08/11/2022 | Yazar: Defne Güzel

Yaşanan bu olumsuz gelişmelerin önüne geçmek, insan hakları kentlerini inşaa edebilmek için mücadele etmek için önce belediyeler LGBTİ+ yurttaşlarını yurttaş olarak benimsemelidir.

LGBTİ+ hakları yerel yönetim politikalarının neresinde? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İnsan hakları kentleri yaklaşımı ve kent hakkı

Eşitlik ve ayrımcılık yapmama ilkeleri insan haklarının temel parçalarıdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi başta olmak üzere çeşitli Birleşmiş Milletler sözleşmeleriyle bu haklar koruma altına alındadır. Bu haklar ayrımcılık gözetilemez bir biçimde LGBTİ+’lar da dahil olmak üzere herkes için geçerlidir. Barınma, eğitim, sağlık hizmetlerine erişim, çalışma hakkı gibi temel hak ve özgürlükler LGBTİ+’ların temel haklarıdır.

Kapsayıcı ve eşitlikçi bir yerel yönetim anlayışı için insan haklarını temel alan insan hakları kentleri yaklaşımı insan hakları temelli yaklaşımın yerel karar alma süreçlerine ve hizmetlere yansıtılmasında rol oynar. İnsan hakları ile yerel yönetimleri buluşturan bu anlayış temel hak ve özgürlükleri yerel düzeyde uygulamayı ve belediyeler tarafından temel referans olarak alınmasını amaçlar.

Belediyeler kentte oldukça kritik bir rol oynar. Yurttaşlara sağladığı hizmetler ve olanaklarla birlikte yereldeki siyaset ve politika yapma süreçlerini düzenler. Bu bağlamda belediyeler yerelde eşitlik ve katılımcılık ilkesini güçlendirir. Belediyelerin kentteki rolü düşünüldüğünde kapsayıcı ve insan haklarını referans alan belediyelere olan ihtiyaç yadsınamaz bir gerçektir.

Kent hakkı en genel anlamda kentsel mekâna ve kentin sağladığı ekonomik, sosyal, kültürel ve tüm imkanlara kentte yaşayan herkesin ortak erişiminin sağlanması, tüm karar alma süreçlerine herkesin katılımını ve bütün yaşayanların temel hak ve özgürlüklerini gerçekleştirebilmesi olarak açıklanır. Dolayısıyla kent hakkı sosyal ve ekonomik ilişkileri, politik süreçleri değiştirir.

LGBTİ+ politikaları bakımından iyi uygulamalar

Kanada Kapsayıcı Belediyeler Koalisyonu tarafından UNESCO için hazırlanan “LGBTQ2+ İçermesi İçin Uygulama Araçları” rehberi kapsayıcı politikaların yerel yönetimler için yaratacağı faydaları 4 temel başlıkta gruplar:

  • Yerel ekonomiye dönük faydalar: İş gücü için cazibe merkezi olma, çalışanların verimliliğinde artış.
  • Toplumsal hayata yönelik faydalar: Aktif vatandaşlıkta artış, daha güçlü toplumsal bağlar, daha güvenli bir sosyal yaşam.
  • Daha verimli belediyeler: Daha iyi hizmet sunumu, daha az şikayet, daha az risk.
  • Ayrımcılık vakalarını yönetebilme: Hazırlıklı ve donanımlı olma, sonuca yönelik çözüm üretebilme.

Rehber LGBTİ+’ların yaşadıkları ayrımcılıklar ve zorluklar üzerinden 7 temel müdahale alanı belirler:

  • İletişim ve katılım: Kapsayıcı ortak dili oluşturmak.
  • Suç ve kolluk: LGBTİ+’ların uğradığı ayrımcılık hususunda kollukla işbirliği halinde olmak. Ek mağduriyetler yaşanmasını önlemek.
  • İnsan kaynakları: Beyanı esas almak. Cinsiyet uyum süreçleri ve benzer süreçlerde izin sağlamak. İşe alım süreçlerini izlemek.
  • Gençlik çalışmaları: Koruyucu ve destekleyici toplum temelli programları hayata geçirmek. Farkındalık yaratma çalışmalarını yürütmek.
  • Yaşlılara yönelik çalışmalar: Yaşlı bakım ve destek hizmetlerini güçlendirmek.
  • Altyapı ve rekreasyon: Tuvaletleri, kıyafet değiştirme alanlarını, spor alanlarını trans ve non-binary kişiler için güvenli ve erişilebilir hale getirmek.
  • Sağlık: LGBTİ+’ların sağlığa erişimine aracılık sağlamak, danışmanlık hizmetleri sunmak.

