04/08/2015 | Yazar: Bawer Çakır

Onlar Serena’nın zaferler kazanmaya başladığı günden bu yana, sadece ve sadece oyuncunun ‘erkek gibi’ kasları, ‘koca poposu’ ve ‘beyaz olmayan’ derisiyle ilgileniyorlar.

Serena Williams, iki hafta kadar önce Wimbledon’da altıncı kez zafere ulaştı ve kariyerindeki ‘grandslam’ sayısını 21’e çıkarttı. Daha şimdiden birçok tenis otoritesi tarafından “tarihin en iyisi” olarak nitelendirilen ABD’li oyuncu, Ağustos sonunda New York’ta düzenlenecek ABD Açık’ı da kazanırsa, hem efsane raket Steffi Graf’ın 22 slam’lik rekoruna ortak olacak, hem de Graf’tan sonra aynı sezonda 4 slam’i de kazanan ilk isim olacak. Olacak olmasına da, Serena fanları ve aklıselim tenis izleyicileri dışında koca bir kalabalık, bunlarla ilgilenemeyecek kadar meşguller.

Zira, onlar Serena’nın zaferler kazanmaya başladığı günden bu yana, sadece ve sadece oyuncunun ‘erkek gibi’ kasları, ‘koca poposu’ ve ‘beyaz olmayan’ derisiyle ilgileniyorlar.

Mevzu, tenis forumlarındaki ezik erkeklerin cıyaklamaları olarak sürüyordu ve çok da ciddiye alınmıyordu, lakin Ben Rothenberg’in 10 Temmuz’da New York Times’da yayımlanan makalesi, yıllardır yapılan rezil yorumları görünür kıldı ve bu saçma tartışmayı alevlendirdi. Bu sefil yazının özeti şu: Serena kaslı olduğu için kazanıyor ve kadın tenisini domine ediyor. Diğer kadınlar isteseler onun gibi çalışır ve kazanırlar ancak istemiyorlar. Rotenberg, öyle kibirli, öyle ırkçı, öyle erkek ki, diğer kadın tenisçilerin bunu yapmama sebebini, “çünkü kadın gibi görünmek istiyorlar” diyerek açıklıyor. Hadi o açıklıyor da, New York Times gibi bir gazete bunu nasıl yayımlıyor?

‘Kadın gibi görünmek’ başarılarınızı bile gölgeleyecek kadar dev bir saplantıya dönmüş durumda ve spor dünyası gibi güzel olmak zorunda olmadığınız bir alanda bile, kariyeri başarılarla dolu bir kadının karşısına argüman olarak sunuluyor.

Tenisi, -beyaz olmaları şartıyla- iki kadın görmek, iki meme çatalına denk gelebilmek için izleyen zevat ve Rothenberg gibi isimler konuşadursun, Sharapova (dünyanın 2 numarası ve şu an turda Serena’nın en büyük rakibi; ancak, 11 yıldır Serena’yı yenemiyor), A. Radwanska (Serena’ya karşı kariyerinde bir tane dahi galibiyeti yok) gibi isimler, bu saçma “kadın gibi görünmek” için Serena’ya hep kaybetsinler, şu an dünyanın 1 numaralı kadın tenisçisi olan Serena, bu saçmalıklara kulak asmadan her gün ağır antremanlar yapmaya, kendini geliştirmeye ve kazanmaya devam ediyor. Korta gururla, başı dik çıkıyor ve limitlerini kardeşi Venus ile birlikte değiştirdiği tenisin en iyisi olduğunu, dünya âleme göstermeyi sürdürüyor. Herkesin anlayacağı bir şekilde söylersek: O korttan bu korta çirkef sıçrıyor; fakat onlar konuşuyor, Serena yapıyor! (Agos)


Etiketler: yaşam, spor
nefret