21/08/2009 | Yazar: Çağlar A.

‘Melek’in davası biliyorsunuz devam ediyor. Mahkeme sırasında katil şimdiye kadar trans ve gey cinayetlerinde kullanılan iki önermeyi birleştirmeyi başardı.

‘Melek’in davası biliyorsunuz devam ediyor. Mahkeme sırasında katil şimdiye kadar trans ve gey cinayetlerinde kullanılan iki önermeyi birleştirmeyi başardı. ‘ben onu kadın zannetmiştim ve bana ters ilişki teklif etti’. Sanırım bütün cinayetlerde bu cümleleri duymaya devam edeceğiz.’
 
Umut (Güner) bana yukarıda ufak bir kısmı yer alan yazıyı gönderdiğinde, masamın üzerinde yığınlarca birikmiş dosya olmasına rağmen tepkisiz kalamadım ve büyük bir öfkeyle yazmaya başladım. Aslında hayatımda kimseye, onlarca bıçak darbesiyle hayatını bitirecek kadar öfkelenmemiştim. Hiçbir zaman bu denli bilincimi kaybetmemiştim. Belki bir tokat, belki bir yumruk, belki bir tekme… Ya bırakın tekme tokat da girmiş olabilirsin bir kişiye bir kavgada sonra pişmanlık duysan da duymasan da. Ama bir kişinin canını almaktan bahsediyoruz. Düşünsenize bize ne denmeli ki bu denli öfkelenmeliyiz? Bir, iki değil onlarca ardı ardına kusulan nefret ve öfke dolu bıçak darbelerinden bahsediyoruz. Aslında bu durumlarda biraz derinlere inmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çoğumuz ataerkil bir aile yapısına sahip olarak büyüdük ve çocukluğumuzdan itibaren travestilerden korkmamız gerektiği, onların her yönden tehlikeli kişiler olduğu anlatıldı bizlere –ki bu hala böyle devam ediyor, yıl 2009 ama değişen pek de bir şey yok-
 
Üstüne ibret-i âlem olsun diye haber programlarında, bilinçli olarak yayınlanan travestilerin sarhoş bir halde, otoyolda lüks bir otomobilin kenarında, etrafına bıçak sallayan (dikkat edin, bıçaklayan değil) görüntülerini izlediğimizde, gerçekten travestilerin öyle olduğunu zannediyoruz. Ve hayatımız boyu onlardan ne vazgeçebiliyoruz ne de onları kabullenebiliyoruz aslında. Onlar hakkında çocukluğumuzdan kalma bilinçaltımızda yer eden öyle şeyler var ki, ister istemez içimize dolmuş olan kini en ufak bir tepkilerinde, onlarca bıçak darbesiyle su yüzüne çıkartıyoruz. Özeleştiri yapmamız gerekirse, öyle olduğunu düşünmememiz ihtimal dışı. Hanginiz nefret cinayetlerini izledi haber programlarında, dakikalarca, abartıldıkça abartılan bir şekilde? Şimdi ergenlik yıllarınıza dönün, cinselliği keşif dönemleriniz, kendinizle yüzleşme dönemleriniz...
 
Karşı cinse ya da hemcinsinize duyduğunuz ilgiyi keşif dönemleriniz. Hetero iseniz sorun yok, aileniz her konuda arkanızda nasıl olsa. Ya hemcinslerinizden hoşlanıyorsanız, hayat ne kadar zor ve acımasız sizin için. Gizemli, saklanılası bir hayatın tam ortasındasınız işte. Zor ile mücadele eden insanlar her zaman başarıya ulaşmışlardır. Bunun bilinciyle öyle ya da böyle yaşarız hayatımızı. Bir de diğer tarafa bakalım. Aziz Nesin dile getirdiği zaman herkes nasıl kızmış öfke duymuştu "Türk toplumu nasıl aptal olur, bize nasıl hakaret eder". İşte buna benzer bir açıklama dile getirdim bende biraz önce. Gelişmekte olan ülke olarak adlandırılan Türk toplumun geliştiği falan yok, aksine gün be gün gerileme yaşıyoruz. Bunu görebilen insanlar Aziz Nesin’in yapmış olduğu açıklamada azınlık olarak kalan diğer yüzdesel kısım. Bunu inkâr etmek aptallık asıl. Gerilemekte olan ülkemizde bu oran daha da artmakta. Gey ve travesti cinayetlerinden sonra tutuklanan zanlıların götürüldüğü birimlerde sırtını sıvazlayan ve destekleyen polis teşkilatındaki kişilere ne demeli! Üçüncü sayfa haberlerinde sanki ölen taraf suçlu ve ölümü hak etmiş bir şekilde ufacık bir paragrafla yayınlanan haberi okuduğunda "oh iyi olmuş ibnelere, memleket bir ibneden daha arındı" diyen kişiler peki?
 
Her şeyi unutalım şimdi. 6 ay boyunca bir seks işçisi ile birçok kez birlikte oluyorsunuz ve onun travesti olduğunu anlamıyor, kadın zannediyorsunuz. 6 ay sonunda bir gün sizinle ters ilişkiye girmek isteyince birden kendinize geliyor ve onun kadın değil travesti olduğunu anlıyorsunuz. Tabii ki bunun neticesinde haysiyetinize, onurunuza bu şekilde hakaret eden bu kişiyi öldürmeniz sizin en doğal hakkınız. Üstelik öldürmek de yetmez. En az 30–40 bıçak darbesi ile öldürmelisiniz ki kırılan onurunuz yerine gelsin. Nasıl olsa bu ülkede bunun cezası yok. Daha fazla yazmak bile istemiyorum, yazdıkça utanıyorum!
 


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
nefret