11/11/2008 | Yazar: Aydın Öztek
Moda konusunda hem bilgili, hem mütevazi… Yaşına göre çok ünlü. Yaptığı tek şey ise, fotoğraflarını bloguna yerleştirmek, yazı yazmak. Blogundan para kazanan Bryan Boy, tasarımcıların da ilham kaynağı. Bryan Boy kaosgl.org'un sorularını yanıtladı.
Bryan Boy, Malina, Filipinler’de yaşıyor. Ünü günden güne yayılan Bryan, iş olarak blogunu güncelliyor. Yaptığı tek iş bu. Moda üzerine açtığı blogunun geçmişini ve Türkiye ile ilgili düşüncelerini paylaştığımız Bryan, kendi halinde bir moda düşkünü. Zaten moda ile ilgilenmeseydi, bir site sayesinde böylesine üne sahip olamazdı. Ünlü modacı Marc Jacobs, tasarladığı çantalarından birini, ondan esinlenerek hazırladığını söyleyip, prototipini gönderiyor. Reklam kampanyasında, Bryan Boy’a benzer birini kullanıyor. Ama Bryan, kimsenin kendisinden ilham almadığını söyleyecek kadar mütevazi.
Blog oluşturma fikri nerden çıktı? Bu blogun amacı ne?
www.bryanboy.com adlı blogumu ekim 2004’te online seyahat günlüğü şeklinde yazmaya başladım. Yalnız başıma, 1 aylığına Moskova’ya gittim. Orda kimseyi tanımıyordum ve düşündüm ki bir tatil günlüğü tutmalıyım. Ayrıca, bunun için bir web sitesi hazırlamak akıllıca bir seçimdi. Çünkü, aileme ve tüm arkadaşlarıma neler yaptığımı anlatmak için tek tek mail atmak zorunda kalmayacaktım. Blogumu ziyaret etmeleri yeterli olacaktı. Arkadaşlarım blogumu çok eğlenceli bulup adresini tüm tanıdıklarına gönderdiler ve böylece blogum genişledi.
Neden moda üzerine yazılar yazıyorsun?
Rusya tatilimden döndüğümde, yeni okuyucularım tatil sonrasıyla ilgili bana bir sürü soru sordular. Ben de kendimi, hoşlandığım ya da hoşlanmadığım şeyleri, her gün ne yaptığımı, nerelere gittiğimi blogumda yazmaya başladım.
Her zaman, çocukluğumdan beri, tasarımcı, model, ünlü, magazin, kıyafetler ve aksesuarlar konusunda takıntılıydım. Bu yüzden moda, ilgi alanım içinde çok geniş yer buldu.
Sence moda nedir? Modayı belirleyen şey nedir?
Bence moda, bir tür insanın kendini ifade etme şekli. Modayı belirleyen yalnızca bir kişi yok. Herkes istediği her şeyi giymekte özgür. İnsan olarak, hepimiz günlük ruh halimizin, zevklerimizin ya da gördüklerimizin etkisinde kalıyoruz. Tasarımcılar giysiler yaratır ve moda medyası farklı tasarımcıların tasarımlarını tanıtır. Ama eninde sonunda, ne giyeceğine karar veren kişinin ta kendisidir.
Modayı belirlediğine inanıyor musun?
Modayı belirlemede etkili olduğumu düşünmüyorum. Ben neyi seversem onu giyerim ve diğer insanların ne düşündüğünü kafama takmam. Bazıları –özellikle bende hoşlandıkları bir şey görürlerse- beni ilham kaynağı ya da referans olarak kullanabilir. Ama ben neyin moda olup, neyin moda olmadığı konusunda kimseye bir şey dikte etmem. Modayı belirleyen/dikte eden kişi olmak ister miyim? Kesinlikle hayır. Bence herkes için en iyisi, kendi kişisel ve özgün tarzlarına sahip olmalarıdır.
Bu işten para kazanıyor musun?
Geçimim için blog yazıyorum. Dolayısıyla evet, biraz kazanıyorum. Ama insanların düşündüğü kadar çok değil. Faturalarımı ödeyecek ve birkaç şey alacak kadar kazanıyorum. Reklam verenler ve sponsorlar blogumu destekliyor. Onlardan daha çok para kazanmayı umuyorum.
Bu sitenin sana bir getirisi var mı?
Blog yazmamın en iyi getirisinin para kazanmak olduğunu söyleyemem. Bence, başlangıçtan beri yaşadığım tüm deneyimler başıma gelen en iyi şeydi.
Birçok arkadaşım ve tanıdığım oldu. Dünyanın her yerinden tahminimden de fazla insanla sohbet ettim, hatta benim favori tasarımcım Marc Jacobs ile bile. Sıradan bir insan bunun imkansız olduğunu düşünür. Ama oldu!
Hatta bu yıl, Avustralya ve Yeni Zelanda Moda Haftası’na, gösterileri izlemek, tasarımcılarla iletişime geçmek için davet edildim. Görüyorsun, konu sadece para değil, ama paranın dışında her şey.
