20/10/2017 | Yazar: Gizem Derin

Gizem Derin, trans aktivist ve öğretmen olma deneyimini, öğrencileri ile karşılaşmalarını anlatıyor.

Lubunya öğretmen olmak yazı dizimizin beşinci yazısında Gizem Derin, trans aktivist ve öğretmen olma deneyimini, öğrencileri ile karşılaşmalarını anlatıyor:

2012-2016 yılları arasında özel öğretimde işletme alan öğretmeni olarak çalıştım. Kentte açık bir trans bir aktivist olmamdan dolayı doğrudan açık kimlikle öğretmenlik yapmak durumunda kaldım. Hemen hemen her eylemde çalıştığım dershanenin önünde ‘dönmeyiz, biz bu yoldan dönmeyiz’ sloganı atıyorduk.

Çalıştığım kurumda Eğitim-Sen’li öğretmen arkadaşlarım vardı. Onlar ile dışarıda başka bir mücadelenin yoldaşı olduğumuz için dershanede birbirimizi kolluyor olmamız güçlü hissettiriyordu. Açılmamı hiçbir zaman bir seremoni şeklinde yapmadım, kimseyi karşıma alıp kimliğimi açıklamadım. Hep onların bana açılması için fırsatlar verdim. Görünür oldum.

Dershanede de durum böyleydi. Anlayan anlıyordu. Hem öğrencilerimle hem de öğretmen arkadaşlarımla eylemlerde karşılaşıyordum. Çok üzerine konuşmak istemiyorlardı ama gözlerimizle birbirimizi anlıyorduk. Bu hep böyle sürdü. Bir öğrencim vardı Mehmet Bey, MEB’te öğretmendi (açıköğretim fakültesinde okuyan öğrencilerin derslerine giriyordum) ve bir gün masama Kaos GL’nin “LGBT Öğrencileri Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korumalı” kitapçığını bıraktı ve gitti. Hiç konuşmadık. Gözlerime baktı ve bıraktı. Kaos GL o gün Mersin Eğitim-Sen de sendikal haklar üzerine bir oturum yapıyordu. Öğrencim Eğitim-Sen’li bir öğretmen olduğu için sendikanın eğitimi sonrası dershaneye gelmişti ve kimliğimi az çok anladığı için yeni öğrendiği bir şeyi benimle paylaşarak sessizce benimle dayanışıyordu. Benim için muhteşem bir deneyimdi bu.

Bir öğrencim ile derneğin partisinde karşılaşmam da hiç aklımdan gitmez. Kapıda biletleri kesiyordum, birden karşımda öğrencimi gördüm. Çok utandı. Hızlıca konuşmadan içeri girdi, en karanlık köşe bir yere oturdu. Kimseyle iletişim kurmadığını fark ettim, yanına giderek ‘keşke daha önce birbirimize açılsaydık ama geç de değil’ dedim, sarıldım. ‘Aman hocam kimse bilmiyor’ dedi sürekli, güvende olduğunu ve aramızda kalacağını söyleyip eğlenmesini söyledim. O gün de gerçekten harika bir deneyimdi.

Öğretmenken birçok insanla teması oluyor insanın ve tabi aktivizm yaparken de. İşte bu iki iletişim alanının kesişim kümesi bazen stresli bir durumu bazen de özgürleşme hissine yerini bırakıyor. Eylemde karşılaştığın öğrencin bir saat sonra sırada gözerine bakıyor anlamaya çalışıyor. Bir yanda kimliğin bir yanda işin… Kolay değil ama değiştirmek elimizde.

Ben bu meselenin kararını kendi adıma öğretmenlik yapmadan önce verdim. Terazinin bir kefesine kimliğimi açık yaşamanın hissettireceklerini, diğer tarafa kariyeri koydum. Kimliğimi açık yaşamanın; insanlara sürekli açıklama yapmak ve bazen krizlerle baş etmeye rağmen ağır bastığını gördüm. Ailem ve dostlarımın büyük kısmının karşı çıkmasına karşın bu tercihte bulundum. Ama dediğim gibi bu benim için en uygunu idi. Koşullarım daha farklı olsaydı kimliğimi açıklamadan yaşamayı tercih edebilirdim.

Yazı dizisindeki diğer anlatılar:

Lubunya öğretmen olmak 1: Güvenli alanlar yaratabiliriz!

Lubunya öğretmen olmak 2: Alışın, gitmiyorum!

Lubunya öğretmen olmak 3: Anaokulu çalışanı oldum!

Lubunya öğretmen olmak 4: Öğretmenliği neden bıraktım?


Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam