28/09/2021 | Yazar: Umut Güner

Bugün Konur’un gökkuşaksız renklerini gökkuşağı zannederek rahatsız olan insanların altını çizdiği gibi Kaos GL’in toplanmasına da zamanında izin verilmemişti.

Konur Sokak’ın lubunya hafızası Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Konur Sokak’a yeni asılan gökkuşağı renklerinde olmayan renkli şemsiyelerle ilgili Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’e gelen yorumların bir kısmı “Çankaya Belediyesi’nin gökkuşağı renklerinden korkup korkmadığını, gökkuşağı Renklerini kullanmamak için neden bu kadar çaba harcadığını” sorarken; diğer kısmı ise Konur Sokak’ın özgürlükçü, toplumsal hareketler için anlamından dem vuruyordu. “Sokağın ruhunu” öldürdüğü için Çankaya Belediyesi’ni ve Taşdelen’i eleştiriyorlar.

Çankaya Belediyesi’nin gökkuşağı korkusunu bir kenara bırakıyorum. O artık hepimizin bildiği bir gerçeğe dönüştü. Babadan oğula aktarılan belediye başkanlığı sürecinde 2003’te baba Taşdelen’in Kaos GL sempozyumu için Çağdaş Sanatlar Merkezi’ni açmasından, oğul Taşdelen’in gökkuşağı renklerinden korkusuna geldik.

konur-sokak-in-lubunya-hafizasi-1

Benim esas değinmek istediğim “sokağın ruhu” üzerinden gelen eleştiriler. Sokağın ruhu neydi gerçekten? Orada örgütlenen, sokağa çıkan herkes her örgüt sadece hetero cis örgütler miydi? İçlerinde hiç lubunya yok muydu? Lubunyalar için Konur’un, Yüksel Caddesinin bir anlamı yok muydu?

Kaos GL Dergisini bulabileceğiniz üç kitapevi Konur Dost, Bilim Sanat ve İmge Kitapevleri idi. Hatta Ankara’da satılan yegane üç kitap evi burasıydı. Sonra Karanfildeki Dost yanı “küçük dost” cep telefonu yokken “konumlu” buluşma yeri idi. Okuldan çıkınca, Kızılay’a inince küçük dosta mutlaka bir uğrar. Kim var kim kimi bekliyor bakılırdı. Küçük İmgenin duvarı da aynı küçük dost gibi idi.

Engürü kahvenin lezbiyen biseksüel kadınlar için bir uğrak ve buluşma mekanını olduğunu sanırım kimse inkar edemez.

Sonrasında Mimarlar Odası, Kaos GL Grubunun kendine ait bir mekanı yokken bir dönem toplandığı bir yerdi. Bugün Konur’un gökkuşaksız renklerini gökkuşağı zannederek rahatsız olan insanların altını çizdiği gibi Kaos GL’in toplanmasına da zamanında izin verilmemişti. Çünkü orası devrim yapacak abilerin ablaların ciddi meseleleri konuşacağı bir mekandı. İbnelik yapmaya gerek yoktu. Tabii ki yıllar sonra aynı mekanda Kaos GL ve diğer LGBTİ+ örgütleri bir dizi etkinlik gerçekleştirdi.

Konur 2, Kaos GL Kültür Merkezinin ilk merkezi idi. Sonrasında çok uzağa değil Selanik Caddesine taşındı KKM’miz. Yüksel’de Konur Sokakta çark atan, Güvenpark’tan sıkılan lubunyalar çay içmeye, çişlerini yapmaya yada bir film izlemeye gelirlerdi. Konur’dan, Karanfil’den geçererek…

Bundan on beş yıl önce Oktay İnce’nin hazırladığı “Devrim Beni Aramadı” belgeselinde konu olan Devrim ve onun örgütlü olduğu Halkevleri de Konur Sokak’ta idi. Ve defalarca aramamıza rağmen telefonlarımıza çıkmamıştı. Sonrasında Halkevleri Konur’da hem Homofobi Karşıtı günü kutlayan dev afişi hem de Ethem Sarısülük’le Ahmet Yıldız gömlekli çalışmayı asmışlardı.

Sanatçı Metehan Özcan da aile kararı ile babası tarafından öldürülen Ahmet Yıldız ve nefret cinayetlerine dikkat çekmek için yaptığı çalışması da tam Konur Sokak’la Yüksel’i kesen köşede uzunca süre salındılar.

2005 -2006 yıllarına Eryaman’da başlayan Esat’a sıçrayan nefret saldırılarına karşı Pembe Hayat Derneği kurucularının başlattığı mumlu eylemler de Yüksel – Konur Sokak hattında gerçekleşti. Kefen giyip ölüme yatan trans kadınlar “Ölmek istemiyoruz, yaşamak istiyoruz” diyordu. Bu arada halen dava devam ediyor…

Kurtuluş Parkı’nda başlayan Homofobi Karşıtı Yürüyüşlerin son durağı da Yüksel’de insan hakları anıtı idi. Örgütlenme ruhu, toplumsal hareketler, sivil insanlar vs. geyiklerinin hep bir parçasında lubunyalar vardı.

Bu arada, karnaval esintisinde olan renkli şemsiyeler ülkenin birçok yerinde asıldı. Bazı yerlere kolluk güçleri müdahale ederek 8 Mart’ta, 1 Mayıs’ta, Onur Yürüyüşü’nde gökkuşağı bayrağına saldırdıkları gibi şemsiyeleri toplattılar. Ve şemsiyelerin kendisi bir mücadele alanına dönüştü.

Bütün bu tartışmalar bana Konur Sokak’ta sadece belediye ya da iktidar eliyle değil; beraber yürüdüğümüz insanlar eliyle de silinen lubunya hafızamızı hatırlattı. Şemsiyeler işin biraz bahanesi…

Bizler Ankara’da Çankaya’da yaşayan lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks ve artılar olarak kendi hikayelerimizi anlatmak, yazmak ve kentin lubunya tarihini unutturmak isteyenlere rağmen örgütlenmeye karar verdik. 17 Mayıs Derneği çatısı altında “Çankaya Kızları” grubunu kurduk. Bizi takipte kal lubunya!

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: yaşam, kent hakkı, gezi/mekan, tarihimizden
İstihdam