11/09/2020 | Yazar: Hayat Çelik
Sabah Gazetesi, vajinoplasti ameliyatı olan trans bir kadınla ilgili 20 Ağustos’ta yayınladığı haberde; kaş yapayım derken göz çıkardı!
Kitle iletişim araçları ve medya, ikili cisnormatif ideolojinin sürdürülmesinde taşıyıcı konumundaki en önemli aygıtlardır. Hangi niyetle hazırlanmış olursa olsun, transların beyanlarını esas almayan her haber metni, kullandığı dil üzerinden, toplumun atık transfobisinin geri dönüşüm aygıtı gibi işlev görüyor. İkili, cis heteropatriyarkal çerçevede transları gündem edinen her metin, transfobik şiddeti yeniden üretiyor.
Bu yazıda, ana akım medyada yer alan ve transfobik öğeler barındıran bir haberin, eleştirel açıdan analizini yaparak; aynı haberin dilinin, transfobik şiddetten arındırılıp, transların haklarını gözeten bir yerden, yeniden nasıl kurulabileceğini göstermeye çalıştım.
Bu amaçla, Sabah Gazetesi Muhabiri Dilek Yaman’ın “Cinsiyet değiştirme ameliyatı hayatını kabusa çevirdi” başlıklı, 20 Ağustos 2020’de Sabah’ın internet sayfasında Yaşam Haberliği bölümünde yer alan haberini ele aldım. İlgili haber, trans bir kadının vajinoplasti ameliyatı sonrası yaşadığı komplikasyon sonucu, ameliyatı yapan doktordan şikayetçi olmasını içeriyor.
Haberin dili, öznenin atanmış cinsiyeti ve ismi temel alınarak hazırlanmış.20 yaşında ve trans bir kadın olduğunu anladığımız özneden haberde; atanmış ismiyle birlikte “Genç adam” vurgusuyla bahsedilmiş. Aynı zamanda transların süreciyle ilgili haberde yer alan ifadeler, oldukça transfobik bir yapıda örülmüş ve cinsiyet, genital organlara indirgenerek, salt biyolojik bir kavram olarak ele alınmış. Haberde geçen olayı, muhabir, transfobik söylem üzerinden kurduğu, psikolojik şiddet içeren kendi sözcükleriyle dolaylı olarak aktarmış.
Muhabirin yapmış olduğu ve medya kuruluşunun kadına yönelik şiddet haberlerine göz attığımızda; ilgi çekici veya şaşkınlık uyandırıcı yanları öne çıkarıp, olayı toplumsal bağlamından soyutlayarak aktarma eğiliminde olduğunu görüyoruz. Haberin çerçevesi, neden sonuç ilişkisi kurulmadan, cis heteropatriyarkal bakış açısıyla oluşturulmuş.Ayrıca hazırladığı pek çok haberin içeriğinde, şiddet olağanlaştırılıp, toplumsal ve politik olarak sorgulamaya sevk etmiyor. Haberlerde geçen şiddet olaylarının, erkek egemen cinsiyetçi toplumsal bağlamı görünmez kılınıp, daha çok, münferit ilginç olaylar olarak aktarılmış.
Aynı haber Takvim Gazetesi’nin internet sayfasında “İstanbul'da mide bulandıran olay! Hayatını kabusa çevirdi! başlığıyla yer alırken, haberin içeriğindeki transfobik dil, aynı şekilde muhafaza edilmiş.
Kaos GL’nin 2019 Medya İzleme Raporu’na göre; 2019 yılı yazılı basında LGBTİ+ kimlik ve varoluşunun “suç” olarak gösterildiği bir yıl oldu. Yazılı basında ayrımcı dil çok sık bir biçimde kullanıldı. Metinlerin yarısı ayrımcıydı. 2018 yılında ayrımcı dil oranı yüzde 34 iken; 2019’da dramatik bir artışla bu oran yüzde 50’ye yükseldi.
2019’da LGBTİ+’ların haklarını ihlal eden, nefret söylemini yayan, ayrımcı dil kullanan, önyargılı içerik sayısında hem rakamsal hem de oransal anlamda bir artış yaşandı.
Hak odaklı haberciliğin gereği olarak, habere konu olan trans kadının yaşadığı mağduriyet, tercih ettiği isimle ve cinsiyet kimliği beyanı esas alınarak hazırlanmalı. Transların gerçek ismi, aynı zamanda yasal ismi olmayabilir. O nedenle mutlaka habere konu olan transın isim beyanı temel alınmalı. Transların ameliyatla ve sanki sonradan kadın-erkek olduğu yönündeki vurguya sahip bütün ifadelerin haberden atılması gerekir. Türkiye’deki transların bedensel inşa süreçlerinde yaşadıkları zorluklara, ilgili sivil toplum kuruluşlarının raporlarına atıf yapılarak, sağlık alanında yaşadıkları ayrımcılığa ve bu konuda hayata geçirilmesi gereken güçlendirici sosyal politikalara dikkat çekilebilir. Haberde, destek alabilecekleri danışma hatlarının ve merkezlerin bilgisine yer verilebilir.
*Bu yazı Kaos GL Medya Okulu kapsamında hazırlanıp yayınlanmıştır.
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: medya