09/07/2018 | Yazar: Serkan K

Scarlett Johansson’un trans erkek rolünü oynaması ne etik ne estetik.

Scarlett Johansson’un trans erkek rolünü oynaması ne etik ne estetik.

Yeni filmi Rub & Tug’da 70’ler ve 80’lerde yaşayan, masaj salonu sahibi bir trans erkeği canlandıracak olan Scarlett Johansson özellikle LGBTİ+ bireyler tarafından ağır eleştirilerle karşılaştı ama buna rağmen herhangi bir duyarlılık göstermemekte ısrarlı.

Bir cis-kadının trans erkek rolünü trans erkeklerden çalması varoluş mücadelesi veren insanların mücadelesine engeldir. Bazı insanlar sadece var olmak için bile bir mücadele içerisindedir. LGBTİ+ bireyler için de durum böyledir. Varoluşumuz mücadele gerektirir çünkü var olmamızı istemeyen insanlar çoğunluğu ve gücü ellerinde tutarlar. Bu mücadelenin en önemli kollarından birisi görünürlüktür. Yani var olmamızı istemeyen insanlara ne kadar var olduğumuzu ve onlardan eksik olmadığımızı göstermektir. Cihangir Öz’ün 2018 İstanbul Onur Yürüyüşü ile ilgili dediği gibi “Bugün aslında istenmediğimiz bir yerde ne kadar var olacağımıza dair bir gün.” 

Her ne kadar Onur Yürüyüşleri görünürlük mücadelesinin en yüksekte olduğu yerler olsa da aslında bu mücadeleyi LGBTİ+ bireyler olarak hayatımızın her anında veriyoruz.

LGBTİ+ hareketi 50 yılı aşkın bir sürede belirli bir ivme ve görünürlük kazanmış ve haklarını elde etmeye başlamış bir harekettir. Böylesine görünürlük kazanmış bir harekete aydın ve sanatçı kesimden hala kayıtsız kalanlar olması oldukça üzücü. Varoluş mücadelesi vermesi gereken kimliklerin görünürlüğünün önemini anlamak bir aydın, bir sanatçı için bu kadar güç olmamalı. Teklifi kabul etmeden önce bunu düşünememesi yetmezmiş gibi bir de kendisine bu konuda yöneltilen eleştirileri de ciddiye almıyor. “Daha önce başka natranslar da trans rolünde oynadılar ve beğenildiler. Beni hedef almayın” demeye getiriyor. Liberal demokrat ve birçok kez feminist harekette de boy göstermiş bir kadın olmasına rağmen bu Johansson’un kariyerini etiğin önüne koyduğu ilk zaman da değil. Şimdi cis kadın ayrıcalığını kullanarak bir trans erkeği canlandırdığı gibi daha öncesinde de Ghost in the Shell filminde beyaz Amerikalı önceliğini kullanarak Asyalı bir karakteri canlandırmıştı. Non-binary sanatçı Faith Choyce, Johansson’un bu tavrıyla ilgili “Kariyer planı bütün marjinalize edilmiş gruplardan bir karakteri canlandırmak olsa gerek” diyor.

Hiçbir natrans oyuncu, trans rolünü bir trans kadar güzel canlandıramaz. Yönetmenlerin prim için ünlü ve ayrıcalıklı oyuncuları azınlık rollerine vermeleri kapitalizmin nasıl transfobi veya ırkçılık doğurabileceğinin bir örneği.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: kültür sanat
nefret