23/05/2011 | Yazar: Fatma Merve Bursalı

Güzide yurdumun güzide insanlarının çoğu gibi, ben de ailemden seks eğitimi almadım. Onlu yaşlarım başladığında göğüs ağrılarım peyda oldu.

Güzide yurdumun güzide insanlarının çoğu gibi, ben de ailemden seks eğitimi almadım. Onlu yaşlarım başladığında göğüs ağrılarım peyda oldu. “Neden göğsüm ağrıyor anne?” diye sorduğumda “Çok oyun oynayıp yoruluyorsun, ondan.” cevabı alırdım. Yakartop oynamayı çok sevdiğim için göğsüm ağrırdı. Memelerim gelişmekte olduğu için değil. Lise birinci sınıf Sağlık Bilgisi dersini görene kadar böyle zannetmiştim.
 
Memelerimi hiç sevemedim. Büyüme sancılarımın günah keçisi yapmıştım memelerimi. Ailenin erkek bireyleri ev işi yapmazdı. Ben yapardım, çünkü memelerim vardı. O erkekler ki göğüslerini gere gere denize girerlerdi. Benim memelerim vardı, tesettüre uymalıydım, denize giremezdim. O er kişiler kızgın kumlardan serin sulara koşarken, ben alnımdan terler aka aka patates kızartırdım. Başıma giydiğim kocaman örtü sırılsıklam olurdu.
 
Keşke saçlarım olmasaydı da başımı örtmeye gerek duyulmasaydı. Keşke başım olmasaydı da “ey kadınlar örtünün!” emri olmasaydı. Keşke bedenim olmasaydı da dini bütün erkekler rahatsız olmasaydı.
 
Yaşım yirmiye ulaştığında hala bedenimden nefret ediyordum. Seyrek banyo yapardım, yoğun ter kokumdan kimse yanımdaki sandalyeye oturmazdı. Çok rüküş giyinirdim. Makyaj ise hiç yapmazdım. Ta ki “…” ile tanışana kadar.
 
“…” da farklıydı. Benim gibi, farklıydı. Ama o, bedenini seviyordu. Ona göre mesele toplumsal cinsiyetti. Kaos GL derneğinin organizasyonlarına katılırdı, edindiği bilgi ve görgüyü bana aktarırdı.
 
Şimdi yirmi altı yaşındayım. Kadın bedenim değildi suçlu olan. Sırf cinsiyetim kadın diye bana yüklenen olumsuz rollerdi. “…” eşcinsel yönelimini Kaos GL sayesinde sağlıklı bir şekilde tanımladı. Ben ise memelerimle barıştım.
 
“Eşcinsellerin kurtuluşu, heteroseksüelleri de özgürleştirecektir.”


Etiketler: yaşam
nefret