03/03/2016 | Yazar: Alina

Tasarım markası ANIL kıyafet Oscarlarını seçti. Bakalım bu yılın Kıyafet Oscarları kime gidiyor

O büyülü gecede gözlerimiz fırlayarak baktığımız, hayran olduğumuz kıyafetler, kırmızı halıda gördüğümüz üç beş pozdan çok daha uzun ve emek dolu bir süreci kaplıyor aslında. Kırmızı halı belki de en kolay ve zevkli hali. Öncesi çok daha sıkıntılı ve uzun.

Oscar’a katılacak olan ünlüler, bu büyük organizasyon için çalışan PR şirketlerinin uzun ve titiz çalışmaları neticesinde, yaptığı işlere, yarattıkları sükselere ve o dönemki popülaritesine göre itinalı bir çalışma sonucu aylar öncesinden davet ediliyor. Baloya katılacak olan davetliler,  gecenin ‘en güzel kızı ve oğlanı’ olmak üzere hemen harekete geçiyorlar. Prensle tanışmak isteyen prensler de vardır evet, şaşırmayın!

Gecenin anlam ve önemine göre kıyafet kodu belli: Klasik.

Ünlüler, giyecekleri kıyafetler için didik didik modacı, modaevi ve tasarım aramaya başlıyorlar. Bu yoğun ve ağdalı süreç sonrası, o kırmızı halıda görülen kıyafetler, sadece kıyafeti giyen ünlü için değil, aynı zamanda kıyafeti hazırlayan modaevi ve tasarımcı içinde çok büyük bir reklam anlamına geliyor. Bu yüzden çok önemli. Reklamın büyüklüğü sebebiyle bazı tasarımcılar ve ünlü modaevleri gelecek sene için hazırladıkları kreasyonlarından bile bir iki parçayı, kırmızı halı için çekinmeden ‘bu da size ipucu olsun’ diye bizlere gösteriyorlar. Bu demek oluyor ki bu yıl moda piyasası bunları üretecek.

Sadece modacılar değil, saç tasarımcıları ve make-up artistler de o yılın trendlerinden bizlere ipuçları veriyorlar.

Peki bu kıyafetler gerçekten güzel mi? Ünlülerin giydiğini tek tek inceleyeceğim ama şunu belirtmeden geçemem, beğenmeseniz dahi çok ciddi bir emek harcanıyor bu kıyafetlere. Çünkü hepsi ‘Haute Coutre’ olarak çalışılıyor. Türkçesi ‘ısmarlama’ ve sadece sizin için, sizin vücut ölçülerinize göre dikiliyor. Eşi benzeri yok.

Benim tasarım markam ANIL kıyafet Oscarlarını seçti. Bakalım bu yılın Kıyafet Oscarları kime gidiyor;

Cate Blanchett;  Çiçekler Açan Buzlar Kraliçesi,

Cate karizmatik bir kız. ‘Dağıtsam da havalıyım, paçoz da olsa coolum’ havalarında biri. Kendine has. Candan Erçetin’in yapmaya çalışıpta yapamadığı şey yani. Türkiye’de hiç bir kadın oyuncu da da Cate’in kariması yok ayrıca. Onlarda hiç karizma yok ama neyse.

Duru ve karakteristik bir yüz yapısı var. Kemikli yüz hatları, karakteristik yüzünü oluşturan en önemli kısımları. Bu yüzden makyajında sadeliği tercih ediyor, mavi gözlerini ortaya çıkarıyor genelde.

Bu yıl buz mavisi, eski tabirle çiçekli, yeni tabirle ‘3D’ çiçekli bir kıyafet tercih etti. Çiçekler açan buzlar kraliçesi gibi. Daha önceki oscar törenlerinden takip ettiğim kadarıyla Cate, kendisine hangi rengin yakıştığını çok iyi biliyor. Gösterişi sadeliğinden gelen, çok renkli olmayan kıyafetler tercih ediyor. Yer yer bu sadeliğin üzerine yoğun ve gösterişli işleri tercih etmekten çekinmiyor. Bu yıl ki kıyafeti de oldukça şık ve özeldi. En iyileri arasına rahatlıkla koyabiliriz.

