29/11/2009 | Yazar: Murathan Mungan
Takvim düzeni herkes için aynı olsa da zaman herkesin içinde başka türlü ilerler. Aynı geçen yıllar insanlara aynı şeyleri öğretmez.
Takvim düzeni herkes için aynı olsa da zaman herkesin içinde başka türlü ilerler. Aynı geçen yıllar insanlara aynı şeyleri öğretmez. Yavaş yavaş değişenlerle birdenbire olanların seyri herkesin hayatında aynı değildir. Bilinen şeyler bunlar; olsun, tekrarlıyoruz.
Yazıyla uğraşıyorsanız eğer zaman size başka bir yüzünü gösterir. İçinizde birikenle, kâğıtta bekleyenle hayalini kurduğunuz kitaplar arasında adeta havada asılı kalmış koridorlarda dolaşırsınız. Gençken size sonsuzmuş gibi gelen zamanın giderek uğultu kazanan nabzını duymaya başlarsınız. Yük indirme yaşlarıdır bunlar; elemelerin, fazlalıklardan kurtulmanın, enerjinizi, zamanınızı tutumlu kullanmanın, hayalleri ölçülü biçili kılmanın, yeni ufuk ayarı yapmanın yaşları. Önünüzde yaşanacak yılların yaşadığınız yıllar kadar olmayacağını bilmenin eşiğinde kendi içinizde çeşitli seçimlere, öncelikler sıralamasına zorlanırsınız.
Pergelin ayağını sapladığınız yerden çizdiğiniz dairede kendinize yeni bir ufuk ayarı edinirsiniz. Mutlaka ama mutlaka yapmanız gereken şeyler nelerdir? Olmazsa olmazlarınız. Yapmadan giderseniz gözünüz arkada kalacak olanlar. Öte yandan siz ne hesap yaparsanız yapın, hayallerinizi takvimlendirmeye, tasarılarınızı tarihlendirmeye çalışın, bir yerlerde boy veren yepyeni bir tohum sarmaşık olup pergelin ayağına tırmanmaya başlar. Sizi tazeler, gençleştirir, içinizde eskiyen hayaller arasında kendi toy varlığını dayatır. Sizden kendisine ayırmanız gereken zamanı, özeni, emeği ister. Hayat, bu hiç hesapta yoktu dediklerinizle yeniden hayat olur.İşte o kulakçıkta adı geçmeyen bir kitap Gelecek, yani pergelin ayağına tırmanan sarmaşıklardan.
Gelecek olsun, Stüdyo Kayıtları olsun kabası şimdiden bitmiş kitaplar. Bir de diğerleri var, yalnızca Murathan'95'te yahut Elli Parça'da söz ettiklerimi kastetmiyorum. Kimi dosyalaşmaya, kimi hayalimde biçimlenmeye, silueti belirlenmeye başlamış diğerlerinden söz ediyorum. Hiç olmazsa onlar konusunda susmaya çalışıyorum.
Kendi içimde nelerle boğuşursam boğuşayım gene de pergelin ayağı kendince belirlenmiş önceliklere saplanmış olarak kendi dairesini katediyor; bana eskiye göre daha belirgin ama gene de pusları olan bir ufuk çiziyor.
Etiketler: kültür sanat
