02/02/2022 | Yazar: Yunus Kara

Queer teorinin baskı ve ayrımcılık karşıtı bir görüşü savunması, sosyal hizmetin savunuculuk ve sosyal adalet misyonları ile doğrudan ilişkili.

Queer sosyal hizmet mümkün mü? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Başlığın cevabını hemen yazmak istiyorum. Evet! Queer sosyal hizmet mümkün!

Doktoraya başlangıç aşamasında birçok doktora öğrencisinin aklında acaba tezimde neyi çalışsam soruları dönüyordur diye tahmin ediyorum. Doktora ders döneminde benim de aklımı kurcalayan sorulardan birisi buydu. LGBTQİA+’lar ve sosyal hizmete dair çalışırım diyordum ancak aklımda konunun netliğine dair bir şey henüz belirmemişti. Tez danışmanım Ayşe Sezen Serpen ile gerçekleştirdiğimiz harika sohbetlerden birisinde bana “Queer sosyal hizmet hakkında çalışmayı düşünür müsün?” sorusunu sorduğunda "İşte bu!” dediğimi hatırlıyorum. Bu konuya hemen ısınmıştım. Ancak konunun temelleri hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değildim ve haliyle derinlemesine araştırma yapmam gerekiyordu. Ayşe hocam, biraz kafa yor, düşün, yaz, çiz, bir metin oluştur ve konuşalım dedikten sonra konunun içerisine daldım ve bir metin oluşturdum. Bu süreç içerisinde tez danışmanım dahil birçok arkadaşımla konuyu tartıştım, queer teorinin beni ters yüz etmesi gibi sanırım ben de onları ters yüz ettim (hepsine en içten sevgilerimi ve yanımda oldukları için teşekkürlerimi iletiyorum).

Queer sosyal hizmetin mümkün olup olmadığına dair oluşturduğum makale, uzun çabalar sonucu (Türkiye'deki birçok dergi queer ile ilgili bir konu olduğu için -benim tahminim bu yönde- makaleyi direkt baştan reddetti, 1 dergide yayınlanma aşamasına geçildikten sonra yayın kurulu içeriğin uygun bulunmadığı gerekçesiyle makaleyi -hakemler kabul etmiş olmasına rağmen- reddetti) bir dergide İngilizce olarak yayınlandı. Bütün metni Türkçe’ye çevirip yazmayacağım ancak queer sosyal hizmete dair birkaç konuyu ifade edeceğim. İngilizce olarak yazılmış makaleye buradan ulaşabilirsiniz.

Sosyal hizmet camiasındaki birçok kişi queer teori ile ilgili materyallere, özellikle Türkiye’deki sosyal hizmet literatüründe çok fazla rastlanmadığı fikrine katılacaktır. Ayrıca cinsellik ve queer teori ile ilgili konuları, Türkiye’deki sosyal hizmet disiplininin, kendi içerisindeki inançlarında, ideolojilerinde, söylemlerinde, etik ilke ve değerlerinde pek tartışma konusu etmediğini söylememiz de mümkün. Literatürdeki ve alandaki bu boşluk, sosyal adalet için savunuculuk rolünü üstelenen sosyal hizmet mesleğinin bütün cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi ve cinselliklere karşı adaletsizlikleri gidermek için yeni araştırmalar üretme konusundaki profesyonel sorumluluğuyla tam bir çelişki içerisinde. Hal böyleyken cinsellik, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi açısından bakıldığında gerek sosyal hizmet teorilerinin gerekse sosyal hizmet uzmanlarının mesleki uygulamalarının yeniden yapılandırılarak, yapı söküme uğratılması ve tartışılması gerekmekte.

Burada queer teorinin ayrıntısına girmeyi planlamıyorum. Makaleyi yazarken ve queer teori ile ilgili okumalar yaparken aklımda hep şu soru vardı: “Sosyal hizmet, uygulamalı bir meslek ve akademik bir disiplin iken queer teoriyi nasıl şekillendirip sosyal hizmete uyarlayabilirim?” Queer teorinin “şekillendirilme”, “uyarlama” gibi bir derdinin olmadığının, hatta bunun mümkün de ol(a)madığının farkındaydım. Queer teoriye atamamı mı yapıyordum? Bunları düşününce gülümsüyorum ve iyi ki düşünülmüşler, sorulmuşlar da diyorum. Butler’ın belirttiği gibi “sabitlenmemesi gereken, akışkan ve gezen” bir kavram olan queerin belli bir tanımlamaya da zaten ihtiyacı yoktu değil mi? Doktora tezimde queer teoriyi sosyal hizmet uygulamasına aktarmaya çalışıyorum. Umarım o sonuçları sizlerle paylaşabileceğim günler gelir.

Queer teorinin sosyal hizmet mesleğindeki kökenlerini keşfetmeye başladıkça queer sosyal hizmete dair bir alan aklımda oluşmaya başladı. Queer teorinin bizlere sunmaya çalıştığı en önemli düşüncenin, iktidardan gelen bütün etiketlerin reddedilmesi, toplumsal cinsiyet normlarının belirlediği kavramların hepsinin sorgulanması olduğunu düşünüyorum. Bu sorgulama durumunun sadece heteronormatif olgulardan değil her türlü dışlanmaya sebebiyet veren her şeyi sorgulamak demek olduğunu da belirtmek istiyorum. Sosyal hizmet mesleği de hak savunuculuğu çerçevesinde iktidar tarafından gerçekleştirilen hizmetleri, sosyal politikaları ve uygulamaları sorgulamakla, eleştirmekle yükümlü değil mi? Buna paralel olarak queer teorinin daha önce sorgulanmamış olana dair sorular sormamız gerektiği vurgusu sosyal hizmet mesleği için de geçerli.

