29/11/2011 | Yazar: Hasan Tarhan
‘5 kere Bursa’dan GATA’ya gel git yaptım. Ama herşeye rağmen tek başıma başardım bunu. Şimdi tek dilegim ileride zorluk çekmemem.’
Her erkegin bir gün beklediği gibi ben de muayene evraklarımın geleceği günü bekliyordum. Belki biraz korku, biraz da şüpheler vardı. Ama her şeye rağmen olumlu ve güzel bir şekilde atlatacağımı biliyordum…
16 Eylül’de muayene günümün olduğunu öğrendim. Ben biraz bir kaç gün geç gitmeyi tercih ettim. 19 Eylül Pazartesi ikametgah ettiğim yerin Askerlik şubesine gittim. Bursa Askeriye Hastanesine sevk istedim. İlkte neden olduğunu sordular ve ben de bazı sorunlarımın olduğunu belirttim. Daha sonra sorumlu memur beni sağlık ocağına yolladı. Oradan sevk alabileceğimi belirtti. Ben de sağlık ocağına gittim ve Bursa Askeri Hastaneye sevkimi aldım.
“Seni GATA psikiyatriye sevk ediyorum”
21 Eylül’de Bursa Askeri Hastanesine gittim. Psikiyatri bölümüne sevk aldığım için psikiyatri bölümünde sıra beklemeye başladım. Sıram geldiğinde içeri girdim. Karşımdaki doktor neyin var dediğinde, “eşcinselim” dedim. Bana hiç bir şey söylemeden “tamam geçmiş olsun” dedi ve “seni GATA psikiyatriye sevk ediyorum” dedi. Ben de evraklarımı aldıktan sonra tekrar kendi askerlik şubeme geldim, evraklarımı şubeye verip oradan GATA’ya tekrar sevk işlemi yapıp o evraklarla GATA’ya gidecektim. Evraklarım hazırlandıktan sonra evraklarımı aldım ve Askerlik şubesinden çıktım. 23 Eylül’e GATA’ya sevkim yazıldı.
“Allah Allah! Bu tercih meselesi mi”
Cuma günü GATA’nın (Gülhane Askeri Tıp Akademisi ) yolunu tuttum. Sabah 8’de ordaydım. Kapıdan girdim ama çok heyecanlıydım. Sonuçta rapor almaya gidiyorum ve daha önceden aldığım bilgilerde çok karışık, çok kafa kurcalayıcı şeyler vardı. Ama ben her zaman kendi bildiğimi okudum. Çok kadınsı gitmesem de altımda bir eşortman, üstümde bir açık v yaka sweet vardı. Sakallarımı kesmiştim, biraz da göz kalemi ve pudra sürdükten sonra Psikiyatrinin kapısında beklemeye başladım. Mesai saati başlamıştı. Elimde evrakları oradaki memura verdim. Bekle dedi ismin okunduğunda içeri geleceksin dedi. Evraklarımı verdikten sonra 45 dakikaya yakın ismimin okunmasını bekledim. İsmim okunduğunda içeri girdim. Bursa’daki gibi doktor ne rahatsızlığın var dedi. Eşcinselim dedim kızlara karşı hiç bir ilgim yok dedim tam derken doktor, “Allah Allah dedi, bu tercih meselesi mi”, ben de bir şey demedim. Daha sonra ailenden bilen var mı dedi evet var dedim; doktor da bana “aile görüşmesi istiyorum” dedi ve beni bir teste yolladı.
“Testte tam 566 tane soru vardı”
Test için psikolog bölümüne gittim ve evrakları ona verip beklememi istedi. Doktor elinde bir kitapçıkla geldi. Testte tam 566 tane soru vardı. Bunları evet ve hayır ile cevaplayacağımı belirtti ve hiç bir şekilde yalansız cevaplamam gerektiğini söyledi. Kitapçığı aldım ve testi çözmeye başladım, test bittiginde tam 2 saat 45 dakika geçmişti aradan. Test çok çelişkiliydi. Teste aynı sorudan belki de 10 tane vardı ama şaşırtıcı sormuşlar. Mesela bir tanesini belirtiyim, bir soruda demiş ki resim çizmeyi seviyor musun, ben de evet dedim ve test bittikten sonra bana resim çizdirdi; ben de resmi kötü çizdiğim için soru ve resim negatif oldu. Bunlara çok dikkat etmek lazım. 566 testi bitirdikten sonra, doktor bana boya kalemiyle birlikte bir boş kâğıt getirdi ve benden buraya ev, ağaç ve insan resmi çizmemi istedi. Ben de bunları çizdikten sonra sonuçları beklemeye başladım. Saat ilerlemişti ve 16.00’yı geçiyordu. Psikolog beni çağırdı ve ilk gittiğim Psikiyatri doktora gitmemi söyledi. Tekrardan Psikiyatri bölümüne gittim. 25 Ekim’de tekrar gelip konseye çıkacağımı belirtti. Yani tam 1 ay ileri attı beni. Ben de evraklarımı alıp Bursa’ya döndüm. 1 ayın geçmesini bekledim.
