31/05/2010 | Yazar: Kaos GL

LGBTT toplumuna yönelik nefret ve ayrımcılık son bulmuyor.

LGBTT toplumuna yönelik nefret ve ayrımcılık son bulmuyor. İstanbul’da, bir transseksüel, 29 Mayıs Cumartesi, günün en işlek saatlerinde, sokak ortasında boğazı kesilerek öldürüldü.

“Öldürülenler Kardeşimizdir, Nefret Cinayetlerinin Hesabını Soracağız”
 

İstanbul – Kurtuluş mevkii, Yukarı Akarca Yokuşu üzerinde Batu isimli bir transseksüel boğazı kesilerek öldürüldü. Günün (29 Mayıs Cumartesi) en işlek saatlerinde sokak ortasında boğazı kesilerek işlenen bu cinayet LGBTT toplumuna yönelik nefretin ve ayrımcılığın boyutunu gözler önüne seriyor. Neredeyse her hafta bir transseksüelin nefret cinayetlerine kurban gittiği bu sistemde, sırf cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden dolayı LGBTT bireyler sürekli olarak ayrımcılığa ve nefret cinayetlerine maruz bırakılıyor. 17 Mayıs akşamı da Ankara’da Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği üyesi 5 transseksüel polis tarafından tekme ve coplarla darp edilerek gözaltına alınmıştı. Ankara’da ve İstanbul’da gerçekleştirilen eylemlerin ardından ne Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden ne de Bakanlıktan yapılan bu keyfi saldırıya dair hiçbir açıklama gelmemişti.
“Devlet, nefret suçlarını körüklüyor!”
 
LGBTT toplumuna yönelik saldırıların politik ve sistemli olarak düzen tarafından uygulandığını göstermek üzere, cinayet akşamı tüm LGBTT örgütlerinin bir araya geldiği bir eylem yapıldı.
 
Yapılan eylemde, Batu’nun günün en işlek saatinde, sokak ortasında rahatça öldürülmesinin nefret cinayetlerine karşı devletin hiçbir yaptırımının olmaması, hatta yaptırımdan da öte ‘ağır tahrik’ indirimi uygulanması nedeniyle olduğuna dikkat çekildi.
 
“Devlet bu nefret suçlarını ve ayrımcılığı önlemek yerine, körükleyecek açıklamalar yapmaktadır. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın yaptığı açıklamalar sistemin bakış açısını da açıkça gözler önüne sermektedir.”
 
Cinayet akşamı saat 18.00’de Batu’nun öldürüldüğü yerde, Kurtuluş Yukarı Akarca Caddesi üzerinde yapılan eylem için toplanan tüm LGBTT örgütleri, “öldürülen kardeşlerimiz için, nefret cinayetlerinin hesabını sormak için” toplandıklarını belirttiler.
 
“Bu cinayetin, ne Ahmet Yıldız cinayetinden, ne Ebru Soykan cinayetinden ne de Aycan arkadaşımızın cinayetinden farklı olmadığını, bunun bir nefret cinayeti olduğunu ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerimize yönelik bir saldırıdır.”
 
Batu’yu öldüren zihniyetle, daha önceki süreçte özellikle travesti ve transseksüellere para cezaları keserek sokağa çıkmalarını bile engelleyen zihniyetin aynı olduğu ifade edildi.
 
“Para cezalarını yaptığımız eylemlerle durdurduğumuz gibi, nefret cinayetlerini de, LGBTT toplumuna yönelik ayrımcılığı da örgütlü mücadelemizle ve eylemlerimizle durduracağız.”
 
“Artık yeter!”
 
Erkek egemen-heteroseksist-kapitalist düzene karşı LGBTT toplumunu savunmak için yapılan eylemde “Katillere ceza indirimi veren bir hukuk düzeni, ayrımcılıkları ve nefreti körükleyen bir düzen değil; LGBTT’lere yönelik baskı ve ayrımcılıkları engelleyen, ‘ağır tahrik’ indirimini ortadan kaldıran, hastalıklı açıklamalarını bir an evvel durduran bir düzen istiyoruz.” denildi.
 
Basın açıklaması metni:

Nefret Cinayetleri Bitmiyor, Öldürenler Kardeşimizdir
Gündelik yaşamda birçok ezilmeye maruz kalan biz, eşcinsel, biseksüel, travesti, transseksüeller nefret cinayetlerine kurban gitmeye devam ediyoruz.
Bugün bir nefret cinayeti daha işlendi. İstanbul Kurtuluş Mevki Büyük Akarca Yokuşu'nda saat 13.00 sularında gerçekleşen cinayet sonucu Batu isimli trans arkadaşımız hayatını kaybetti.
 
Evine doğru giden arkadaşımız evinin önünde eski sevgilisi ile karşılaştı. Eski sevgilisinin birçok hakaretine ve kaba davranışına maruz kalan Batu saat 13.00'te yani Kurtuluş Caddesi'nin en işlek olduğu saatlerde boğazı kesilerek öldürüldü. Katil cinayeti işledikten sonra kaçmaya çalışsa da elinde satırla yakalanarak gözaltına alındı.
 
Bu cinayet kesinlikle, sadece bir tartışma ve sinir harbinden kaynaklanmamıştır. Bu cinayet “Nefret Cinayetidir”. Tıpkı Ahmet Yıdız, Aycan, Baki Koşar, Ebru Soykan cinayetlerinde olduğu gibi, sırf cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerimize yönelik bir saldırıdır. Heteroseksist erkek egemen düzenin yaşam hakkımızı ihlal etmesidir.
Eşcinsel, biseksüel, travesti, transseksüelleri öldürmenin nasıl bu kadar kolay olabildiğini, sözde yaşamlarımızı koruması gereken tüm yetkililere soruyoruz. Nefret cinayetlerinin engellenmesi için, sadece katillerin bulunması değil, bu cinayetleri cesaretlendiren ideolojinin değişmesi gerekmektedir. Katillere ceza indirimi veren bir hukuk düzeni değil, LGBTT’lere yönelik baskı ve ayrımcılıkları engelleyen bir hukuk düzeni gerekmektedir. Sokaktaki var oluşumuzu kabahatler kanununu gerekçe göstererek sınırlandıran kolluk kuvvetleri değil, kimliğimizi tanıyan, bizi hasta olarak yaftalamayan ve can güvenliğimizi gözeten bir düzen talep ediyoruz.

Öldürülenler Kardeşimizdir! Nefret Cinayetlerinin Hesabını Soracağız!
 
Boğaziçi Üniversitesi LuBunya,
Diyarbakır Hevjin LGBTT Derneği,
Emekçi Hareket Partili LGBTT'ler,
İstanbul LGBTT Sivil Toplum Girişimi, İTÜ LGBTT Grubu, İÜ Radar EBT Topluluğu, Kadın Kapısı
Kaos GL, Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği, Lilith Kolektifi, MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu, Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği, Siyah-Pembe Üçgen LGBTT Derneği,
Voltrans, Cinsiyetçiliğe Karşı Dayanışma Ağı (KEG), DSİP
 

Etiketler: insan hakları, nefret suçları
İstihdam