17/01/2011 | Yazar: Yıldırım Türker

Kartaca’dan Roma’nın ‘ekmek sepetliği’ne. Osmanlı’dan Fransız sömürgeliğine.

Kartaca’dan Roma’nın ‘ekmek sepetliği’ne. Osmanlı’dan Fransız sömürgeliğine. Nicedir Batı’nın yöredeki uslu bekçiliğini üstlenen Tunus, patladı.

Batı’nın ısrarla görmezden geldiği baskı ve zulüm, batının teknolojisiyle örgütlenen halk tarafından şimdilik sona ermiş görünüyor.

Bu fotoğrafta kutlu bir haber olarak dünyanın suratına sallanan söz de tam bu anlama geliyor zaten: Oyun Bitti!

İnternetle sözlerini dolaşıma sokup internetle yekvücut olan, işsizlik ve yasaklardan bunalan halk, dünyaya internet oyunlarının yenilgiyi imleyen kalıp sözünü hatırlatıyor: Game over.

Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali, Cidde’ye kaçtı. Son olarak güvenlik güçlerine halkın üstüne ateş açma izni vererek. Onlarca insan öldü bu gösterilerde.

Tunus halkı, yörenin bütün baskı altındaki halklarına derin bir nefes aldırdı, diktatörü kaçırarak. Evet, bu oyunu oynamak mümkün. Özgürlük uğruna, ekmek ve yaseminler için, korkuyu gömmek için.

Resimdeki göstericiler, İçişleri Bakanlığı’nın önünde toplanmış. O binanın bodrum katında Bin Ali’nin işkence hücreleri olduğu söyleniyor.

İmelda Marcos’la Catherine de Medici kırması olarak tanımlanan karısı Leyla ile birlikte ülkenin kanını kurutmuş olan diktatörü kovmak için toplanmış olanların yüzlerinden coşku ve mutluluk okunuyor. Belki ilk olarak kendilerini bir halk olarak hissettiklerinden. Kendi geleceği üstünde söz sahibi olmanın gururuyla.

Şimdi sokaklarda çatışmalar sürüyor. Başbakan Ganuşi, boşalan koltuğu üstlendiğini duyurdu. Halkın, Bin Ali’nin her tavrını onaylayıp ona hep ‘evet dediği için ‘Bay Oui Oui’ lakabıyla çağırdığı Ganuşi.

Elbette bu yasemin devrimini zorlu günler bekliyor. Dünyanın bütün toklarının gözleri, 23 yıllık diktatörlerini deviren açların üzerinde.

Ama Libya’yla Cezayir’in ortasında bir halk özgürlük diye kalkışmışsa, dünyanın suratına ‘Oyun Bitti’ diye haykırıyorsa, bir başka dünya görünmüştür ufukta.

Mutlaka izni olurdu bilirim; Edip Cansever’in gül kokusunu Tunus’a tercüme etmek istiyorum: “Öyleyse dostlar bırakın bu yalnızlıkları / bu umutsuzlukları bırakın kardeşler/ göreceksiniz nasıl yaseminler yaseminler yaseminler dolusu/ nasıl yasemin kokacağız birlikte/ amansız, acımasız kokacağız /dayanılmaz kokacağız nefes nefese.”


Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam