04/01/2010 | Yazar: Seyhan Arman

Meşhur TEKYÖN isimli kulübün ne kadar transfobik olduğunu anlatmama gerek yoktur herhalde ve bunu ben de bildiğim için ne eski yerine ne de yeni yerine hiç gitmedim,

Meşhur TEKYÖN isimli kulübün ne kadar transfobik olduğunu anlatmama gerek yoktur herhalde ve bunu ben de bildiğim için ne eski yerine ne de yeni yerine hiç gitmedim, gitme teşebbüsünde bile bulunmadım (dün geceye kadar).
 
Çünkü her zaman savunduğum bir şey var; trans kadınların alınmadığı bir mekana ben Seyhan olarak girebilsem de gitmiyorum ve bu şekilde kendi çapımda protesto ediyorum.
 
Uzun süredir birçok arkadaşımın ya da arkadaş grubumun hadi TEKYÖN’e gidelim ısrarlarına rağmen; “Hayır ben gelmiyorum” diye cevap verdim. Hatta şu anda çalıştığım kulübün işletmecisi Mustafa, “Hadi TEKYÖN’e geçelim” dediğinde, “Hayır oraya kadınları almıyorlar” dedim ve Mustafa cevap olarak “Oranın mekan sahibi (mülk sahibi) benim, ne alaka” dedi ve buna rağmen gitmedim.
 
Dün gece dansçı arkadaşım Hakan’ın doğum günü sebebi ile evinde toplandık ve bir süre sonra çok yoğun ısrarlar karşısında tanınmış bir oyuncu arkadaşım ve 2 gey arkadaşımla birlikte TEKYÖN’e doğru yola çıktık, yine de gitmezdim ama işletmecimiz Mustafa’nın “mekan sahibiyiz” lafına güvenerek tamam dedim ve tedbiri elden bırakmamak için Mustafayı arayıp rica ettim, “Çok kısa süre kalacağım telefon et kapıda sorun yaşamayayım” diye. 10 dakika sonra Mustafa aradı, “Boşver gitme, Harun (TEKYÖN’ün işletmecisi) biz travesti almıyoruz dedi ve istemedi” demesine rağmen arkadaşlarımın “Saçmalama biz Harun’u tanıyoruz, gel geceyi mahvetme” ısrarları karşısında gittim, içeri girdim ve işletmeci Harun (ki önceden tanıdığım birisi ve kendisi de beni tanır) karşılaşıp selamlaşma, öpüşme muhabbeti ardından bir standa geçtik. Buraya kadar bir sorun yoktu. Doğum günü olan arkadaşımın Harun’la şu diyaloglarına kadar, Hakan “bu gün doğum günüm” demiş Harun Bey de, “Tamam doğum günün ama Seyhan’la gelmişsin” deyip yüz çevirmiş.
 
Neyse bir kutu kola içtim show yapan garsonlar sigara odasında bana videolarını izlettiler, kostüm yardımı yaparım vs konuşmaları sonrası mekandan ayrıldık.
 
Şimdi bütün bunları anlatmamın sebebi şu; ben bu fobik mekana giderek ne kazanmış oldum ya da o mekan beni içeri alarak ne kaybetti?
 
Birincisi transların ya da geylerin bile alınmadığı bir çok hetero mekana girebiliyorum ya da transları kapısından geçirmeyen mekanlara da mekan sahipleri tarafından davet ediliyorum (ki asla gitmiyorum) da neden bu TEKYÖN’de sorun oluyor?
 
Madem biz LGBTT’ler beraber yürüyoruz ve bize ayrımcılık yapamazsınız diyoruz, eylem yapıyoruz, bağırıyoruz, çağırıyoruz… Peki, buradaki ayrımcılık ne olacak? Eylemlerde yan yana durduğum, hetero bir mekanda 2 gey öpüşemedi diye kendimi parçaladığım, tepki gösterdiğim arkadaşlarım hala TEKYÖN’e mi gidecek?
 
