27/04/2011 | Yazar: Kürşad Kahramanoğlu

Bugüne kadar dünyada duyduğumuz en kötü Wikileaks “iftiraları” arasında olan başbakanı İsveçre’de gizli hesapları olmakla, maliye bakanını Türkiye&r

Bugüne kadar dünyada duyduğumuz en kötü Wikileaks “iftiraları” arasında olan başbakanı İsveçre’de gizli hesapları olmakla, maliye bakanını Türkiye’deki basına hükümet eliyle müdahale etmekle, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu’yu uyuşturucu kaçakçılığı ve sübyancılıkla, oğlunu da mafya bağlantılı olmakla itham eden ABD diplomatları kaynaklı “iftiralar”ını incelemek ve gerekeni yapmak için kurulan AKP Komisyonuna ne oldu? Gündemden mi düştü, hiç sesi soluğu çıkmıyor? Demokrasilerde, iktidarda olanların böyle çok ağır suçlamaların “iftira” olduğunu söyleyip herkesin buna inanmasını beklemesi, demokrasinin şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri ile bağdaşmaz.

Bir de tabii zaten bilinen ama Wikileaks ile teyid edilen İncirlikte’ki 90 nükleer silah meselesi var. Bu çok övünülen “Yeni Osmanlı”, “Komşularımızla 0 sorun” gibi cilalanmış, AKP dış politikasının ne kadar boş olduğunu tekrar gözler önüne sunuyor. İncirlikte ABD askerlerinin kontrolünde nükleer silahlar var ve Türkiye dünya platformlarında İsrail’in nükler gücü, İran’ın elde etmeye çalıştığı nükleer güç hakkında ahkam kesip, hatta arabuluculuğa falan soyunuyor. Kim ciddiye alır? Hadi diyelim Türkiye bir Fransa olup, ülke çıkarlarına ve egemenliğine ters düşüyor diye NATO’ya rest çekip, bağlarını koparamıyor: Niye bir Yunanistan bile olamıyor? ABD, Yunanistan’a, Türkiye’ye ve daha başka Avrupa ülkelerine de yaptığı gibi nükleer silahlar koğuşlandırmıştı. Komşu, bu nükleer silahları 2001 yılında topraklarından çıkardı!

BAREM Research’ün Türkiye halkasını gerçekleştirdiği, WIN-GIA (Dünya Bağımsız Araştırmacılar Ağı) Global Nükleer araştırması sonuçlarına göre dünyada da Türkiye’de de nükleer enerjiye destek azaldı.

Araştırmada 47 ülkeyi temsil eden 34 bini aşkın kişiye bugün ve Japonya depremi öncesinde Nükleer Enerji konusundaki düşünceleri sorulurken, Japonya depremi öncesinde yüzde 25 olan net destek, 19 puan azaldı. Türkiye’de ise Japonya’da yaşanan felaket öncesinde nükleer enerjiye karşı olanların oranı yüzde 51 çıkarken, felaket sonrası yüzde 57’ye yükseldi. Görüşülen kişilerin yüzde 49’u bu santralleri hiçbir şekilde onaylamayacaklarını ve reddedeceklerini söylerken, yüzde 17 oranındaki diğer bir grup da onaylamadığını ancak gerekli olduğunu kabul ettiğini belirtti. Türkiye’de nükleer santral isteyip istemedikleri doğrudan sorulduğunda görüşülen kişilerin yalnızca yüzde 32’si, yani üçte biri evet cevabını verdi.

Sınır tanımayan sermayenin bütün nükleer temsilcileri Türkiye’de nükleer santral kurmak için sıraya girdi. Ne oldu? AKP’nin Wikileaks iftiralarını araştırmak için kurduğu komisyondan hiç ses çıkmıyor, çıkmadı? Taraf Gazetesi Wikileaks iddialarını basarken Türkiye’yi ençok ilgilendiren bu ayağını da soruşturuyor mu? Yoksa Nükleer ve “iftiralar” meseleleri basınımızında bu konularda ki duyarlı(!) desteği ve muhalefetin de bu konulardaki cehaleti nedenleri ile, Denizfeneri Davasın’da da olduğu gibi, “Ustalık Dönemine”mi kaldı?



Etiketler: yaşam, siyaset
nefret