Belki ateşli biri birgün beni Türkiye’ye davet eder? Elektronik posta adresim bryan@bryanboy.com
Bu site cinsel yönelimini yaşamanda ne gibi bir rol üstleniyor?
Daha küçükken, cinsel yönelimin insan hayatında çok büyük bir yeri olduğunu düşünürdüm. Sonra yıllar içinde fark ettim ki bu konuyla ilgisiz ve önemli değil. Birçok insan gey olmamla ilgilenmiyor. İnsanlar çok hoşgörülü ve çoğu yerde bunu kabul ediyorlar. Düşünebiliyor musun? Rusya ve Çin çok muhafazakar ülkeler. Ama birkaç kere bu ülkelere gittim ve gördüm ki herkes çok tatlı ve birçok arkadaş edindim, özellikle Rusya’da.
Bazen blog için, online karakterimin bir parçası olarak gey olmayı kullanıyorum. Ama bu sadece okuyucularımı güldürmenin bir yolu. Günün sonunda, blog sadece eğlence olarak kalıyor.
Neden bazı modacılar senden ilham alıyorlar?
Belki ilham kaynağı olma konusunda çok ciddi olmadığım içindir. Gülmem ve ciddi olmam gereken zamanı biliyorum. Ben, eğlenceli, yaratıcı ve anı yaşayan biriyim. Sınırlamalardan hoşlanmıyorum ve her şeyi denemeyi arzu ediyorum.
Senden ilham alan modacılar kimler?
Bu soruyu cevaplayabilmeyi isterdim ama bilmiyorum. Bazı moda tasarımcılarının benden ilham aldığını söylemek çok egoistçe olurdu!
Nasıl oluyor da bir blog sayesinde bu kadar hayranın oluyor?
‘Fanlarım olması’ fikrinden pek hoşlanmıyorum. Çünkü kendimi ünlü biri gibi görmüyorum. Blogumu takip edenleri, ‘okuyucum’ olarak adlandırmayı tercih ederim. Bir blog sahibi olarak, okuyucularının olması, ki nerden olduğu hiç fark etmez, çok güzel bir duygu. Dünyanın birçok farklı bölgesinde, özellikle uzak yerlerden, insanların bana e-posta göndermesi beni çok duygulandırıyor. Ben onlarla konuşmayı ve iletişim kurmayı seviyorum.
Birçok okuyucum olduğunu düşünüyorum. Çünkü bloguma yazdıklarım onları eğlendiriyor. Bazı fotoğraflarımı komik, bazı yazılarımı eğlenceli ve ilginç buluyorlar. Sitemde onlarla sadece moda konusunda değil, birçok farklı konuda konuşmaya çalışıyorum. Onlara, kendimi, gezilerimi, gittiğim yerleri, yaptıklarımı anlatıyorum.
“İdolüm” diyebileceğin, en beğendiğin modacılar kimler?
Marc Jacobs’u beğenirim. Çünkü kendisi çok yetenekli. Hem Louis Vuitton hem de kendi markaları Marc Jacobs ve Marc by Marc Jacobs için tasarladıkları harika. Çok gerçekçi ve en önemlisi iyi kalbi olan sevimli biri.
Lanvin’in tasarımcısı Alber Elbaz’ı da beğeniyorum. Kreasyonları kesinlikle çok şık ve lüks. Tüm tasarımları çok iyi düşünülmüş ve çok sağlam.
Son olarak da Chanel’in tasarımcısı Karl Lagerfeld var. Kendisi bir simge, dahi ve kesinlikle en iyilerden biri.
Bu kışın / ilkbaharın modası nedir sence?
2008 sonbahar-kış sezonunun en büyük trendleri arasında, örgülü, ekoseli ve damalı kumaşlar var. Prada’nın koleksiyonu tamamen örgülü kumaşlardandı. D&G, Ralph Lauren, Marc by Marc Jacobs ve Alexander McQueen gibi markaların çoğu tasarımcısı, kreasyonlarında oldukça fazla ekoseli kumaş kullanmışlardı.
2009 ilkbahar sezonunda, farklı bir bakış açısı var, hiçbir trendi takip etmiyoruz. Bu biraz rahatsız edici. Çünkü moda hiç bu kadar savurgan, masraflı olmamıştı. Ama şu anda dünya, global bir ekonomik krize doğru ilerliyor. 2009 ilkbahar sezonunda benim favori koleksiyonum Louis Vuitton. Kesinlikle şaşırtıcıydı.
Türkiye’den takip ettiğin, tanıdığın modacı var mı? Kimleri beğenirsin?
Dürüst olmak gerekirse, Türk tasarımcılarla ilgili çok bilgim yok. Ama şüphesiz, Hüseyin Çağlayan’a hayranım. Ayrıca, Dice Kayek’in tasarımlarının da fanıyım. Genç tasarımcılardan da Selim Baklacı’yı beğeniyorum.
Etiketler: yaşam, moda