Yerel siyaset

Yerel siyaset yalnızca yerel seçimleri değil yerelde yaşayanların refahını, hayat kalitesini, iyi olma halini de anlatır. Belediyeler kullandıkları bütçelerle herkese ait olan toplumsal kaynakların dağılımının sorumluluğunu üstlenir. Kendi yerellerinde ikamet eden herkes hakların ve bütçelerin kullanımından eşit faydalanma hakkına sahiptir. ILGA Europe’nin 2021 Gökkuşağı Avrupa Endeksine göre Türkiye’de yaşayan LGBTİ+’ların yaşam koşulları kötüdür. Türkiye 2021 sıralamasında sondan ikinci olarak yer alır.

Belediyelerin LGBTİ+ örgütleri ile diyalog ve işbirliği halinde olması katılımcı bir politik iklim yaratmak için elzemdir. Öte yandan meclis üyelerinin LGBTİ+ farkındalığına sahip olması hizmet sunumunun ayrımcılıktan uzak şekillenmesine katkı sağlar.

Yasal mevzuat

Anayasa Mahkemesi kararları, Anayasa md. 153 gereği gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Anayasa Mahkemesi’nin eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı eksenli, gerek istihdam gerek nefret suçu ve söylemi gerekse ayrımcı muamele konularındaki içtihadı, bu açıdan anayasallık ilkesi etrafında kurulmuş olan kamu tüzel kişisi niteliğindeki belediyeleri de bağlar.

Yerel yönetimler hem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler hem de Anayasa’nın eşitlik ilkesi gereği bu içtihadı gerçekleştirecek bir yönetim anlayışıyla hareket etmek zorundadır. Bu etik ilkenin ötesinde, anayasal bir zorunluluk ifade edilir. 

Türkiye’de yerel yönetimlerde LGBTİ+ politikaları ve faaliyetleri

Yerel yönetimler geçmişten bugüne LGBTİ+’larla, LGBTİ+ örgütleriyle ve LGBTİ+ politikaları ile faaliyetleriyle temas halindedir. Bu temaslar ise yerel yönetimlerin LGBTİ+ alanındaki faaliyetlerinin özellikle 2013 yılından sonra hızlanmasına zemin hazırlamıştır. 2013 yılında esen Gezi Direnişi rüzgârı ile LGBTİ+ örgütlerinin ve aktivistlerinin yerel yönetimlerle ilişkilenmesi bambaşka bir sürece evrilir. Protesto süreçlerine denk gelen 2013 İstanbul Onur Yürüyüşünde yüz binlerin katılımından söz edilir.

Yerel yönetimlerle ilişkinin ivme kazandığı bu döneme dair örneklendirmeler yapmak gerekirse; LGBTİ+ aktivisti Boysan Yakar 2014 yerel seçimlerinde Şişli ilçesinden açık eşcinsel kimliğiyle belediye meclis üyesi adayı olmuş, daha sonra dönemin Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü tarafından Başkan Danışmanı olarak görevlendirilmiştir.

Bir başka örnek ise; SPoD, 2014 yılında hayata geçirdiği LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokolünü hazırlayarak kampanya yürütmüş ve Protokolü belediye başkan adaylarına imzaya açmıştır.

Yaşanan bu gelişmeler yalnızca belediye yapılanmalarını değil kent konseyi yapılanmalarını da etkilemiştir. Örneğin; Nilüfer Belediyesi Kent Konseyi Gençlik Meclisi altında kurulan LGBTİ+ Çalışma Grubu, Özgür Renkler’in ortaklığıyla 2015 yılında HTB Karşıtı Öğrenci Buluşması’nı organize etmiştir. Bu örneğin yanı sıra; Aktivist Demet Yanardağ’ın 2016 yılında Konak Kent Konseyi Eşitlik Meclisi Başkanı seçilmesi de örnek gösterilebilir.

Burada bahsedilen veya bahsedilmemiş örnekler gösteriyor ki LGBTİ+ aktivistleri geçmişten bugüne yerel yönetimleri kapsayıcılık, farkındalık, eşit yurttaşlık yönünde değiştirmekte, dönüştürmekte ve güçlendirmektedir. Bu gelişmeleri izleyen dönemde COVID-19 pandemisinin tüm dünyayı etkisi altına alması, sosyal temasın giderek azalması LGBTİ+’ların sorunlarını ve ihtiyaçlarını daha da görünmezleştirmiştir. Bu dönemde bir de devletin en üst yetkilileri tarafından sistematik olarak hedef gösterilen LGBTİ+’ların şiddet önleme mekanizmalarına olan ihtiyaçları da gözle görülür bir biçimde artmıştır.

