05/06/2009 | Yazar: Kaos GL

Demokratik Özgür Kadın Hareketinin "söyleyecek sözümüz, çözümü geliştirecek gücümüz var" sloganıyla Diyarbakır’da gerçekleştirdiği kadın buluşmasına 60 kadın örgütü - sendika ve karma örgütten

Demokratik Özgür Kadın Hareketinin "söyleyecek sözümüz, çözümü geliştirecek gücümüz var" sloganıyla Diyarbakır’da gerçekleştirdiği kadın buluşmasına 60 kadın örgütü - sendika ve karma örgütten kadınla siyasi partili ve bağımsız çok sayıda aktivist katıldı. 

200 kişilik bir katılımla sabah saatlerinden saat 14’e kadar süren Forum’da çok sayıda konuşma yapıldı, görüş ve öneri tartışıldı. Ardından miting yapıldı.

Foruma Kaos GL adına Hülya Süreya katıldı.

Hülya Süreya'ın değerlendirmesi:

"Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nin (DÖKH) 31 Mayıs Pazar Günü düzenlediği kadın buluşmasına destek vermek amacıyla Ankara’dan Ankara Kadın Platformu bileşenleriyle 30 Mayıs’ta yola çıktık.

‘Söyleyecek sözümüz, çözümü geliştirecek gücümüz var’ sloganıyla Diyarbakır’da gerçekleştirilen forum ve mitingde İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Mardin, Van, Ağrı, Hakkari, Batman, Mardin, Siirt, Urfa ve daha birçok kentten gelen kadınlar barış için buluştu. Forumda kadınlar, silahların tek taraflı susmasının çözüm olamayacağını, Kürt sorunun barışçıl yöntemlerle çözülmesinin silahların çift taraflı olarak susması gerektiğine dikkat çekti. Geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan ve bir kısmı tutuklanan KESK’li kadınlarla dayanışma da buluşmanın bir diğer önemli vurgusu oldu. 

Pazar sabah 10.00’da başlayan forumda birçok temsilci görüşlerini bildirdi. Toplantının sonunda çıkarılan, Kaos GL’nin de imzası olduğu, ‘acil çağrı metni’yle, ortak mücadelenin süreklileştirilmesi ve yaygınlaştırılması yönünde karar alındı. İkinci bir toplantının Haziran ayı içerisinde Ankara’da yapılması planlanıyor.

Biraz aciliyetten olsa gerek organizasyon/zaman her temsilcinin sözünü söylemesine müsaade etmedi. Toplantıda söz alacaklar arasında ayrımcılık yapıldığını ve kadınların konuşmasından bile sıkıldığımı hissettim. Aynı sözcüklerin etrafında konuşmalar yapıldı. Kadın olarak ‘barış’a yönelik neler yapabiliriz tartışması çoğunlukla Kürt-Türk açmazına indirgendi. Somut bir çözüm önerisi/eylem planı çıkmadığı için de bu ay içinde Ankara’da ikinci bir toplantı yapılması kararı alındı."
 
Katılımcılardan Ayşen Hadimioğlu’nun ‘Kadınlar Olarak Haksız Dünyaya Diyoruz ki –
‘Edi Bese, Artık yeter, bizi dinleyin.’ başlıklı sözlerini yayınlıyoruz.
 
‘Buraya Barışçıl, Sevgi dolu, Hak Adalet ve İnsaniyeti yeniden yaratmanın yol yordamını konuşmaya toplaştık. 
 
Daha 2 gün önce İstanbul’da beraber olduğum Songül, Gülçin, Elif ve Yüksel’in aramızda olamayışını, daha pek çok kadının burada bulunamayışlarını kadınların demokratik haklarına mayın konması olarak algılıyor ve dağda, taşta kan revan haberlerle ya da evde şurada burada kadınları hapsederek susturmanın da aynı şekilde Demokrasiyi Mayınlamak olduğunu ifade etmek istiyorum.
 
Rahmetle andığım 40 bin insanımıza hep beraber ağıt yaktık, kayıplarımız her an artmakta.
 
