Klibal Enfeksiyon: Serdar Ortaç – Mikrop

Bugün klip kazıma gözlüğümü Serdar Ortaç’ın Mikrop adlı müzik klibine çeviriyorum. Klip, fetişleri bir güzel toplamış, onu da paket yapmış önümüze sunmuş.

 

Önce kedi kadın, sonra siyah vıcık vıcık deri elbiseleriyle hostes olan, ardından “liseli vardı ya ah o liseli, kısacık etekli dar elbiseli” körpe kızlarımız rolüne bürünen o bir grup kadına üzüldüm. Üstüne o halde bir de dans etme çabasına giriyorlar, tabii ki Serdar Ortaç’ın gerisinde. Her başarılı (!) popçunun arkasında bir grup fetiş abidesi kadın vardır ve dans ederler dedirtiyor insana.

Yanılmıyorsam klibin büyük bölümü Tarlabaşı’nda geçiyor. Tarlabaşı’nı “Mikrop” adlı parçasında kullanması umarım rastlantıdır yoksa Serdar Ortaç da steril (!) ve modern bir İstanbul derdine düşmüş bir AKP’li gibi mi davranıyor? Burada referansım Mary Douglas’ın “Contagious”ı. Yani, toplumun belirli kesimlerini (ki bunlar Kürtler, translar, LGB’ler, Romanlar, fakirler ve daha bir sürü…) “mikrop” addedip, onları olabildiğince uzaklara sürmek, dışlamak, onlardan uzak durmak ki mikrop bulaşmasın. Tabii sonuç, bu semtleri “Geri Dönüşüm Projesi” maskesi altında yok etmek ve  bu insanları da buralardan sürmek. O sebeple serbest bir çağrışımla buralara kadar sürükledim sizi “Mikrop”tan da yola çıkarak.

 

Neyse klibe geri dönersek, klibin başrol oyuncusu sayesinde Türkiye’nin yabancı kadın fetişini destekleyen bir klip görmekteyiz tabii ki. Hangi fetişi desteklemiyor ki bu eksik kalsın, değil mi ama? Tabii kadınımız burada hiçbir şeyden anlamaz bakışlar atıyor ki, en çekicisi (!). Sanki klipte oynayacağı haber verilmemiş. Bütün tehlikelere açık o yabancılığı ile saf saf gülümsüyor… İçim acıya acıya Sarai’yi anıyorum burada…

Ama anlamlandıramadığım asıl şey çocuklar. Kadınların arasında ya da Serdar Ortaç’ın arkadasında zıp zıp zıplayan çocuklar. Neden koyduklarına gerçekten anlam veremedim. Ama galiba Serdar Ortaç’ın büyük bilgeliği ile vereceği öneri için, çünkü her “sana bir önerim olacak: hayatından mikropları at” dediğinde bir çocuğa yanaşıyor. Onu bıraktım, oradaki ablalarına özenen küçük kızların da o ablaları gibi dans etme çabalarına girmesi gerçekten can acıtıcı. Peki ya Türkiye bayrağı tişörtü ile dans eden o çocuğun verdiği sübliminal mesajlara ne demeli?

Ve en önemlisi, KÜ-TÜP-HA-NE! Evet, gizli saklı köşelerinde seks yapma fantezilerinin başrol oyuncusu kütüphane. Gece Reina’dan çıkıp ya da yataklarından dantelli çamaşırlarıyla fırlayıp kütüphaneye gelmiş bir grup bilgiye aç kadın, ısı tekniği kitapları arasında cilveleşen Serdar Ortaç… Ve tabii ki de uğruna savaşılan erkek… Çünkü dünyadaki bütün kadınların amacı bir erkeği tavlamaktır ve bunu diğer kadınlara tuzaklar kurarak, haset dolu yollarla yaparlar. Erkek adeta bir Nirvana’dır.

 

Neyse böyle pat diye keseceğim ama dünyanın tüm fetişleri birleşin diye bağırıvermiş klip.