‘Albay psikiyatr; ben biliyorum bunun hastalık olmadığını,’

‘Askerlik sürem geldiğinde Bursa’da tekstilde çalışıyordum. Ailem Diyarbakır’dan göçmüştü bu şehre. Sürem gelmişti ama ben askere gitmek istemiyordum; pembe almayı düşünüyordum, alamadım. Neden diye sorarsan fotoğraf istediler benden, fotoğraf filan çekersem ve onlara gösterirsem bir nevi eşcinsel olduğumu kanıtlamış olacaktım. Ve o zamanda eşcinsel olduğum için pembe rapor almış olacaktım.’
 

Çalışırken askerlik süresi gelmiş olan Cenk, kaçak durumundaydı.
 

‘Akşam işten döndüm, gece saat 01:30’da kapı çaldı ve 2 polis kapıdaydı, benim asker olduğumu ve sabah erkenden askerlik şubesine gelmemi istediler benden. Ben de olur sabah gelirim dedim; uğramazsan bizim seni götürmemiz gerekiyor dediler. Ben gitmedim tabii, İzmir’e gittim.’
 

‘Kaçtım çünkü askere gitmek istemiyordum yani abim de anlardı askerlik yapamayacağımı. Yardımcı olur ben de askerlik yapmam diye düşündüm. Abim tamam, dedi, gel, dedi; askerlik yapmak istemiyorsan yapmazsın, dedi. Ben de ablam zoruyla Bursa’ya döndüm, eve gittiğimde abim tuttuğu gibi beni alıp askerlik şubesine götürdü.’
 

‘Abim götürdü ve sülüsümü aldım 13/03/08 tarihlerinde, 16/03/08’de teslim olmamı söylediler.’

‘Abim eşcinsel olduğumu biliyordu. Ailem de biliyor ama askere gitmemi istiyorlar. Ama benim ailemin de bilmediği bir şey var, ben istesem de askerlik yapamam, nedeni ben fişlendim, fişli olduğum için yapamam, yani orda da önüme çıkacaktı.’
 

‘Van’a gitmiştim travestiyken, saçım uzun ve kadınsı olduğum için fişlendim. Baya oldu çok iyi hatırlamıyorum ama sanırım 2001-2002’de filandı.’
 

‘Van’a gezmeye gittik arkadaşlarımla. Polisler, ahlak polisleri karakola götürdü, ondan sonra test yaptılar, test yaptıkları zaman da fişleniyorsun. Fotoğraf çektikleri zaman direkmen fişleniyorsun.’
 

‘Abim askerlik şubesine götürünce sülüsümü aldım, 16.03.08’de Sivas’a gittim teslim oldum. 2 ay boyunca acemi birliğimi yaptım, orda bana sordular herhangi bir sorunun var mı, ben kalkıp 50 kişi içinde sorunumu anlatamazdım.’
 

‘Muayene olmadım, nedeni bana sordukları zaman hiçbir şeyim yok dedim,  sağlıklıyım dedim, ondan sonra aradan baya bir zaman geçti, bizi tek tek odaya aldılar bölük komutanımızla görüşmemiz için. Bize sordu herhangi bir sorunuzunuz var mı diye, yanımızda doktor yoktu, danışmanlık yapılıyor askerde 3 ayda bir, ben direkmen söyledim yani ben eşcinselim sizin için sorunsa sorunum bu dedim.’
 

‘Komutanımız çok iyi karşıladı, hoş karşıladı hatta beni habercisi yaptı. Bana dedi yanımdan ayrılmayacaksın, korkusu vardı yani biriyle beraber olup da orda yakalanmak onlar için daha kötü, nedeni iki asker birden eksilecekti.’
 

‘Komutanım üsteğmen idi. Postası oldum. Hiç kimseye bildirmedi, hiç kimsenin de bilmesini istemedi hatta kendisi alıp beni doktora götürdü, RDM’ye filan götürdü. Askeriyede öyle deniyor, ruhsal danışma merkezi gibi bir şey. 3 tane doktor vardı, 3 tanesiyle de görüştüm. Çok iyi davrandılar bana ki zaten eşcinsel olduğumu biliyorlardı, daha önceden benim eşcinsel olduğumu komutanımız haber vermişti doktorlara, böle biri var getirip görüştüreceğim sizinle, diye. Yarın gel dediler. Biz seni Ankara’ya hastaneye sevk edicez…’
 

‘1 ayım dolmuştu. Normal askerliğimi yapıyordum. Herhangi bir şekilde eşcinselliğim gündeme gelmemişti. Anlayan oluyordu ama komutanım da daha önce bir şey sormamıştı.’
 

