30/03/2020 | Yazar: Tanju Tariz
Bu da yukarıdakine nazaran biraz da eğlenceli bir hetero yaşam sunmaya çalışıyor ve en azından saygı duymamız gerektiğini düşündürüyor, her iki belgesel yapımın ana fikri “onlar da insan”.
Canlarım, laçolarım, kızlarım hepinize saygı duyuyorum. Korona günlerinde birbirimizle dayanışmamız gerekiyor. Ben de bu yüzden size daha sık yazmaya başladım. Ancak Yıldoz (aşırı doz etkisi yaratabiliyor, siz benden daha iyi biliyorsunuz) sürekli yazıyorsun yeter artık, biraz dinlen dedi. Ben tam yazmıyordum ki bu sefer de “anne tek okunan yazı senin yazıların lütfen yaz” diye yalvardı. Ben de onun minçoma benzeyen suratıyla daha fazla muhatap olmamak için yazmaya karar verdim.
“Hetrolar nasıl yaşıyorlar? Neye benziyorlar?” diye izlediğim iki belgesel var. Size bu yazımda bu iki belgeselden bahsetmek istiyorum. Birincisi Şaşıfelek Çıkmazı. Bir aile dizisi ve o aile dizisinde bütün ailelerde olduğu gibi bir lubunya yok! Hepsi yüzde yüz hetero! İzleyin annem, bizim olmadığımız bir dünya mümkün mü? Veyahut komik mi ya da trajikomik mi anlarsınız?
Komik mi demişken ikinci belgesel yapım, sanırım biraz kurgu da var içinde “Nasıl Evde Kaldım”. Bu da yukarıdakine nazaran biraz da eğlenceli bir hetero yaşam sunmaya çalışıyor ve en azından saygı duymamız gerektiğini düşündürüyor, her iki belgesel yapımın ana fikri “onlar da insan”.
Bu arada hep film hep film nereye kadar diyorsunuz. Ben de diyorum! Bu yüzden şimdi operaya merak saldım aslında daha doğrucu operacılara… Polonyalı 29 yaşında jakub józef orliński’ye (siz ona kısaca Yakup diyebilirsiniz) hayran kaldım.
Yok ben opera sevmiyorum diyorsanız eğer sesi kesin (Yıldız bu ünlü repliğini buraya yaz, o kadının da bir resmini koy) görüntüsünü izleyin. Opera bazen görsel bir şölen olabilir.
Outlander diye bir dizinin kahramanını Kaosjelden bir hayranım rüyasında görmüş, anne ne olur yaz, onu izleyelim diyor. Ay kendimi talim terbiye kurulu gibi hissettim. Yazıyorum valla. O çocuğa benim de dibim düştü… İzleyelim kızlar.
Bu ara eniştecilere üzülüyordum. Yazık sosyal mesafe onlar için zulme dönmüştür diye. Ancak enişteciler boş durmuyor. Whatsap görüşmeleri, aramalar vs. bitmiyor. Yıldız mesela benim tarika kolime buradan Roma hamamına beni ne kadara götürürsün diye yazmış. Tarikatörüm neyseki tek eşli, bana sordu. Ben de Yıldoz’a Karşıyaka’yı da sorsana, Roma hamamından sonra seni oraya bıraksın, ben öderim ücreti dedim. Kızlar kocalarınıza sahip çıkın. Sosyal mesafeyi koruyun ama cinsellikte mesafe açmayın. Yoksa bu eniştecilere gün doğar! Sonrasında kocanıza da kızamazsınız, “malum karantina vardı ben ne yaptığımı biliyor muydum” der. En iyisi siz enişteci lubunyalarla da sosyal mesafenizi iki katına çıkartın.
Evde kalmaktan ka gelse de evde kalubunya!
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: medya, yaşam, cinsellik
