30/11/2006 | Yazar: Ali Erol

‘Medyaya göre hastalıklar sinsice ilerliyor, hortluyor, patlıyor ve panik yaratıyor. Test bile olunmadan aşı stokları eritiliyor. Ondan sonra aynı medya yaşananın bir soygun olduğunu duyuruyor. Öyle sanıyorum ki sabahın köründe ekmek kuyruğuna girenler paniğe kapılıp bir de aşı kuyruğuna girmemişlerdir. Parası olanların ise paniğe kapılmayacak kadar akılları olması beklenir’

“Medyaya göre hastalıklar sinsice ilerliyor, hortluyor, patlıyor ve panik yaratıyor. Test bile olunmadan aşı stokları eritiliyor. Ondan sonra aynı medya yaşananın bir soygun olduğunu duyuruyor. Öyle sanıyorum ki sabahın köründe ekmek kuyruğuna girenler paniğe kapılıp bir de aşı kuyruğuna girmemişlerdir. Parası olanların ise paniğe kapılmayacak kadar akılları olması beklenir”

KAOS GL

Gay’e Efendisiz

“Hepatit B Hızla Yayılıyor”

“Hepatit B Dehşeti”

“Hepatit Paniği Aşıları Tüketti”

“İskorpit Hastalığı Yeniden Hortladı”

“Difteri Tüm Avrupa’yı Tehdit Ediyor”

“Verem Dünyayı Tehdit Ediyor”

“İshal ve Sarılık Patladı”

“Sıtma ve Kolera Hortladı”

“Erzurum’da Frengi Paniği”

“Başkentte AIDS Paniği”

“Cenazesi de Korkutuyor”

“İlkokula AIDS Dersi”

“Sigara AIDS’ten Tehlikeli”

KAOS GL’nin 39. sayısında “AIDS’in modası Geçti (mi?), HEPATIT-B Alır mıydınız?” diye sormuştuk. Hepatit B alanında yeni hiç bir durum olmadığı halde, medya önce bir “Hepatit B Dehşeti” yarattı ve arkasından panik geldi. Yurdum insanının bu kadar duyarlı olduğunu bilmiyordum. Gerçekten bir panik olmalı ki ilaç tekellerinin aşı stokları tükenmiş. (Hatta bizim Coşkun arkadaş bile “Hepatit’li Günlerim”i anlatırken –KAOS GL, Sayı 40- aynı medyatik atmosferden etkilenmekte bir sakınca görmemiş. Viral Hepatit türlerinin dünyada 2 milyar kişide görüldüğü söylenirken hemen akla “alkolikler ve eşcinseller” gelebiliyor!)

Aynı sayımızda aktardığımız “Hepatit B Dehşeti” başlıklı haberi yine Radikal’de tam 1 yıl önce “Hepatit B Tehlikesi” başlıklı haberin içinde okumuştuk! Yani gazeteci Nurcan Çakıroğlu Hepatit B’den ölmemiş olsaydı, medya ile ilaç tekellerinin gizli bir anlaşma yaptıklarını düşünmekten başka bir şey aklımıza gelmeyecekti. Çünkü Hepatit B, on yıllarca önce kökü kazındığı sanılan bir takım “eski mikrop”lardan değil. Ayrıca bulaşma yollarından biri cinsel ilişki olduğu halde, AIDS’te olduğu gibi, Hepatit B, magazinel bir zemin de sunmuyor. Bugün haberlerde okuduğumuz bilgileri, KAOS GL, Aralık 1995’te, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Baydar’ın açıklamaları olarak, SiyahBeyaz Gazetesi’nden aktarmıştı: Hepatit’in çeşitleri, aralarındaki farklar, bulaşma yolları, yol açtığı hastalıklar, belirtiler, önlemler, AIDS’le karşılaştırılması, prezervatif, aşı… Yine bir AIDS haberinin yanında (Mayıs 1995, Sayı 9) “İngiltere’de Verem Hortladı” başlıklı haberi aktarmıştık ve bunu yer doldurmak için vermemiştik.

Böyle haberleri, tarih ve mekan değişikliği ile aynı metinle onlarca kez okuduk ve okuyacağız. Çünkü hekimlerin dikkat çektiği, “ekonomik durum ve gelir adaletsizliği” yalnızca İngiltere’ye özgü değildir.

Medya yeni keşfettiği her şeyi ilk defa oluyormuş gibi büyütür; kötü niyetli olmadığı zaman bile konuyu çarpıtır. Bu, artık biliniyor… Peki kafalarımızı kuma mı gömelim? Asla… Ben diyorum ki medya ile ilaç tekellerinin kıskacında paniğe kapılmayalım. Örneğin, maalesef, bitmez tükenmez AIDS curcunasından, az da olsa KAOS GL de nasibini aldı. Yine de her seferinde tıbbi bir durum olan AIDS ile ideolojik anlamın yüklendiği AIDS’i ayırmak gerektiğini vurguladık. Bununla birlikte, tıbbi boyutu es geçersek, ideolojik boyuta karşı vereceğimiz mücadelede başarılı olamayacağımızı da unutmayalım.

Medyaya göre hastalıklar sinsice ilerliyor, hortluyor, patlıyor ve panik yaratıyor. Test bile olunmadan aşı stokları eritiliyor. Ondan sonra aynı medya yaşananın bir soygun olduğunu duyuruyor. Öyle sanıyorum ki sabahın köründe ekmek kuyruğuna girenler paniğe kapılıp bir de aşı kuyruğuna girmemişlerdir. Parası olanların ise paniğe kapılmayacak kadar akılları olması beklenir.

“Medya, şu ya da bu hastalığın değil hastalık olgusunun toplumsal temellerine inmediği sürece ne çoktan ortadan kalktığı söylenen verem tekrar tekrar azmaktan vazgeçer, ne de dünyada her yıl 2 milyon kişi Hepatit B’den sessiz sakin ölürken birden bu hastalık da dehşet saçmayı bırakır.” demiştik. Elbette ki medya bunu hiç bir zaman yapmayacak.

Ben ise yine hayal kurmayı tercih ediyorum. Bu memlekette yeterince eşcinsel doktor ve tıp fakültelerinde okuyan eşcinsel öğrenci var. Acaba bu arkadaşlarımız bütün bu olup bitenlere nasıl bakıyorlar.


Kaynak: Kaos GL, Ocak 1998, Sayı 41


Etiketler: insan hakları, sağlık
2024