“Aile görüşmesi istiyorum”
Aradan 1 ay geçtikten sonra 25 Ekim Salı günü tekrar GATA’ya gittim, saat 10.30’da konseye çıkacağımı belirttiler. Konsey odası önünde bekledim. İsmim okunduğunda girdim, içeride 6 doktor vardı. İlk baştaki başkan bana baktı ve “aile görüşmesi istiyorum” dedi. Ben de itiraz ettim. Ben Bursa’dan geliyorum, geçen de aile görüşmesi istiyoruz dediniz ama ne zaman ve kiminle görüştüreceğimi söylemediniz sürekli böyle sürüklenecek miyim dedim. Başkan da “cumaya kadar ailenden birini getir, 1 Kasım’da salı günü tekrar konseye gel” dedi ve ben de odadan çıktım. O gün hemen evraklarımı alıp Bursa’ya döndüm. Evrakları tekrar şubeme götürüp 1 Kasıma sevk yazdırdım. 1 Kasım’dan önce 28 Ekimde annemi GATA’ya aile görüşmesine götürdüm. Psikologlar annemle görüşme yaptıktan sonra, görüşmeyi bilgisayara kaydettiler. Görüşmede anneme, “ufakken ne tür oyuncaklarla oynardı, abisi ile mi kız kardeşi ile mi daha fazla vakit geçirirdi, kadın elbiseleri giyiyor mu, makyaj yapıyor mu, sizinle ev gezmelerine geliyor mu” gibi sorular sormuş. Annem de benim eşcinsel oldugumu bildigi için gereken cevapları olumlu bir şekilde vermiş. Aile görüşmesi bittikten sonra annemle Bursa’ya döndüm.
“Vay be çoğalıyorsunuz harbiden”
1 Kasım’da tekrar Konseye geldim. Konsey yine saat 10.30’daydı içeri girdim doktor bana bir çok sorular sordu. Bana kendini tanımlar mısın dedi, ben de kendimi güzel bir şekilde tanımladım. Eşcinselim dedim, kendimi bildigimden beri kızlara hiç bir şekilde ilgim yok sürekli erkeklerle temas halindeyim, bunun sonradan olduğunu düşünmüyorum çünkü benim gibi Dünyada bir çok insan var dedim. Daha sonra “neden askere gitmek istemiyorsun” dedi. Ben de görüyorsunuz şiddetli ve ayrımlıcık olan bir ülkede yaşıyoruz benim şu halimle askere gittigimi farz edin ordan benim sağ dönmem mümkün mü dedim ve doktor güldü, “peki bakalım” dedi. Her hangi bir topluluğa katılıyor musun dedi, ben de evet dedim, en son Onur Yürüyüşüne katıldım dedim. Doktor da ne zaman nerde oldu dedi, ben de 27 Haziranda, Taksim’de, İstiklal Caddesinde yürüdük dedim. Her sene yapıyoruz artık gelenek haline geldi diyince ordada güldü. Kaç kişiydiniz diye sordugunda gecen sene 7 bin civarındaydı ama bu sene 10 binden fazla vardı buna eminim dedim. Hepsi şaşkın gözle bakarak doktorun teki “vay be çoğalıyorsunuz harbiden” dedi. Ben de cevap vermedim. Tamam Erhan çıkabilirsin, birazdan sonucun çıkıcak dışarda bekle dedi. Odadan çıktım.
“5 kere Bursa’dan GATA’ya gel git yaptım”
O gün öğleden sonra sonuç çıktı, ama sonucu söylemediler hemen. Sonucu vermeden once beni Sağlık Kuruluna yolladılar. Sağlık Kurulunda bir belge verdiler ve belgeye iki baş parmağımla kırmızı renkte parmak bastırdılar. Ben de o evrakları alıp tekrar doktorun yanına gittim. Doktora evrağı verdikten sonra tam 3 saatten fazla doktorun kapısında bekledim. Doktor çıktığında bana tamam sen askere gitmiyorsun, çürük verdik sana dediğinde dünyalar benim olmuştu. Evrakları elime verdi ve hemşireye git o sana yardımcı olucak dedi. Ben de çok ama çok teşekkür ederım dedim ve evrakları alıp hemşireye gittim. Hemşire de aldı evraklarımı ve bana 16 Kasımda gelip heyet karşısına çıkacağımı belirtti. Ben şaşırdım çünkü işlerimlerin bittiğini ve raporun yazıldığını sanmıştım. Raporu ben gördum raporu kendi elimle ben götürdüm hemşireye ama 16 Kasım ne alaka hiç anlamamıştım. O gün tekrar Bursa’ya döndüm ve aradan bayram geçtikten sonra 16 Kasımda tekrar GATA’ya gittim. Yanımda bir tane trans arkadaşım vardı. Bana destek olmak için gelmişti. O gün heyet saat 13.30’da başlıyacaktı, Sağlık Kurulu kapısında ismimi okuyacaklar ve ben de 16 tane doktorun önüne çıkacakmışım. İsmim okundugunda ben içeri girdim. İçeride harbiden 16’ya yakın doktor vardı. İlk başta oturan doktor evraklarıma baktı ve tamam sen askere gitmiyorsun dedi karşıya geç parmak bas ve bekle dedi. Ben de karşı masaya geçip yine parmak basıp çıktım ve sonuçların 4’te verileceğini söylediler. 2 saat orda bekledim ve 4 olduğunda raporumu elime aldım. O an inanamadım hiç birşeye çünkü gerçekten bana göre çok kolay, çok basit hiç ugraşmadan rapor aldım. Çünkü resim istiyor dediler, GATA’da yatırıyorlar dendi, video istiyecekler dendi. Ama çok şükür ki Bursa Askerlik Şubesinde başlıyıp şu ana kadar hiç bir şekilde zorluk çekmedim. Tek kötü yönü biraz ileri tarihe attılar. 5 kere Bursa’dan GATA’ya gel git yaptım. Ama herşeye rağmen tek başıma başardım bunu. Şimdi tek dileğim ileride zorluk çekmemem.
Etiketler: insan hakları, askerlik