Son dönemde yaşanan bu sorunlar yerel yönetimlerin LGBTİ+ politikaları ve faaliyetlerini de olumsuz yönde etkilemiştir. Pandeminin de etkisiyle bu dönemde yerel yönetimler LGBTİ+ etkinliklerini hayata geçirememiştir. Kayyum atamaları yerel yönetimlerdeki LGBTİ+ faaliyetlerini ve politikalarını durma noktasına getirirken artan sağ popülizm ve muhafazakârlaşma sebebiyle yerel yönetimler LGBTİ+ politikaları ve faaliyetleri bakımından medyada hedef haline getirilmiştir.

Mevcut durum ve Çankaya Kent Masalları

COVID-19 pandemisinin kıskacında belediyelerin sosyal belediyecilik anlayışı olumsuz etkilenirken, LGBTİ+’lar belediyelerin sunduğu hizmetlere erişmekte güçlük yaşamıştır. Artan baskılarla belediyelerde LGBTİ+ politikaları ve faaliyetleri ivme kaybetmiş, belediyeler LGBTİ+ politikalarına ve faaliyetlerine dönük çalışmalarını duyurmaktan imtina etmiştir. Onur haftasını kutlayan belediye sayısında azalma yaşanmış, belediyeler LGBTİ+ örgütleriyle olan temasını azaltmıştır. Yaşanan bu gelişmelerde ekonomik kriz ve Suriye Savaşıyla artan sağ popülizmin küresel çapta etkisini hissettirmesinin etkisi vardır. Nitekim bu süreçte toplumsal cinsiyet, LGBTİ+ ve kürtaj karşıtı söylemler artmıştır.

Yakın dönemde Türkiye’de İstanbul Sözleşmesinin feshi, 2022 Onur Yürüyüşünde üç yüzden fazla LGBTİ+ aktivistinin gözaltına alınması, Boğaziçi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübünün kapatılması,  LGBTİ+ karşıtlığının bir seçim propagandası haline gelmesi gibi olaylarla bu baskı atmosferi sürmektedir. Öte yandan LGBTİ+ örgütleri ve aktivistleri halen belediyelerin stratejik planlarına etki etmekte, Yerel Eşitlik Eylem Planlarına katkı sunmakta ve belediyelerle işbirliği olanaklarını aramaktadır.

17 Mayıs Derneği 2021 yılında Çankaya’da LGBTİ+’ların sağlığa erişim deneyimlerini öğrenmek için bir araştırma çalışması başlatmış daha sonra bu çalışmayı “Çankaya Kent Masalları” ismiyle raporlaştırmıştır. Çankaya Kent Masalları raporu göstermektedir ki:

  • Çankaya’da yaşayan LGBTİ+’ların neredeyse yarısı Çankaya’da LGBTİ+ olarak yaşamak ve çalışmaktan memnun değil ya da kısmen memnun.
  • Katılımcıların yarısından fazlası kendini Çankaya’da güvende hissetmiyor.
  • Çankaya’da yaşayan LGBTİ+’lar kendilerini gizlemek zorunda hissediyor.
  • Katılımcıların %35,29’u Çankaya’da cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığa maruz bırakıldığını, polisin ise şiddetle karşılaşan LGBTİ+’lara hiçbir destek vermediğini söylüyor.
  • Katılımcıların büyük çoğunluğu pandemide maddi sebeplerle sağlık kurumlarına gidemediğini belirtiyor.

Yaşanan bu olumsuz gelişmelerin önüne geçmek, insan hakları kentlerini inşaa edebilmek için mücadele etmek için önce belediyeler LGBTİ+ yurttaşlarını yurttaş olarak benimsemelidir. Yurttaşlarını ayrımcılıktan koruyacak protokolleri ve hizmetleri hayata geçirmelidir. LGBTİ+’lara verdiği hizmetleri ve LGBTİ+’ların özel günlerini kutlamalı, LGBTİ+ politikaları ve faaliyetlerine dönük çalışmaların yollarını LGBTİ+ örgütleriyle birlikte aramalıdır. Belediyeler LGBTİ+’ların haklarını taahhüt eden protokollerden yana taraf olmalı, açık kimlikli LGBTİ+’ları istihdam etmeli, LGBTİ+ kapsayıcı bir kent tahayyülü için çalışmalıdır.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

*Bu yazı, Avrupa Birliği'nin mali desteği ile hazırlanmıştır. İçeriğin sorumluluğu tamamıyla KAOS GL’ye aittir ve AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.

lgbti-haklari-yerel-yonetim-politikalarinin-neresinde-1


Etiketler: insan hakları, kent hakkı
nefret