04/12/2020 | Yazar: Sertaç Bozkurt
Pandemi New York’ta LGBTİQ+ hareketinin dayanışmadan gelen gücünü ortaya çıkardı.
Mart ayında daha her şeyin başındayken Çin’in Wuhan kentinden gelen haberleri gayet serinkanlı bir şekilde takip ediyordum. Hatta İtalya’ya sıçradığında dahi tam olarak ciddiyetini kavrayamamıştım. İnanılmaz bir bilgi kirliliği, kaos ve bilinmezlik hakimdi.
Market ve eczaneler dışında zorunlu olmayan işletmelerin kapatılması, özellikle beyaz nüfusun şehri terk etmesiyle New York’ta hayat durdu. New York başta olmak üzere Amerika pandeminin yeni merkez üssü olmuştu. Kapitalizmin simgesi o ışıtılı Times Meydanı’nın ıssızlığını hatırlıyorum da sanki bir dönemin sona erişinin uzun soluklu etkilerinin fragmanını izliyor gibiydim.
Yarı zamanlı çalıştığım restoran kapanmış, ertesi hafta da yarım zamanlı çalıştığım kahvecideki çalışma saatlerimi de kaybetmiştim. Amerikan halkının yüzde yirmi beşe yakını benim gibi pandemiye ‘acil durum birikimi’ olmaksızın yakalandı. Ne kiramı ne de yaşamımı karşılayabilecek birikimim yoktu. İki haftası çalıştığım kahveci de olmak üzere bir süre göçebe yaşamak zorunda kaldım. Daha sonra çevrim içi yemek sipariş firmasında kurye olarak çalışmaya başladım. Riskli de olsa en azından saat başına tam ücret alıyordum. New York eyaletinde saat başına minumum ücretlendirme 15 dolarken, kayıtsız göçmenlere 11-10 dolardı. Pandemi sürecinde emek sömürüsünün 8 dolara kadar düştüğüne tanık oldum.
Kayıtlı göçmen statüsüne hemen pandemi öncesinde geçtiğimden, geçen sene vergi beyannamesinde bulunamadığım için hiçbir destek alamadım. Kayıtsız göçmenler devlet desteği alamazken kayıt altına alınma korkusundan geri gönderilmeme garantileri olmadığı için COVİD-19 belirtileri gösterseler dahi hastanelere gitmek istemediler. Zaten 14 günlük karantinayı bir çoğunun karşılayabilme imkânı da yoktu. Ölüm oranları çoğunlukla dar gelirli olan Latin ve Siyah Amerikalılar’da beyaz nüfusa oranla çok daha yüksekti. Amerika’da 11 milyon kayıt dışı, 1 milyon ise kayıtlı göçmen olduğu tahmin ediliyor.
Pandemiyi yeterince ciddiye almayan Trump, binlerce kayıtsız göçmeni tutuklayarak ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Kurumu) operasyonlarına böyle bir dönemde hızlandırması büyük tartışmalara yol açtı. Trump bir anlamda pandemiyi kayıt dışı göçmenden kurtulma fırsatına dönüştürdü. Bu süreçte özellikle seks işçileri, masaj terapistleri, eğlence ve servis sektöründe çalışanlar büyük oranda kazançlarını kaybettiler. Birçoğu sigortasız ve düşük ücretlerle çalışan seks işçileri ve masaj terapistleri devlet desteği talebinde dahi bulunamıyorlar. Temel insan hakları barınma ve gıda erişiminden yoksun, evsizliği tecrübe etmiş genç LGBTİQ+’ları Ali Forney Center barınaklarında ağırladı ve gönüllü restoranlar ile işbirliği yapılarak aşevleri kuruldu.
Sahipliğini siyah transların yaptığı GLITS evsiz kalan translara yönelik ilk barınağı geçtiğimiz haftalarda hizmete açtı. Black Sex Workers Collective, sigorta geçmişleri olmadığı için sosyal yardımlardan hak talep edemeyen, kazançlarını kaybeden seks işçileri için Japonya’daki gibi mağdur durumdaki seks işçilerini de kapsayan bir düzenleme talep etti.
Pandemi New York’ta LGBTİQ+ hareketinin dayanışmadan gelen gücünü ortaya çıkardı. Kriz anlarında refleks olarak bencillik ya da dayanışma olarak karşımıza çıkan iki temel insan davranışı New York adına kesin olarak söyleyebilirim ki dayanışma üzerinde şekillendi. İçinde bulunduğum topluluktan gurur duyduğum pek çok anı hatırlıyorum. Tabi New York’un Amerika’nın geneli için çok yanıltıcı olabileceğinin altını çizmek zorundayım. Pandemi koşullarında henüz sonuçları kesinleşmemekle beraber büyük bir kutuplaşmanın gölgesinde girdiğimiz seçimlerle Biden-Harris ikilisi ile yeni bir dönemin başlaması pek muhtemel görünüyor. Önümüzdeki dönemden daha umutlu olmakla beraber Trump döneminde özellikle göçmen hakları konusunda geri gidişin durdurulması, ülkelerinde cinsel ve/veya cinsel şiddete uğramış hayatı ve/veya özgürlüğü tehdit altındaki tüm sığınma taleplerine özel korunma statüsü Biden-Harris iktidarının önceliği olmalıdır.
Yazıyı tamamlayıp Kaos GL'ye gönderirken Bayram Sokak’ta trans kadınların pandemide sokak ortasında bırakılışını öğrendim. Ne aklım ne vicdanım almıyor. Bu hikâyeyi biliyoruz, failleri de tanıyoruz. Ne eksik ne fazla! Eşitlenmek istiyoruz.
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: yaşam, dünyadan
