04/02/2022 | Yazar: Doğukan Kocabaş

LGBTİ+lar ve madde kullanım bozukluğu kesişiminde araştırmaların gösterdiği en temel bulgulardan biri LGBTİ+ların cisheterolara göre bu meseleyle ilgili daha çok problem yaşadığı. LGBTİ+ların yaşadığı özgün sorunlar (ayrımcılık, açılma süreci, aileyle yaşanan problemler, zorbalık vs.) ve bunlarla bağlantılı olarak LGBTİ+ların kamusal hayattan dışlanması gibi olguların katkısı büyük.

Metamfetamin meselesi üzerine Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Türkiye Uyuşturucu Raporu’nun verilerine göre 2020 yılı boyunca güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen metamfetamin miktarında %299,4’luk bir artış olmuş.[1] İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu da bunun büyük bir kahramanlık ve beceri örneği olduğunu düşünmüş olacak ki bu “gelişmeyi” şu sözlerle duyurdu:

"2021 yılında Cumhuriyet tarihi rekorlarını kırarak 22 ton 234 kilogram eroin, 2 ton 841 kilogram kokain ele geçirdik. 2021 yılında ayrıca 5 ton 518 kilogram metamfetamin, 8 milyon 454 bin 308 adet sentetik ecza ele geçirdik. Bunlar da Cumhuriyet tarihi rekorlarıdır. Geçen yıl 70 milyon kök kenevir yakaladık."[2]

Şimdi, bu sözlerle ve bu veriler ışığında düşünülmesi gereken önemli bir soru ortaya çıkıyor: Hakikaten Süleyman Soylu eşi benzeri görülmemiş bir cesaret ve azim örneği göstererek uyuşturucuyu önlemede bir zafer mi elde etti, yoksa Türkiye madde kullanım bozukluğuna bağlı bir ruh sağlığı probleminin ortasında mı? Madde kullanımı kompleks bir fenomen olduğu için madde kullanımına ilişkin meselelerde sihirli ve her şeyi açıklayan bir cevap vermek çoğu zaman çok güç ama bu soruya cevap verirken ben ikinci cevaba daha yakın durmayı tercih edeceğim. Gayet tabii Afganistan’da olup bitenler, Türkiye’nin madde dağıtımı için geçiş bölgelerinden biri olması vs. yakalanan madde miktarında etkili olmuştur. Zaten madde kullanımı ve üretimi siyasal ve toplumsal olaylarla oldukça ilgili. Ben şimdilik sadece ruh sağlığı kısmına değinmeye çalışacağım. Yakın durduğum cevabın sansasyonel bir ahlaki paniğin tezahürü olarak da anlaşılmasını istemem. Zira bu Türkiye’de yaşanan ilk madde kullanımı “furyası” değil. Bu bence Türkiye’de tekrar eden bir örüntünün metamfetamin durağı.

Türkiye’de madde kullanımına bağlı ölümler 2015 yılında 590 kişiyken 2016 yılında 920 2017 yılında ise 941 gibi rekorlara koşan bir trendin ardından ancak 2018 yılında 657 ölüme düşmesiyle aşağı doğru bir ivme kazanıyor [3]. Bazılarımızın hatırlayacağı gibi bu tablodan sorumlu tutulabilecek başat madde “bonzai”, yani sentetik kannabinoidlerdi. Hakikaten ne zaman gazete okusak veya televizyon izlesek “bonzai dehşeti” üzerine yapılan sansasyonel haberler ile kanımız donduruluyordu. Bu yıllar boyunca da Cumhuriyet tarihinin rekorları tekrar ve tekrar kırıldı. Ben geçmişe ve bu tarz madde kullanımındaki artışların tarihine çok hâkim değilim (bu konuda da çok araştırma yok Türkiye bağlamı için) ama benzer hadiselerin “Cumhuriyet” tarihi boyunca tekrar ettiğinden şüphelenmenin makul olduğunu düşünüyorum.