Hazır giyim markaları şimdiden, bu yılın kış kazaklarına çiçekler dikmeye başlamışlardır haliyle.

Charlize Theron: Bel Kadını,

Charlize’nin kıyafetinin en göze çarpan tarafı tabiki rengiydi. Tasarımcı, modeli pek fazla abartmadan, küçük ayrıntılar üzerinden kurgulamış. Göbek üstü göğüs dekoltesi, şaşırtıcı olabilecek, güzel ve zekice konulmuş boyun ve sırt bağı ve tabiki sırt dekoltesi, tasarımın 3 önemli diğer özelliğiydi.

Charlize, ne kadar şık giyinirse giyinsin, ne tercih ederse etsin, hiç bir kıyafetin kendi güzelliğinin önüne geçmesine izin vermiyor. Bazı kadınlar kıyafetinin güzeliğinin, kendi güzelliğinin önüne geçmesine izin vermez.

Sarı saçlarına ve bronz tenine oldukça hoş olduğunu düşünüyorum bu kıyafetin. Sık sık o güzel belini gösteren pozlar verdi. Gözüme çarpan diğer şeyde, ‘hapiste yaptırmıştım, çıkınca sildirdim’ der gibi sağ kolunda silik duran dövmesiydi. Sevmedim. Charlize, do you know what concealer is?

Lady Gaga: Çöplükten Gelen Misafir,

Lady GaGa giyim tarzıyla göz önünde olan biri. İngilizcesi  ‘freak’,  Türkçesi  ‘ucube’ olmaya çalışıyor ve bu kimliğe uygun şeyler giymeye çalışıyor. Olamıyor. Giyemiyor. Orjinal olma çabalarına rağmen, tüm kıyafet tercihler çok fast food fashion kalıyor ve aslında kendisine has bir tarzı yok. Üstelik hiçbir giydiği artık kimseyi  şaşırtmıyor.

Lady GaGa’nın hiç bir tercihi için özel birşey demeye gerek yok. Bu törende giydiği kıyafeti ise ‘sinema komşu köy, geçerken uğrayayım dedim’ havasında tam. Biraz daha klasik olmaya çalışmış ama giydiklerini anımsatan çizgide ‘pelerinli bir tulum’ tercih etmiş. Yani kimseden rol çalamamış, kendince var olamamış. Herkes kendi çöplüğünde öter Lady, öyle kolay değil başkasının ödül töreninde en çok konuşulan olmak!

Kate Winslet: Balık gibi Kadın,

Balık etli Kate Winslet, kendisini sudan çıkmış bir balık kadar kilolu gösteren, balık teni parlaklığında bir balık giydi, pardon kıyafet giydi. Kendisine yakıştıramadım. Son derece anlamsız bir sadelik, gereksiz bir fazlalık. Nakka!

Leonardo Di Caprio: Gecenin Prensi,

Leonardo fazla kasik erkek modasına uygun giyindi. Şık desem yalan söylemiş olurum. Nedense erkeklerin giydiği ‘klasik’ şeyler bana üniforma gibi geliyor. Bir üniforma kadar şıktı diyebilirim ama.

Burada Leonardo’nun ne giydiğinden daha çok, erkek modasının zorluğundan bahsetmek istiyorum. ‘Dar alanda büyük çalışmaktır’ erkek modası. Erkek tarzının çizgisi çok bellidir ve genelde dışına çıkmak zordur. Yanlış bir şekilde çizgiden çıktığınızda Almanya’dan dün gelmiş İsmail YK gibi görünebilirsiniz.

Erkek tasarımları daha çok küçük detaylar etrafında kurgulanır. Çok akışkan bir su değildir. Erkek modasının yoğunluğunu, biraz daha hafifleten cinsiyetsiz moda akımları oldu son yıllarda. Farklı şeyler görmeye, denemeye başladık. Moda piyasası, mahalli çabalardan çıkarak ‘bakımlı, para harcayan, şehir erkeğini yaratmakta gecikmedi’ ve tüm hızıyla hizmet etmeye başladı. Tabi bunu ilk geyler uygulamaya başladı her zamanki gibi.

Bununla ilgili detaylı yazımı ilerleyen yazılarda sizlerle paylaşacağım.


Etiketler: yaşam, moda
İstihdam