‘Tartıştığım günler de oluyordu bazen. Zamanla benim eşcinsel olduğumu filan söylemişlerdi baya bir yayıldı. Zaten bir koğuşta kaldığın zaman 10 kişi 20 kişi filan kalmıyorsun 100 kişi kalıyorsun.’
 

‘100 kişinin tamamı öğrenmişti benim eşcinsel olduğumu filan ama ben umursamıyordum 3-4 kişi hariç zaten öbürleri baya bir tepki gösteriyordu. Ben konuşmazdım onlarla. 3-4 arkadaşım vardı beni çok iyi bilen ve her şeyimi paylaştığım. Hiç bir şeyimi saklamazdım onlardan sonra bölük komutanımız benim kimseyi umursamadığımı anladı ve bana toplantı odasını zimmetledi.’
 

‘Sabah gel dedi, akşam gidersin yatarsın, dedi. Kimseyi umursama dedi. 2 kişiyi daha alıp gel dedi, ben de iyi anlaştığım arkadaşlarım vardı onları da aldım yanıma.’
 

‘2 arkadaşım da yazıcıydı. 3 kişi olduk. Benim iyi anlaştığım kişilerdi, eşcinsel olduğumu biliyorlardı ve hiçbir şekilde hiçbir yorum yapmazlardı.’
 

‘Ben sadece komutanıma hesap veriyordum ondan başka hiç kimseye hesap vermiyordum. Bir uzmana olsun bir subaya olsun hiç kimseye ve zaten hesap ver demiyorlardı bana.’
 

‘Postası olduğum komutan aynı zamanda bölük komutanıydı. Bölükte 470 asker vardı, acemi birliği yani."
 

‘Askerlik ağır geliyordu yine de. Askerlik yapamayacağımı söyledim, eşcinselim yapamıyorum, dedim. Tam samimi olmuştuk, her akşam odasına giderdim, abi kardeş gibi olmuştuk. Bana baya bir yardımcı oldu ki zaten bana yardımcı olacağına söz verdi.’
 

‘İlk başlarda olumsuz bakıyordu, bunu hastalık olarak biliyordu, tabii ben de bu konuda onunla çok konuştum ve eşcinselliğin hastalık olmadığını söylemeye çalışıyordum.’
 

 ‘Akşam yemeğinden sonra beni odasına çağırırdı, ben de onun postası olduğum için onun yanından ayrılmamam lazımdı. Bu süre içinde 11-12’ye kadar yanında kalırdım, eve gitmesini beklerdim, o süre içinde sorardı bana, ben de cevaplardım, eşcinsellik kavramlarını filan sorardı.’
 

‘İlginç gelen sorularından biri eşçinseler ne yapıyorlar, birbirinizi nasıl tatmin ediyorsunuz sorusuna baya bir şaşırmıştım.’
 

‘Emin olmam gerekiyordu, nedeni burada acemi birliğimi yaptığımı bildiğim için fazla kalmayacaktım. 2 aylık bir sürecim vardı, o kadar.’
 

‘1 ay yaptım ve insanların bakışları, tavırlarından sonra kötü oluyor, yapamayacağını anlıyorsun. Dışlamaları umurumda değil ki orda pek kalmayacaktım çekip gideceğim için umursamıyordum. Usta birliğime gidecektim ve zaten orda beni neler bekliyor onu bile bilmiyordum ki zaten tahmin etmiştim tahminlerimde de yanılmadım.’
 

‘Komutanımın götürdüğü psikologlar, bana yarın gelirisin seni Ankara Etimesgut Askeri Hastanesine sevk edicez dediler. Herhangi bir şey yapmadılar sadece soru sordular.’
 

