesela. Böyle böyle iyi anlarımı bulup onları çoğaltıyorum. Kendime kaçma yolları değil küçük kaçamaklar yarattığımı anlıyorum. Akıntı yine yükseliyor bazen ama sakince dinmesini bekliyorum. Suyun akıp gitmesine yavaşça izin veriyorum.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: yaşam
İstihdam