LGBTİ+lar karşımıza bu rekor kırmaların tam içinde çoğu zaman tartışmalara da dahil edilmeyen bir grup olarak çıkıyor. Örneğin, Türkiye Uyuşturucu Raporu düzenlenirken emniyet cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğine yönelik bir veri toplamıyor. Zaten genel popülasyonda yapılan araştırmalar da çok kısıtlı; LGBTİ+lar özelinde yapılan neredeyse hiçbir çalışma yok (Birtakım HİV üzerine yapılan çalışmalarda toplanmış veriler var ama onlar da oldukça kısıtlı). LGBTİ+lar ve madde kullanım bozukluğu kesişiminde araştırmaların gösterdiği en temel bulgulardan biri LGBTİ+ların cisheterolara göre bu meseleyle ilgili daha çok problem yaşadığı. LGBTİ+ların yaşadığı özgün sorunlar (ayrımcılık, açılma süreci, aileyle yaşanan problemler, zorbalık vs.) ve bunlarla bağlantılı olarak LGBTİ+ların kamusal hayattan dışlanması gibi olguların katkısı büyük. Kamusal hayattan dışlanan LGBTİ+lar adeta gece hayatının içine hapsediliyor ve sosyal alanları daraltıldığı için işlevsel olmayan baş etme yöntemlerine mecbur bırakılıyor (bu sözlerimden gece hayatının içkin bir şekilde kötü ve tehlikeli olduğunu savunduğum sanılsın istemem: Kişilerin gece hayatı hariç var olma alanlarına ulaşmasını engellemek başka şey parti kızlığı yapmak farklı şey. Ayrıca gece hayatı da esasında bir sosyal destek sistemi olarak işleyebilir ama bu konjonktürde bundan bahsetmek mümkün değil kanımca). Örneğin, ABD’de yıllar boyunca madde kullanımına ilişkin trendi inceleyen araştırmacılar LGBTİ+lar yıllar içinde daha az madde kullanır olduğunu gözlemliyor [4]. Araştırmacılar, LGBTİ+’ların ABD’de sahip olduğu haklardaki ilerlemeler ve kamusal hayata daha fazla dahil olabilmelerinin buna etkisi olduğu kanısında.

Ne yazık ki Türkiye için benzer bir trendden bahsetmek mümkün değil. Bunu örneklendirmek için başvurabileceğimiz örneklerden biri geçtiğimiz Onur Haftası’ndaki Maçka Parkı pikniğe yapılan polis müdahalesi olabilir [5]. Kamusal bir alan olan Maçka Parkı’nda biber gazı yiyip metrelerce oradan oraya sürüklenen tek piknik ekibi LGBTİ+lardı o gün. O gün oraya ziyaret eden diğer insanlar da ne yazık ki hiçbir şey yapmamayı tercih edip LGBTİ+ların yaşadığı şiddete tanıklık etmeyi tercih ettiler. Bu bence şu an içinde bulunduğumuz durumu özetlemek için iyi bir örnek. Sistematik ve yoğun bir şiddet altındaki LGBTİ+ların yalnız bırakıldığı ve kamusal alanlardan dışlandığı bir noktadayız. Üstüne üstlük, varlığını sadece gece hayatında sürdürebilir hale gelen LGBTİ+’ların kendilerini güvende hissederek eğlenebildiği ve bir şekilde sosyal destek ağlarını da ayakta tutmaya çalıştığımız gece hayatı ne yazık ki ellerinden alındı (ve alınmaya devam ediyor). Metamfetamin popülerleşmesi ile bunun insanların evlere tıkılmaya çalışıldığı bir zamana denk gelmesi arasındaki bağlantının önemli bir inceleme konusu olduğunu düşünüyorum.

İstediğiniz kadar ton madde ele geçirin bu koşullar altında yalnızca tedarik zincirini etkileyecek bu operasyonların yapılmasını yaşanan bu sorunun önüne geçeceğine inanmıyorum. Bu yıl metamfetamin, gelecek yıl belki başka bir madde, 15 yıl sonra hiç adını bile duymadığımız bir designer drug kişilerin hayatına bir problem olarak dahil olmaya devam edecek bu gidişle. Bu meselenin bir bağlam içinde ortaya çıkıp yine aynı bağlam içinde gelişmeye devam ettiğini unutmamak gerek. Madde kötüye kullanımı ve kullanım bozukluğu salt bireysel düzeyde anlaşılabilecek bir mesele değil. Bu meselenin ekonominin kötüye gitmesinden, COVID-19 salgının getirdiği koşullardan ve toplum üzerindeki baskının iyiden iyiye artmasından ayrı düşünmek mümkün değil. Bu malign koşullar LGBTİ+ların yaşadığı özgün stresörlere ile bir araya gelince ortaya farklı bir risk çıkıyor.

