Sekans’ta da Öpüşelim, Aşkitom!

Bir erkek, yanına bir de manita yapmış, vay anasını, o da erkek! Bir bara gidiyorlar. İçkilerini yudumluyorlar. Beyaz Türklerin yoğun olduğu bir yer burası. İnsanlar Türkçe dublajlı filmlerdeki gibi konuşuyorlar. Kadınlı erkekli masalar, içlerinde sarmaş dolaş oturanlar, öpüşenler var. Muasır medeniyetler seviyesi gibi bir his kaplıyor içinizi. İlk cümledeki o iki erkek de sarmaş dolaş oturmak istiyorlar, malum âşıklar, öpüşecekler, doyamıyorlar birbirlerine. Yalnız bir alarm sistemi var bu mekânda, “şöyle böyle bir yer” alarmı… Ne zaman ki iki erkek aşklarını gizlemiyor, o zaman âşıklarımızın yaydığı titreşimleri tespit ediyor barmenlerin beyinlerindeki “noğluyo lan!” çipi. “Hesabı alalım, sizi de dışarı alalım” deyiveriyor barmen hiç utanmadan. İki kadın aşklarını gizlemediğinde “ağbi hatunlara bak, off ne âlem yapılır bunlarla” sinyali geliyor çipten. Sorun olmuyor. Sadece erekte olan penisler, salya içinde kalan ağızlar, büyümüş gözbebekleri falan filan…

 

Eşcinseller ne yaparsa “aşırı” kaçar, bir trans nerelere girebilir, bunları düşünmek zorunda kalıyoruz. Ankara’da Sekans adlı bardan arkadaşlarımız atıldı iki erkek baby kiss verdikleri için. “Olacakları bilmiyormuş gibi siz de kışkırtmayın canım” diyenleri duydum, “gittikleri her yerde olay çıkarıyorlar, doğru dursunlar artık” diyenleri ve hatta “barmen haklı” diyenleri. LGBT olarak, en az heteroseksüellerin sahip olduğu kadar istiyorum her şeyi. Bu aptallık derecesindeki basit ilkeyi de tartışmak istemiyorum artık kimseyle. Atılan arkadaşlar Sekans’ta olanları duyurmak istediler ki bu mekân aynı muameleyi başkalarına yapamasın, yapacaksa da paracıklarımızla zengin olamasın diye. Facebook üzerinden “Heteroseksist/Homofobik/Transfobik Eğlenceye Hayır!” adında bir grup kurdular: http://www.facebook.com/home.php?sk=group_132262493512802&ap=1

 

Sekans’taki olayı duyunca kimse “aman Allah’ım, nasıl böyle bir şey olabilir!” demedi, aksine herkes benzer şeyleri başka mekânlarda yaşamıştı. Gay-friendly diye LGBT’lerin akın ettiği Eski Yeni’de, Passage’da, Acme’de neler neler olmuştu ve sineye çekmekten başka bir şey yapamıyorduk. Sekans için bir eylem yapılsın dendi. Cumartesi akşamı oturduk düşündük ve bir performans yapmaya karar verdik. 10-15 kişiydik. 3 masaya ayrıldık ve “aşırı” davranmaya başladık. Çevremizdeki heteroseksüelleri taklit ediyorduk aslında. Barmenler bize bakıyordu; ama hiçbiri bizi uyarmıyordu. Bara oturduk, barmenlerin gözünün içine baka baka öpüştük. Kimse bizi kovmadı. “Mekân dönüşmüş” dedik, yersen…

 

Sekans’tan çıktıktan sonra kapının önünde hep beraber öpüştük, “heteroseksist, homofobik ve transfobik eğlenceye hayır!” diye bağırdık. Bizimle beraberr öpüşen heteroseksüel çiftler de oldu. Sonra da “olay çıkarmadan” ayrıldık. Sekans’la daha sonra röportaj yapıldı (http://kaosgl.org/icerik/sekans_pubda_opusme_eylemi); olanları çarpıtarak anlatmış Sekans, üstüne üstlük bir daha biz eylemcileri Sekans’a almayacaklarmış. Öpüşemeyeceksem, Sekans’ta işim ne?!

 

Cinsel yönelim ayrımcılığına dair özel bir düzenleme olsaydı Sekans’ta doya doya öpüşebilirdik dimi, aşkitom? Derdik ki “bu barmen benim kimi seveceğime karışabileceğini sanacak kadar naif, daha aklı başında biri getirsin içkimi!”. “Öpüşme eylemi yaptınız da başınız göğe mi erdi?”ciler için ne kadar eğlendiğimizi anlatmayacağım. Sekans aynı Sekans, isteyenler “eşcinsel-dostu” barmenlerin tahammül eşiğini aşmadan (aman ha!) uslu uslu oturabilirler. Biz bu ikiyüzlülüğe karşı ne yapmalıyız diye tartıştık, kafa patlattık, kendi içimizdeki “çok belli etme!”yle yüzleştik. En önemlisi de çok güçlü hissettik. Dönüşte de yol boyunca öpüştük, Sekans’ta yaptıklarımızı anlatıp anlatıp güldük. Yukarıda bahsettiğim Facebook grubu bir tür mekân rehberi, “burası cıs” diyor çeşitli yerler hakkında. Hedefleri bu mekânlara kitlesel olarak gidip çeşitli performanslarla “olay çıkarmak”. Sizler de mekânların gerçek yüzlerini göstermek için yazabilir ve madiye ortak olabilirsiniz.