Biz birbirimizin hatırını almayı, acısını paylaşmayı öğrenmek zorundayız. Birbirimizin acı kaynağı olmaya artık son verilmelidir. Bunu istemekten öte diretmeliyiz.
Konuşan anlaşanlarla, birbirini dinlemek üzere susanlarla el ele tutuşmak gerekiyor. Ezerek var olmanın da ezilerek kin tutmanın da bizlere her daim zararı oldu. Çok can kaybettik. Keşke bu kadar insanımız birbirini öldürmeden konuşmayı başarabilseydik. Onların anısına olsun. ‘Edi Bese, Artık yeter, bizi dinleyin.’ 
 
Ölenler akrabalarımız, kızımız, oğlumuz, kocamız- canımız ciğerimizdi- sevgililerimiz, sınıf arkadaşlarımız, komşumuzdu. Devlete, Aşirete, Kötücül ve İnsanlık dışı zalimlerin tümüne, dağdaki ve şehirlerdeki kadınlar olarak itirazımız var.
 
Birbirini kırıp geçiren, zaman içinde bizim de içimizde barınan erkekliği etkisizleştirmeye, sevgiyle ehlileştirmeye uğraşmalıyız.
 
Hep birlikte halkların birini diğerine üstün ve galip kılmadan, ortak ürettiklerimizi hakça üleşip - adaleti insanca tartalım. Bunun bayrağını, bunun milletini ve bunu koruyacak Devleti yeni baştan inşa edelim. Demokratik yollar bunun için açık tutulsun.
İç savaşın kanlı haberleri kadar, hatta daha ürkütücü rant katliamları olmaya başladı. Dünya malı dünyada kalıyor.
Ama malsız mülksüz kadını susturarak demokrasiyi mahfeden zalimlikler, taciz- tecavüz- koca dayağıyla korkutup ürkütmenin mayınları daha beter. Geleceğimizi - insanlığı yok ediyor. Evlerimizi dayak haneye çeviren, sevgililerimizi cellada dönüştüren bu kör dövüşüne son verelim. Ne ezerek var olmaya, ne ezilerek kin biriktirmeye, ne de bunun usullerini evde denemeye gerek kalmasın.
 
Her doğurduğumuz çocuğu oturttuğumuz soframızda: onların tertemiz yeni fikirlere, yeni yol haritalarına, yeni görüşlere açık sözlerini dinlemeli, ilham almalıyız.
İnsanların ana dillerine saygı olursa, eğitim, sağlık ve insanca saygılı yaşamaları sağlanırsa – öncelikle güvenlikli mutlu evleri olursa; yaban ellerde amelelikle sefil perişan köleler haline getirilemezler. Özgüvenleri artar.
 
Tazecik saf dimağlarındaki harika ilhamlarla insanlığımızı da çoğaltırlar.
Biz kadınlar her sınıfın, her halkın en altta ezilenleriyiz; cilamızı kaldırınca beş aşağı beş yukarı hepimiz aynı zulmün kurbanlarıyız.
Eyvallah etmenin, susup katlanmanın faydasızlığını öğrendik.
Kimsenin kimseyi ezmediği bir dünya mümkün. Biz kimseyi ezmeden daha hayırlı, güzel ve iyiyiz. Bize uyun. Dayaklı kötekli kötücül hapishane evlerimizde de mutlu değiliz. Fark ettik ki Devlet düzelmiyor evler düzelmeyince.
Devleti düzeltmek isteyen herkes kendisine çeki düzen versin.
 
Ey devletler, hükümetler, ey kocalar, şefler patronlar; Kolordular hepinize sesleniyoruz:
‘Edi Bese, Artık yeter, bizi dinleyin.’ 
 
Demokratik yolların açık kalmasını, bizim konuşabilmemizi, sokaklarda yollarda
yürüyebilmemizi sağlayın yeter. Korkup ürkmemize, üşümemize ve cildimizin solgunlaşmasına izin vermeyin. Ve bizi dinleyin, dinleyin.
 
Evde, sokakta, salonlarda, sendikalarda, iş yerlerinde bizi susturan mayınları birbirinden ayırt etmiyoruz. Evde koca, sokakta tacizci-tecavüzcü, sendikalarda hükumet, işyerlerinde patronun koyduğu bin bir operasyondan ağız açamaz-yaşayamaz olduk. Her gün bize yapılan bu operasyonlar, bütün dünyayı saran kötücül mayınlar bizce hayata kastediyor. Biri diğerini besliyor.’
 
‘Edi Bese, Artık yeter, bizi dinleyin.’ 


Etiketler: kadın
İstihdam