Bu yazının konusu spesifik olarak madde kullanım bozukluğuydu ama LGBTİ+lar arasında diğer ruh sağlığı sorunlarının da yüksek bir artış gösterdiğinden şüphelenmenin makul olduğunu düşünüyorum. Bunun önüne geçmenin ya da hafifletmenin yöntemleri var. Evet toplum ve devlet tarafından yalnız bırakılmış olabiliriz ama biz bir komüniteyiz. Birbirimize destek olabileceğimiz ve dayanışabileceğimiz binlerce yol var. Komünite olarak bu birliktelik ve dayanışma duygusu nasıl güçlendirebilir bunun üzerine düşünmemizin etik sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum. Birbirimize karşı başka bir sorumluluğumuzun da içimizdeki ahlakçı ve yasakçı ön kabulleri geride bırakıp eşit bir şekilde ilişkilenmenin yolları üzerine de düşünmeye devam etmemiz gerekiyor. Sevdiğimiz insanların sağlığı tehlikedeyken onların yaşam tarzını onaylayıp onaylamamızın bir önemi kalmamalı bence. Dahası, sosyal destek ağlarını güçlendirip çeşitlendirmenin yollarını bulmak yalnızca madde kullanım bozukluğu için değil hepimizin genel esenliği için de iyi olacaktır diye düşünüyorum.

Son olarak da bu meseleyle alakalı sorun yaşayan kişilere de seslenmek istiyorum. Birçok insan metamfetaminin ne olduğunu bile bilmeden kullanıyor. “Bu eroin gibi değil bağımlılık yapmıyor”, “bu diğer uyuşturucular gibi zararlı değil” vs. gibi yanlış bilgiler dolaşımda. Lütfen kullandığınız madde hakkında bilgilenin. Bilgilenirken de doğru kaynakları seçmeye çalışın. İç karartıcı ve doğruluğu açısından şüpheli yarı bilimsel bilgilerden (“uyuşturucu kullanmak beyni yakıyormuş” gibi), şok edici haberlerden ve ahlak öykülerinden uzak durmanızı tavsiye ederim. Madde kullanımı bozukluğu insanın başına gelen bir fenomen. Eğer öyle olmasaydı DSM bu meseleye sayfalarca yer vermezdi. Bu bir ahlaki zafiyetten kaynaklanmıyor ya da madde kullanıcıları iflah olmaz suçlular değiller. Bu bir ruh sağlığı meselesi. Lütfen yardım istemekten çekinmeyin. İyileşmek her zaman mümkün. Ve en önemlisi de kendinizi yalnız hissetmeyin ve yalnız olmadığınızı bilin.

Not: Bu yazıyı yaşananlar karşısındaki öfkem ve harekete geçmek için kontrol etmekte zorlandığım sabırsızlık ile yazdım. Bu da yazının derinliğinden ödün vermeme sebep olmuş olabilir. İleride de bu konu üzerine yazmaya devam etmek gibi bir gayem var. Umarım onlarla bu açığı kapatabilirim.

Not 2: Bilge Çay’ın Türkiye’de Artan Bir Uyuşturucu Problemi: Metamfetamin başlıklı yazısını hem kullanıcıların öznel deneyimini duymak hem de uzman görüşlerini takip edebilmek için tavsiye ederim.

Deniz Gedizlioğlu ve Oğulcan Yediveren’e editörel destekleri için teşekkürler.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

* Bu yazı, Avrupa Birliği'nin mali desteği ile hazırlanmıştır. İçeriğin sorumluluğu tamamıyla KAOS GL’ye aittir ve AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.

metamfetamin-meselesi-uzerine-1


[1] http://www.narkotik.pol.tr/kurumlar/narkotik.pol.tr/TUBİM/2021-Turkiye-Uyusturucu-Raporu.pdf

[2] https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-soylu-2021-yilinda-rekor-kirarak-22-ton-eroin-ele-gecirdik-650787.html

[3] https://www.emcdda.europa.eu/data/stats2019/search-by-country_en

[4] Sarıdoğan, G. E., “LGBT bireylerde madde kullanım bozuklukları”, Bağımlılık: Tanı, Tedavi, Önleme, ed. M. Öztürk, K. Ögel, C. Evren & R. Bilici, (Türkiye Yeşilay Cemiyeti, 2019).

[5] https://www.diken.com.tr/kaymakam-oyle-istedi-sislide-lgbti-onur-haftasi-piknigi-yasaklandi/


Etiketler: yaşam, sağlık
İstihdam