 ‘3 gün sonra Ankara Etimesgut Askeri Hastanesine gönderdiler. Tek başıma gönderdiler. Beni hiçbir şekilde bilgilendirmediler, benimle konuşup, çocukluğuna dön ve kendini ilk eşcinsel hissettiğin güne dön dediler. Ben de anlattım, 15 yaşından beri ilişkilerim oldu vs vs diye onlar da hepsini yazdılar ve bir zarfa koydular, sen git biz göndereceğiz sana, dediler.’

 

 

‘Zarf bana geldi, bana getiren de bizim çavuşumuzdu ve benim eşcinsel olduğumu anlamıştı. Etimesgut’a gitmeme iki gün kala çavuşum zarfı getirdi. Çavuşum bilmiyordu aslında ama öğrendi. Nasıl öğrendi derseniz, orada sadece eşcinsel olanlara zarf veriyorlar, hiç kimsenin okumaması için. Ve çocuk benim eşcinsel olduğumu anladı beni tehdit etti hatta sonra.’

 

‘Sen eşcinsel misin dedi, evet dedim. Benimle beraber olursan zarfı sana veririm ve sen de gidersin bir daha da gelmezsin buraya dedi. Demişler bütün neyi var neyi yoksa alıp gitsin.’

 

‘Doktorlar demiş. Raporu kesin alır diye gönderdiler. Çocuk beni tehdit etti. Çocukla beraber olmak zorunda kaldım. Zarfı aldıktan sonra zaten.’

 

‘Çocuk sadece çavuşluk yapan asker, normal asker. Ben de beraber olmak zorunda kaldım. Kışlanın içinde birlikte olduk. Ama hiç kimsenin haberi olmadı, olamaz da. Olursa o da gider ben de giderim. Benim için hava hoş gerçi benim umurumda olmaz ama orada iki insan beraber olduğu zaman pasif olanı direk eve gönderiyorlar aktif olansa ceza alıyor. İki yıl sanırım cezası var.’

 

 

‘Bizim astsubay vardı, astsubaya söylediler o beni gelip arabayla alıp götürdü. Trene bindirdi ve trenle geldim ben Ankara’ya sabah.’

 

‘İlk önce hastaneye gitmedim. Burada arkadaşım vardı. Arkadaşımı aradım görüşelim gideyim eşyalarımı bırakayım, bir duş alayım kendime geleyim ondan sonra giderim dedim hastaneye. O gün gitmedim zaten, öbür gün gittim hastaneye. Doktorun karşısına çıktım. Doktor bana hiç bir şekilde hiç bir şey yapmadı. Bana baktı ondan sonra sen eşcinsel misin dedi. Evet dedim eşcinselim.’

 

‘Zarfı açtı okudu bazı şeyleri ondan sonra başka zarfa koydu üzerini imzaladı, mührü vurdu. Bunu hiç kimse açmasın dedi. Biletini al ve askeri birliğine geri dön dedi. Ben buraya bu amaçla geldim geri dönemem dedim. Bana alabileceğimi söylediler dedim. Alabilirsin ama senin kıta anket formun yok dedi. Kıta anket formu olsaydı kolay bir şekilde alırdın dedi.’

 

 

‘Kıta anket formunu çok da iyi bilmiyorum. Sonradan gittim birliğime bir sürü şey yazıyordu.’

 

‘Beni hiç kimse karşılamadı kendim gittim. Bölük komutanım beni gördü, neden geldin dedi. Ben de kıta anket formu istiyorlar dedim. Peki, yine mi gideceksin dedi. Ben şu an gitmek istemiyorum acemi birliğimi bitirip usta birliğinde bu yarım kalan işime devam edeceğim dedim. Bunu almam gerekiyor çünkü ben yapamıyorum dedim.’

 

‘Yollarda mahvolmak istemedim. Çünkü orası acemi birliği ve acemi birliğine vermeleri biraz zor oluyor. Kolay değil. Tamam dedi. Ben orada acemiliğimi bitirdim. Komutanımın postalığına devam ettim’

 

‘Acemi birliği normalde bir ay ama benim iki ay sürdü. Bir yıl geç gittiğim için. Usta birliğim çıktı Kıbrıs. Yedi gün eve gittim evde kaldım.’