Yoksa bir kaç yıl önce pride etkinlikleri için LEGATO’lu ka gey arkadaşlarımızın ''Harbiye’de çarkta gördüğümüz travestilerle pride’da yan yana olmak istemiyoruz, etkinliklere katılmasınlar'' sözlerine sustuğumuz gibi yine susacak ve bir şey olmamış gibi mi davranacağız?
 
Yoksa röportaj verdiğim her yerde, yaşayan kütüphanede canlı kitapken, festivallerde stand başında, iş yerimde, metroda, kuliste, yolda, orda, burada her fırsat bulduğumda savunduğum ve hiç bir ayrım gözetmediğim LGBTT’leri savunmaktan vaz mı geçmeliyim? Ya da geylerin transfobisi gibi bende de homofobi mi oluşmalı veya Okşan Öztok gibi nefret mi etmeliyim? Ne yapmalıyım siz söyleyin, sayın çokbilmiş ka geyler! (Tabii ki herkesi kastetmiyorum)
 
Kimsiniz siz, ne hakla bize karşı ayrımcılık yaparsınız, hadi var bir fobiniz neden hala bizim üzerimizden ajityasyona varan aktivizm yapıyorsunuz ve neden sizin gözünüzde biz zavallı, cahil, orospu, paradan başka bir şeyi düşünmeyen ucubelerden öteye gidemiyoruz?
 
Hadi bizi boş ver neyin mücadelesini yaptığınızın farkında değil misiniz, sokaklarda neden bağırıyoruz, meclise neden yürüyoruz?
 
''Bizi yıllarca yeraltına ittiniz gettolarda yaşamaya zorladınız artık yeter biz ‘normal’iz ve böyle yaşamak istiyoruz'' demiyor muyuz?
 
Hetero diye adlandırılan mekanlarda ayrımcılık gördüğümüzde tepkiyi niye veriyoruz, 45’lik adlı mekan için bir süredir neden konuşuyoruz o halde? Madem onlara karşı duruyoruz ve bize böyle davranamazsınız diyoruz, gey mekan adı altındaki yerlere ne hakla trans ya da biyolojik kadınları almıyoruz tamam o zaman ne hakla hetero mekanlara kafa tutuyoruz?
 
Bu durumda, gey mekanlar geylere özel, heterolarınki heterolara, translarınki translara özel olsun ve herkes yerini bilsin!
 
Neden sesini çıkarmıyorsun AMARGİ?
Neden sesini çıkarmıyorsun LAMBDAİSTANBUL?
Neden sesini çıkarmıyorsun KAOS GL?
Neden sesini çıkarmıyorsun PEMBE HAYAT?
Neden sesini çıkarmıyorsun İSTANBUL LGBTT?
Neden sesini çıkarmıyorsun SİYAH PEMBE ÜÇGEN İZMİR?
Neden sesini çıkarmıyorsun PİRAMİD LGBTT DİYARBAKIR?
Neden sesini çıkarmıyorsun MOREL ESKİŞEHİR?
 
Bu saatten sonra her yerde, her zaman TEKYÖN denilen bar ve hala oraya giden, destek veren, para kazandıran geyler hakkında her yerde konuşacağım.
 
“Artık içimizde halledelim” demeyeceğim, herkes ne olduğumuzu görsün, aslında ne kadar yalancı, ne kadar ayrımcı, ne kadar ikiyüzlü olduğumuzu öğrensin…
 
Artık TEKYÖN’e giden ya da tepki vermeyen hiç bir arkadaşım benimle muhatap olmasın, çünkü zaten arkadaşım olmazlar.
 
Tepkimizi koymuyorsak eğer maillerimizin altına “aşağılayan bakışlarınızla cezalandırın” yerine, “transseksüelleri aşağılayabildiğiniz kadar aşağılayın, kurtuluşumuz böyle mümkün!” yazın
 
Not: Bu yazı doğrudan hepinizi hedef alıyor!


Etiketler: insan hakları
İstihdam