22/06/2009 | Yazar: Umut Güner

1993’de Ankara’da bir grup eşcinsel bir araya gelerek bir şeyler yapmaya, bir yerlerden başlamaya karar verdiğinde, nasıl yapacaklarını belki bilmiyorlardı.

1993’de Ankara’da bir grup eşcinsel bir araya gelerek bir şeyler yapmaya, bir yerlerden başlamaya karar verdiğinde, nasıl yapacaklarını belki bilmiyorlardı. Ama neyi değiştirmek istediklerini biliyorlardı. 1993’ün nisan ayından 1994’ün eylül’üne kadar homofobiyle mücadele etmek için nasıl bir yol izleyeceklerini tartıştılar. Bu tartışmalar bugün 14. yılını dolduran Kaos GL Dergisini doğurdu. 20 Eylül 1994’de Kaos GL Dergisi ilk kez okur ve yazarları ile buluştu. Çünkü Kaos GL Dergisi, ‘Biz hazırladık siz okuyun, sizin ihtiyacınız bu, hareketin seyri böyle olmalı’ gibi yukarıdan cümleler kurmadan doğrudan okurun yazar olduğu bir dergi sürecini birlikte yarattı.

Peki neden dergi? En önemli nedenlerin başında yaygın medyadaki eşcinsel temsilinin son derece sorunlu olması ve medyanın sivil alanın sesini, rengini yansıtmamasına karşı kendimiz gibi eşcinsellere ulaşmanın ve birlikte bir tarih yazmanın en uygun yolu idi.
 
Kaos GL Dergisinin, sivil alanda bize gösterdiği bir diğer nokta ise, alternatif medyayı yaratmanın mümkün olduğu ve yarattığın alternatif medya ile anaakım medyayı etkileyebileceğin, dönüştürebileceğin gerçeği idi.
 
Evet, Kaos GL Dergisinin 14 yıllık tarihine baktığımızda, medya ile kurduğu ilişkide, medyanın homofobik ve ayrımcı söylemine sözünü kendi yayın organı olan Kaos GL Dergisi üzerinden kurduğunu görüyoruz. Ve bu 14 yıllık süreç içinde medyanın da değiştiğini ve eşcinsellerin medyada temsilinin değişmesinin de bu anlamda Kaos GL’nin bir medya organı olarak meydanın içinde sözünü üretmesi ile de ilintili olduğunu söylemek gerekir.
 
‘Medyada Homofobiye Son!’ kitabı, Kaos GL’nin 1993’den bu yana, medyayla kurduğu iletişimin ve medyayı dışarıdan ve medyanın içinden bir göz olarak izlemesinin bir ürünü. Bu kitapta Kaos GL dergisine yansıyan medya üzerine yazılar, Türkiyeli Eşcinseller Buluşmasının medya oturumları ve 2008 yılı medya izleme sonuçları var.
Bu kitap bizleri karamsarlığa itmesin. Sonuçları LGBTT bireylerin ve örgütlerin medyada temsili açısından pek parlak olmayabilir. Ancak bunun bir süreç olduğunu ve hayatlarımızı değiştirdikçe, özgürleştirdikçe medyayı da değiştirebileceğimizi ve dönüştürebileceğimizi gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz. Evet başka bir medya mümkün bu medyayı da hep birlikte yaratabiliriz ve varolan medyayı da hep birlikte dönüştürebiliriz.  


Etiketler: medya
İstihdam