 

 

‘Usta birliğim çıktı Kıbrıs. Bir hafta zaten izin veriyorlar dağıtım izni. Dağıtım izninde eve gittim hemen Bursa’ya. Bursa’da kaldım. Aileme de söyledim ben yapmak istemiyorum, yapamıyorum, zor geliyor iki ay boyunca mahvoldum. Yaparsın dedi abim sabret falan dedi. Tamam dedim. Bu beynine kazımış benim yapmamı istiyor diye düşündüm. Ne yaparsam yapayım söz geçiremiyorum. Gizli gizli kalkıp İstanbul’a gittim. Pembe rapor aldığımı şu an bile hiç kimse bilmiyor.’

 

‘İznim bitti İstanbul’a gittim ablamın yanına. Ablama söyledim böyle bir durum olduğunu devam etmek istemiyorum dedim. Ablam da tamam dedi. Mademki yapamıyorsun al dedi. Ondan sonra ben bir gün orada kaldıktan sonra Kıbrıs’a gittim. Usta birliğine teslim oldum. Çok büyük bir yer beklerken gördüğüm zaman şok oldum.’

 

‘Kıbrıs Alayköydü. Lefkoşa Alayköy çok kötü bir yerdi.’

 

‘Bana dediler ki bölüğe gideceksin dediler ben de bölük bildiğimiz büyük bir yerdir diye düşündüm. Gittiğimiz zaman toplam 45 kişiyiz, sadece bölükler var, birinci bölük, ikinci bölük hep yan yana. Beni oradan karakola verdiler. Karakola verdikleri zaman bölüğe de gidiyordum karakola da, hiç kimse bilmiyordu benim eşcinsel olduğumu.’

 

‘Karakolda 18 kişiydik. Hiç bir görevim yoktu. Görev verilmedi bana. Nöbet bile tutmuyordum. Nöbet tutmamamın nedeni benim eşcinsel olmam.’

 

‘Ben kendim verdim raporumu. Herhangi bir hastalığın var mıydı herhangi bir problemin falan var mı dedikleri zaman hazırlanan rapor. Askeri birlikteki doktorların raporunu verdim.’

 

 

‘Bu ne dedi. Psikoseksüel biz bilmiyoruz dedi. Nasıl bilmezsiniz, ben eşcinselim dedim.’ 

 

‘Teğmen bilmiyoruz diyor. Takım komutanınla görüş dedi. Takım komutanı da asteğmen onunla görüştüm her şeyi anlattım. O da hoş karşıladı. Ki o da bana baya destek oldu yardımcı oldu.’

 

‘Nöbet yazılmasına izin vermedi. Hiç bir şey yapmıyordum. Askere gidiyorsun nöbet tutuyorsun ve nöbet tuttuktan sonra resmen köle gibisin, iş yaptırıyorlar sana oradan oraya koş orayı temizle burayı temizle diye. Ben oturuyordum akşama kadar. Akşam da bölüğe geliyordum.’

 

 

‘Bir çocuk daha vardı o da eşcinseldi. Kıbrıs’ta askerdi. O geldi yanıma sen buraya geldiğin zaman, konuşman şiven falan çok düzgün diye sordu, canım ben eşcinselim dedim bunu öğrenmek istiyorsan uzatma, buyum dedim. Öyle dediğim zaman o kendisi söyledi ben de eşcinselim diye.’

 

‘O hiç kimseye söylememiş. Beni samimi gördüğü için sadece gelip söyledi. Hiç kimsenin de bilmesini istemiyordu. Ondan sonra arkadaş olduk. En samimi olduğum insanlardan biriydi. Aynı karakolda değildik. O büfeye bakıyordu. Ondan sonra bir arkadaşım daha vardı onunla da çok samimi olduk.’

 

‘O eşcinsel değildi. Ben ona da söyledim eşcinselim diye. Çocuk şaşırmadı çünkü biliyorum senin eşcinsel olduğunu hal ve hareketlerinden, konuşmandan falan belli dedi. Ne olursan ol benim arkadaşımsın dedi. Ondan sonra bir iki kişiye daha söyledim. Tamamen güzel bir ortam oldu. Herkes biliyordu yani.’

 

‘Sonra bölük komutanı çağırdı beni, hiç tanışmamıştım bile adamla. Beni çağırdı direk odasına. Yüzbaşıydı, beni çağırdı. Bana dedi ki seni Girne Askeri Hastanesine sevk ediyorum, dedi.’

 

 

‘Raporlarım onda. Girne Askeri Hastanesine seni sevk etmek zorundayım, dedi. Askerlik yapamazsın dedi. Eşcinsellerin askerlik yapıp yapamadığını çok iyi bilmiyorum ama bana göre sen askerlik yapamazsın dedi. Seni gönderiyorum yarın araba gelip seni alacak dedi. Ertesi gün sabah altıda araba geldi beni alıp götürdü.’

 

‘Bana kötü bir söz söylemedi. Bir şey sormadı. Askeri araba geldi, serbest gidiyorsun. Beni hastaneye bıraktı. Psikiyatriye gittim.’

 

 

‘İçeri girer girmez Albay psikiyatr bana eşcinsel misin, dedi. Evet dedim. İçeri girdim merhaba dedim. Gel dedi. Problemin ne eşcinsel misin, dedi.’

 

‘Buraya çok geliyor dedi. Bir buçuk iki saat kadar odasında durdum. Bir sürü şey biliyordu doktor. Bu adam uzman ve bu alanı araştırmış o yüzden biliyor. Bana dedi ben biliyorum bunun hastalık olmadığını, dedi. Konuştuk epeyce.’

 

‘Beni çözmeye çalışıyordu, askerlik yapmak istemeyip ben eşcinselim diyenler varmış. Lubunya ne demek, koli ne demek, a/p ne demek bunları soruyor. Tabii ben de cevaplıyorum.’

 

‘Samimi kibar bir şekilde sordu. Hatta onunla sohbet etmekten zevk aldım hiç gitme isteği yoktu. Bana git çürük alamazsan pembe alamazsan yine buraya gel dedi.’

 

‘Verecek olan o değil. O, GATA’ya sevk etti. Geri gelirsen tekrar bana uğra ben burada hallederim, halletmeye çalışırım dedi.’ 

 

‘Bizim konuştuğumuz iki saat boyunca asistanı falan baktı. Hemşire de geldi. Oturduk şakalaşıyoruz. Bana sen bir geysin, bir geyle mi beraber olursun bir heteroseksüelle mi beraber olursun diyor ben de tabii ki bir geyle beraber olurum heteroseksüelle ne diye beraber olayım ki. Beraber olacağın insan aktif mi olacak pasif mi olacak pasif olursa ne yaparsın gibi şeyler sordu.’

 

‘Tehdit etti yani bir nevi.’ 

 

‘Uçak bileti temin etti.  Dört beş gün sonra gittim. Psikiyatriden sonra geri gittim, bölük komutanı çağırdı beni, ne yaptın diye sordu. GATA’ya gönderdi dedi. Git dedi şimdi kaç gün daha buradasın dedi, 4–5 gün daha buradayım dedim. Dört beş gün süre içinde hiç kimse ile konuşmayacaksın ve hiç kimse ile yakınlaşmayacaksın, görürsen cezayı yersin dedi.’

 

‘Biriyle beraber olursam, yakınlaşırsam demek istiyor. Ben de zaten söyledim olmam dedim, olsaydım şimdiye kadar olurdu dedim. Kimseye söylemeden istediğimizi yapardım dedim. Tamam, ben görmeyeyim, duymayayım dedi. Tehdit etti yani bir nevi.’

 

 

 

 

 

‘GATA psikiyatri bölümüne gittim. Psikolog ve psikiyatr dört doktorla görüştüm. Fotoğraf isteyen ilk görüştüğüm kişiydi. Bana dedi ki bunu ispatlaman için fotoğraf gerekiyor dedi. Nasıl bir fotoğraf istiyorsunuz dedim. Biriyle ilişkiye girerken fotoğraf çekip getirirsen o zaman eşcinsel olduğuna inanırız ve seni hiç uğraştırmadan göndeririz dedi.’

 

‘Hiç bir şekilde kimseyi rahatsız etmedi akli dengesi yerindedir diye rapor verdiler.’