Peki Queer Sosyal Hizmet Neler Yapabilir?

Queer teori, sosyal hizmete, cinsellik etrafında kapsayıcı tartışmaları kolaylaştırmak ve LGBTQİA+ kimlik kategorilerinin ötesinde çok çeşitli cinsel farklılıklar hakkında bilgi sunma potansiyeline sahip. Bu bilgiler ışığında, LGBTQİA+’ların yaşadıkları her türlü adaletsizliğin, sosyal hizmet mesleğinde önemli bir yeri olan güçlendirme, kültürel yetkinlik, baskı ve ayrımcılık karşıtı uygulama, radikal ve eleştirel teori gibi model ve yaklaşımlarla çözümlenmesi de mümkün.

Sosyal hizmet disiplini içinde queer teorinin temel varsayımlarının uygulanması, cinsellikler hakkında baskın düşünme yollarının yapılandırılmasına, heteroseksüelliğin ayrıcalıklı olduğu ve kurumsallaştırıldığı sosyal yaşamın tüm yönlerinin yeniden incelenmesine ve sosyal hizmet ile ilgili kuram ve teorilerin yeniden düşünülerek, cinsel açıdan farklı gruplarla pratik yapmak için alternatif bir çerçeve oluşturulmasına olanak sağlayabilir.

Queer teorinin baskı ve ayrımcılık karşıtı bir görüşü savunması, sosyal hizmetin savunuculuk ve sosyal adalet misyonları ile doğrudan ilişkili. Sosyal hizmetin profesyonel örgütlerinden olan Sosyal Hizmet Eğitimi Konseyi (CSWE) ve Uluslararası Sosyal Hizmet Uzmanları Federasyonu (IFSW) kapsayıcılık, farklılıklara saygı ve kültürel yetkinlik konularındaki etik standartlar konusunda güçlü bir duruşa sahip. Sosyal hizmet uzmanlarının farklılık, çeşitlilik ve yapısızlaştırma söylemlerinin ötesinde, müracaatçılarının, heteronormatif inançlara ve uygulamalara karşı aktif direniş çabalarını tutarlı bir şekilde desteklemeleri gerekmekte. Queer teori, sosyal hizmetteki planlı müdahale sürecindeki müracaatçıların deneyimlerini göz ardı eden baskın heteronormatif, cinsiyetçi, ırkçı söylemlere karşı çıkmak ve bu yapıyı bozmak için yardımcı olabilir. Ayrıca sosyal hizmet kurum ve kuruluşlarında, saha uygulamalarında ve akademik ortamdaki güç ilişkilerinin analiz edilmesi, bu ilişkilerin eleştirel bir denetimden geçmesi de queer teori temelinde mümkün olabileceği göz önünde bulundurulmalı.

Queer teorinin yapısı, sosyal hizmetteki bireysel vaka, grup ve topluluk çalışmalarında ortaya çıkan cinsiyet ve cinsellik ile ilgili her türlü konu hakkında baskın düşüncelerin sorgulanmasına yardımcı olabilir. Ayrıca sosyal hizmetin tüm alanlarındaki günlük uygulamalardaki müracaatçının cinsel davranışları ve ilişkileri ile ilgili varsayımlardan kaçınmak ve cinsel kategorilerin ve kimliklerin ötesine bakmak; bireyleri ve grupları, kendi cinsel hikâyelerini anlatabilmeleri için teşvik etmek; müracaatçıların yaşam deneyimlerinde ortaya çıkan cinsellik ve cinsiyet ile ilgili ikilikleri sorgulamak ve en önemlisi, birçok refah ve toplum hizmetleri içinde faaliyet gösteren heteronormatif değerlere meydan okumak için de bir çerçeve sunabilir.

Queer teorinin ve sosyal hizmet disiplininin bütünleşmesiyle birlikte cinsellik, LGBTQİA+fobi ve heteronormatif pratiklerle ilgili baskın anlayışlarının sorgulanması, bozulması mümkün olabilir. Queer teorideki eleştirel sorgulamalar ve sosyal adaletin sağlanması yönündeki paradigmalar, sosyal hizmet uygulaması için oldukça bilgilendirici olabilir. Her iki alana dair paradigmaların bütünleşmesi ve böylece genişlemesi sosyal hizmet mesleği aracılığıyla yeni seslerin, deneyimlerin duyulması, keşfedilmesi için bir alan yaratabilir.

Sosyal hizmet uzmanlarının queer teori temelinde, toplumsal değişim için sosyal eylemi kullanarak iktidarı ve güç dinamiklerini eleştirel bir şekilde analiz etmeleri, eşitlik ve sosyal adaletin var olduğu bir ortam yaratır. Bununla birlikte meslek elemanları, cinsel adaletin sağlanmasının sosyal adaleti sağlamada kritik bir öneme sahip olduğunu da unutmamalı.

Queer teori ve sosyal hizmet arasındaki çift yönlü ilişkiye odaklanılması ve queer teorinin çoklu boyutlarda sosyal eşitsizliği ele aldığı, sosyal hizmetin de bu eşitsizliklere meydan okuduğu unutulmamalı. Sosyal adaletin sağlanması ve çalışılan her türlü müracaatçı kesimini düşünerek ve onlarla ilişki kurarak teorik çerçeveyi ve uygulama zeminini yeniden tartışmamız gerekmekte.

Umarım, bahsettiğim tartışma zeminini oluşturabilir, hak savunuculuğu, etik ilkelerimiz ve değerlerimiz çerçevesinde ülkemizdeki sosyal hizmet mesleğinin gelişimine ve dönüşümüne aracılık edebiliriz.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: insan hakları, sosyal hizmet
İstihdam