10/05/2010 | Yazar: Ümit Ilgın Yiğit

Ayyh, yaz geldi sevgili kükü, çok da fena geldi! Bilgisayar başında terleme mevsimi. Beyinlerin kafatası içinde haşlanma mevsimi.

Ayyh, yaz geldi sevgili kükü, çok da fena geldi! Bilgisayar başında terleme mevsimi. Beyinlerin kafatası içinde haşlanma mevsimi. Hele ki ‘zatı muhterem’ gibi yılın 12 ayı bilgisayar başındaysanız, kafanız, zihniniz, diliniz, klavyeniz 1 yazıyla ahlâk polisi kesilebiliyor! Öyle keskin ki sevgili Kaan Sezyum, beğenmediğiniz İstanbul’un birer pisliği gibi servis ettiğiniz travestileri, seks işçisi kadınları katleden insanları birer kahraman ilan etmediğiniz kalmış. Çocukların ahlâklı yetişmesi için, dini için, erkekliğine b.k sürmemek için, hatta güzel koktuğu için ‘has erkekler’ öldürüyor o fuhuş yapan insanları. İnsan pardon kadın, çok pardon kadın bile değil travesti!
 
Çok sevgili Kaan Sezyum, internete ulaşabilen birçok kişi gibi bende yaptığınız işlerden haberdar oluyordum, arkadaşlar arasında muhabbetiniz çokça dönmüştür. Bir arkadaşım Radikal’de ki fotoğrafınıza bakıp “evrimleşememiş” demişti de; kiki kiki gülmüştük. Kiki demişken, yakın zamanlar da bir arkadaşım beni “sezyumlu geceler”e davet etmişti! Davet eden arkadaşım Gey! Tesadüfe bakın ki sanatçı. Öyle ya travesti olacak hali yok! Dediğiniz gibi her işin bir yeri bir zamanı var! Yakın dostlarınızı bilemem ama az çok tahmin ediyorum ki etrafınızda bolca Gey, Biseksüel ve Lezbiyen var… Ama onların kafası basıyor tabi anti-akepeciliğe, anti-tayyipciliğe, onlar sanatçı, danışman, mimar, hoca ve bir o kadar hazzetmezler travestilerden! Bilirim çok ‘kırık’ olanları da vardır aralarında aman canım onlarda geceye renk katar işte!
 
Nereden çıktı bu İstanbul Amsterdam kıyaslaması? Belli ki arkadaşlarınız Amsterdam’a pek bir försklas gitmişler; ki Amsterdam’ın da iti kopuğu çoktur, orada da transfobikler vardır! Ne hikmetse bu fobiklerin başını da “islamafobi” diye diye ağızları kurumuş Müslüman tayfa çeker! Amsterdam’da bahsettiğiniz kurtarılmış bölge fikrini ortaya atanlar inanın sizin gibi düşünmüyordu, Türkiye’de sizin bu düşüncelerinize denk gelen kişi biraz araştırırsanız bulacaksınız Necmettin Erbakan hoca efendidir… (sanki seks işçilerini tek müşterileri kamyon ve tır şoförleriymiş) gibi “Adapazarı yolunda toplu bir yer yapalım kent içinde ki fuhşu buraya taşıyalım gibi” abuk bir fikirleri bile vardı bir zamanlar! O ahlâkını koruduğunuz çocuğa bile sorsanız size söylerdi: bir gece ansızın çıkacak bir yangında toptan temizlik fikrini!
 
Demeden edemeyeceğim zaten 1 Mayıs’a TÜRK halkının eğlenmeye gittiğini düşünmek hatta bir güzel eğlendiklerini söylemek bile radikal gazetesinde değil de daha çok yeni şafak, zaman veyahut vakit’te filan okunacak bir algıdır! Bahsini ettiğiniz caddeler, bulvarlar halihazırda ahlâk temizliğine tabii tutulmadı ama cihangir, galata pekala tertemiz artık… bir de Fatih’te Çarşamba muhiti var… Ama ne hikmetse 3 km ötesinde Çapa’da travestiler saat 12 dedi mi atıyorlar kendilerini caddeye! Müşterileri de tabii Mars’ın Pudra vadisinden geliyor!
 
Evet, sevgili Kaan Sezyum ben bu cumartesi okudum bu vahim yazıyı yaz güneşine bağlıyorum ve umut ediyorum ki, apaçık hedef gösteren ve apaçık nefret ve kine zemin hazırlayan, çanak tutan bu yazınızdan dolayı özür dilersiniz. Size yakışan budur.
 
 


Etiketler: insan hakları
nefret