07/09/2010 | Yazar: Melek Göregenli

İktidarlar, doğaları gereği demokrat değildir, genellikle kendiliğinden herkes için adalet ve barıştan yana da olmazlar.

İktidarlar, doğaları gereği demokrat değildir, genellikle kendiliğinden herkes için adalet ve barıştan yana da olmazlar. Bu nedenle “samimiyet”, herhangi bir iktidarda en son aranacak niteliktir.

Ben, ülkeme ve dünyaya ilişkin gelecek tahayyülümü oluşturmaya yönelik politik ortamın oluşmasını sağlayacak her türden değişikliği, kim yaparsa yapsın desteklemekten yanayım. Bu sefer de anayasa değişikliklerini, muhafazakâr iktidara karşı daha da beter muhafazakâr muhalefetin hiçbir itirazını haklı bulmadığım için destekleyebilirdim, eğer AKP iktidarı bu ülkenin milyonlarca Kürt yurttaşının başka bir hayat talebine kulaklarını tıkamasaydı.

Anayasa değişiklik paketinde Kürt sorununu çözme yolunda küçük bir değişiklik bile yer alsaydı, şu anda meydanlarda sürdürülen içi boş karşılıklı faşist propaganda yerine, toplumsal farkındalığı yükseltecek başka bir tartışma ortamı oluşabilirdi. Kürtler ve Türkler, birbirimizi öldürmenin alternatifinin birbirimizden vazgeçmek olduğunu düşünmeye başladık.

Referandumda “boykot” tavrının sıradan insanlar olarak, bize uygun görülen rolü reddetmek, kendi rolümüzü yeniden kurmak ve barıştan yana etkin siyaset taleplerimizi dile getirmek, vazgeçmemek, birlikte yaşamakta ve bunu siyasetle başarabileceğimizde ısrar etmek anlamına geldiğini düşünüyorum. 


Etiketler: insan hakları, sivil anayasa
İstihdam